"Enderun'da Musiki"

"Enderun'da Musiki"

Prof. Dr. Ayangil:- "Profesör Şevkiye Kazan Nas, 'Eğer Platon 16. yüzyılda yaşasaydı, Devlet isimli eserinde çizdiği ütopyanın Osmanlı döneminde büyük ölçüde gerçekleşmiş olduğunu görerek mutlu ölürdü' diyor. Yani böyle bir devletin bir hayal, ütopya olma

İSTANBUL (AA) - Prof. Dr. Ruhi Ayangil, Enderun İstanbul Vakfınca düzenlenen "Enderun'da Musiki" konferansında Osmanlı döneminde müziğe verilen önemi anlattı.

Topkapı Sarayı Konferans Salonu'nda gerçekleşen etkinlikte konuşan Prof. Dr. Ayangil, Enderun adıyla da bilinen Osmanlı saray müziğinin, Türk musiki tarihi bakımından önemini vurguladı.

Ayangil, Enderun musikisinin 17. yüzyılda notaya geçirilmesinin iki Batılı entelektüel sayesinde olduğunu ifade ederek, şunları anlattı:

"Bunlardan ilki, Lehistan doğumlu Polonyalı ve asıl adı Albert Bobowski olan, önceleri Enderun meşkhanesinde erbaşı ve santuriyken sonrasında Divan-ı Hümayun mütercimliği yapan Ali Ufki Bey, kendi deyişiyle 'es-santuri'an sazendegan-ı' Ali Ufki Bey. İkincisi ise evvelkinden yaklaşık yarım asır sonra saraya intikal etmiş Buğdan Beyi Prens Demetrius Cantemir, musiki tarihimizde bilinen adıyla bestekar Kantemiroğlu'dur."

Ali Ufki Bey'in 17 dil bildiğini dile getiren Ayangil, şöyle devam etti:

"Ali Ufki Bey, o dönem 505 parçayı kendi telifi olan nota yazısıyla notaya almış, 'Mecmua-i Saz ü Söz' adlı eserinde toplayarak günümüzden 350 yıl öncesinin musiki dünyasını aydınlatan eseri, cönkü ile Türk müziğine büyük katkı sağlamıştır. Kendisi aynı zamanda Topkapı Sarayı'nın planlarını çizen kişidir, çizdiği planda 24 numaralı yerin Enderun Meşkhanesi olduğunu işaretlemiştir. Kendisi de burada meşk etmiş ve notaları orada yazmıştır. Yazdığı eser, İngiltere'de başka bir araştırma yapan tarihçi Çağatay Ulutay tarafından British Library Kütüphanesinde tesadüfen bulunmuştur. Ben de aslını gördüm, hem de bir mikrofilmini, kopyasını aldım. Eserde notalarla birlikte 17. yüzyılda adı geçen birçok bestekarın adı yer alıyor, çoğu Enderun mensupları ve aralarında 4. Murad gibi padişahlar da var, Şah Murad olarak yer alıyor."

Ayangil, Ali Ufki Bey'in, Enderun Meşkhanesi'nde öğrendiği eserleri Batı grafik notasyonuna kendi tarafından uyarladığı haliyle Mecmua-i Saz ü Söz eserinde yer verdiği Nevayi, Dikeş, Santuri İbrahim Çelebi, Ferruh, Cüce Ali Ağa, Avvad Ali Bey, Rıdvan Baba, Şah Kulu, Mıskaali Ahmed Bey gibi bestekarların çoğunun bugün bilinmediğini vurguladı.


- "Ali Ufki Bey'in hatırasına dair bir şey yapamadık"

Ali Ufki Bey'in 400 yıl önce notaya aldığı 4. Murad'a ait "Uyan Ey Gözlerim Gafletten Uyan" bestesini, 1980 yılında yeniden bugünün müziğine aktardığını vurgulayan Ayangil, "Bugün 21. yüzyıldayız ve Ali Ufki Bey'in hatırasına dair henüz bir şey yapabilmiş değiliz. İnşallah gençler bunları yapar. Nasıl ki bu sene 100. ölüm yıl dönümü olan Tanburi Cemil Bey için birçok şey yapılması gerektiği gibi" ifadesini kullandı.

Prof. Dr. Ayangil, Osmanlı döneminde kabiliyetli bestekar, şair ve icracıların padişahlar tarafından özellikle desteklendiğine değinerek, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Profesör Şevkiye Kazan Nas, 'Eğer Platon 16. yüzyılda yaşasaydı, Devlet isimli eserinde çizdiği ütopyanın Osmanlı döneminde büyük ölçüde gerçekleşmiş olduğunu görerek mutlu ölürdü' diyor. Yani böyle bir devletin bir hayal, ütopya olmadığını Osmanlı bu Enderun sistemi ile dünya aleme göstermiştir. Enderun musikiden şiire, güzel sözden siyaset bilimine kadar yetenek sahibi olanların yükselmesini temin eden bir sistemdir ki biz buna meritokrasi diyoruz, Avrupa'da aristokrasi anlayışı varken, Osmanlı'da devleti temsilen Padişah dışında meritokrasi, yani yeteneklerin sevildiği, yüceltildiği ve bunların yönetime getirildiği bir sistem kurulmuş oluyor, Enderun'un başlıca faikiyeti budur."




AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Önceki ve Sonraki Haberler