Doğu Gutalı doktorlar 4. yılında kimyasal silah katliamını anlattı

Doğu Gutalı doktorlar 4. yılında kimyasal silah katliamını anlattı

Doğu Gutalı kalp ve damar hastalıkları cerrahisi uzmanı Esmer:- "O anki ilk duygum korkuydu. Sağlık ekibim için çok korktum. Benim idarem altındaki herhangi bir sağlık personelini kaybetme korkusu içerisindeydim"- "Çalışanlarımızdan birisi öldü ve gazdan

İSTANBUL (AA) - LEVENT TOK / ADHAM KAKO - Suriye'nin başkenti Şam'ın Doğu Guta bölgesinde görev yapan doktorlar, Beşşar Esed rejiminin bin 400'den fazla sivili kimyasal silahla öldürdüğü katliamın 4. yılında yaşadıklarını anlattı.

Esed rejiminin 21 Ağustos 2013 yılında Doğu Guta bölgesine düzenlediği kimyasal saldırıda çoğunluğu çocuk ve kadınlardan oluşan bin 400'den fazla sivil zehirli gazdan etkilenerek hayatını kaybetmişti.

Rejimin 5 yılı aşkın süredir askeri kuşatmada tuttuğu, yaklaşık 400 bin sivilin yaşadığı Doğu Guta'da kalp ve damar hastalıkları cerrahisi uzmanı Halil Esmer, kimyasal silah saldırısı günü yaşadıklarını, İstanbul'da AA muhabirlerine anlattı.

Esmer, "Aslında Guta’ya düzenlenen o saldırı bölgeye gerçekleştirilen 6. kimyasal silah saldırısıydı. Rejim, Doğu Guta’yı defalarca kimyasallarla vurmuştu ama hiçbir zaman bu kadar güçlü vurmamıştı." değerlendirmesini yaptı.

Katliam günü sabah 02.00’de uyandığını belirten Esmer, "İlk anda bu denli büyük bir saldırı olacağını tahmin etmiyordum. Yaklaşık 15 dakika sonra, çok sayıda etkileneni gördükten sonra saldırının ne kadar büyük olduğunu anladım." ifadelerini kullandı.

Doktor Esmer, o anki ilk duygusunun korku olduğuna dikkati çekerek, "Sağlık ekibim için çok korktum. Benim idarem altındaki herhangi bir sağlık personelini kaybetme korkusu içerisindeydim. Çalışanlarımızdan birisi öldü ve gazdan etkilenenler oldu. İkinci duygumuz ise acizlik hissi oldu. Gözümüzün önünde çok büyük bir dram vardı ama bu duruma müdahale edememe duygusu çok acıydı. Zira saldırı günü 02.00'den 11.00' e kadar insanları tedavi etmeye çalıştık." şeklinde konuştu.

Rejimin kimyasal silah saldırılarına duyarsız kalan uluslararası kuruluşları eleştiren Esmer, şunları kaydetti:

"Üçüncü duygumuz ise öfke oldu. Bizi en çok sinirlendiren konu ABD siyasetçilerinin gereksiz soruları oldu. Bize sürekli Esed rejiminin neden Sarin gazı kullandığı sorularını yönelttiler. Bu tarz sorulara çok şaşırıyorum. Eğer onlar soru peşinde ise bu insanlara bir baksınlar, onları kim ve nasıl öldürdü? Sivilleri öldüren sarin gazı değilse, peki onları kim, nasıl öldürdü? Bunun cevabını versinler."

- "Çocuklar gözümüzün önünde can veriyordu"

Göğüs cerrahisi uzmanı Samir Şami de "Kimyasal saldırısında yaşadıklarımızı, gördüklerimizi anlatmak çok zor. Çocuklar gözümüzün önünde can veriyordu. Sağlık ekiplerimiz, vatandaşlar, herkes seferber olmuştu. Herkes yardım etmeye çalışıyordu ama yine de yetersiz kaldık." dedi.

Saldırıda sağlık çalışanlarının da etkilendiğini belirten Şami, "Sağlık merkezimiz olay yerinden biraz uzak olduğu için merkezimize gelen hasta sayısı daha azdı. Sağlık merkezimize en az 630 kişi sevk edildi. Maalesef 65 kişi zehirli gazların etkisiyle şehit oldu." ifadelerini kullandı.

Kimyasal silah saldırısından ilk etkilenenlerin nefes darlığı çeken hastalar olduğuna işaret eden Şami, "Bu hastalarda kimyasalın etkisi büyüktü. Yüzde 10'u uzun süre bu saldırının etkisiyle yaşadı." dedi.

Doğu Guta kimyasal silah saldırısının ardından ABD'nin daha önce ilan ettiği "kırmızı çizgi" gereğince Suriye'ye müdahale etmesi beklentisi doğmuştu. Ancak Rusya, rejimin tüm kimyasal silah stokunu imha etmesi teklifini getirerek müdahaleyi engellemişti. Taraflar, 15 Eylül 2013'te anlaşmış, Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütünün (OPCW) devreye girdiği süreçte imha işlemi başlatılmıştı. Örgüt, işlemin 19 Ağustos 2014'te tamamlandığını duyurmuştu. Ancak örgütün imha ettiği stok, Esed'in bildirdiği envanterle sınırlı kalmıştı. Rejimin tekrarlayan klor gazı saldırıları, tüm kimyasal silah stokunu imha etmediğini, bir kısmını gizlemeyi başardığını gözler önüne seriyor.

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Önceki ve Sonraki Haberler