ANKARA (AA) - YEŞİM SERT KARAASLAN - Hava Kuvvetleri Komutanlığında 2012-2015 yılları arasında "ahlaki zayıflık" gerekçesiyle 600'ün üzerinde subay ve astsubayın ilişiğinin kesilmesinin, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) tarafından organize edildiği belirtildi.

Emekli askeri hakim ve avukat Cavit Çalış, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türk Silahlı Kuvvetlerinden çeşitli gerekçelerle astsubay ve subayların ilişiklerinin kesilebildiğini söyledi.

Adli mercilere taşınan olaylar sonucunda, bazı ihraç ve atamalarda usulsüzlüklerin yapıldığının ortaya konduğunu vurgulayan Çalış, "Gerek belli kritik yerlere yapılan atamalarda, gerek üst rütbeye terfilerde, gerekse 'şüpheli personel' olarak gösterilerek yurt dışı görevlendirmeleri yapılmadı. Yurt içi ve yurt dışında kilit görevlere atamalarda yandaşlar kayırılmış, kendilerinden olmayanları da maalesef etkisiz hale getirmeyi başarmışlardır. Bugün, onları çok daha net görüyoruz." diye konuştu.

Hava Kuvvetleri Komutanlığında özellikle 2012-2015 yılları arasında "ahlaki zayıflık" gerekçesiyle 600'ün üzerinde subay ve astsubayın ilişiğinin kesildiğine dikkati çeken Çalış, "Bunların önemli bir bölümünün İzmir Askeri Casusluk davasında yargılanan Narin Korkmaz isimli bir bayanla ilişkilendirilmesi ve bu davadaki elektronik ortamdaki bilgiler üzerine ve o dönemdeki Hava Kuvvetleri İstihbarat Başkanlığı personeli tarafından her türlü yasak sorgulama yöntemleri kullanılarak, tespit edilen ifadelere dayandırılmıştır." dedi.

İlişiği kesilen subay ve astsubaylar tarafından Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde açılan davaların ilk zamanlarda büyük bölümünün reddedildiğini ifade eden Çalış, şunları kaydetti:

"İlerleyen zaman içerisinde bu ayırma işlemlerinin FETÖ/PDY örgütü mensupları tarafından organize edildiğinin farkına varıldı ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesince iptal kararları verildi. Bunların bir kısmı Askeri Yüksek İdare Mahkemesine açılan davalar sonucunda geriye döndü. Bir kısmı da Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde reddedilen davalar nedeniyle Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunuldu. Çok sayıda bireysel başvuru dosyası, halen Anayasa Mahkemesinde inceleme sırasında bekliyor.

Bu ayırma işlemleri, özel hayatın gizliliği ve korunması ilkesi ile yasal yollardan elde edilmemiş bulguların delil olarak kabul edilemeyeceğine dair Anayasa ve diğer yasalarımızdaki hükümlere tamamen aykırıdır.

Burada önemli bir husus var. Bu davalar, Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin 1. Dairesinde görüldü. İlk başta, mahkeme katı tutum sergiledi ve ne yazık ki 'red' ile sonuçlananlar ilk davalar oldu. Sonradan heyetin bazı üyelerinin bunun FETÖ'nün faaliyeti olduğunu anlamasıyla iyi yönde gelişmeler oldu ve bir kısım davalar kabul edildi ve Silahlı Kuvvetlere dönme imkanı verildi."

- FETÖ, Bilgi Sistemleri subaylarının belirlenmesinde de rol aldı

Çalış, ayrıca Kara Kuvvetleri Komutanlığında 2015 yılı Bilgi Sistemleri Subayı (OBİ) branşına seçilecek subayların belirlenmesi için yazılı sınav yapıldığını anlattı.

Söz konusu sınavda, bu branş için 24 kişilik kontenjan ayrıldığını aktaran Çalış, şöyle devam etti:

"Kontenjan dışında olan bir kısım adayların kontenjan içine alınabilmesi için yazılı sınav sonuçları açıklandıktan sonra, Mayıs 2015'te düzenlenen sicil belgelerine olumsuz kanaat yazılmak/yazdırılmak suretiyle ya da sonradan Kara Kuvvetleri Tayin Dairesine olumsuz içerikte yazı yazılmak/yazdırılmak suretiyle ortam hazırlanmıştır.

Ardından, askeri lise, harp okulu ve sınıf okulunu derece yaparak bitiren başarılı subaylar elenerek yazılı sınavda kontenjan içine giremeyen subayların alınması sağlanmıştır. 15 Temmuz'daki darbe teşebbüsünden sonra, bu işlemleri gerçekleştiren subayların neredeyse tamamı FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile irtibatlı oldukları gerekçesiyle hem Silahlı Kuvvetlerden ihraç edilmiş ve hem de tutuklanmışlardır."

- "2005'ten itibaren intibak döneminde öğrencilerin yüzde 40'ı okuldan ayrıldı"

Astsubay Meslek Yüksekokulları ve özellikle Harp Okullarının özellikle intibak döneminde de çok sayıda öğrencinin ayrıldığına dikkati çeken Çalış, şu ifadeleri kullandı:

"2005 yılından itibaren bugüne kadar öğrenci mevcudunun yaklaşık yüzde 40'ı çeşitli baskılara maruz kaldıkları ya da bu okullardaki şimdilerde FETÖ/PDY mensubu oldukları anlaşılan takım, bölük, tabur ve alay komutanlarının son derece keyfi uygulamalarına maruz kalmıştır.

Askeri hastanelerin sağlık kurullarında görevli ve özellikle kardiyoloji yönünden son derece basit sebeplerle 'askeri öğrenci olamaz' raporu verilmiş olması nedeniyle, bu okullardan uzaklaştırılmış veya ayrılmak zorunda bırakılmışlardır."

Çalış, 2005'ten itibaren askeri öğrencilikten haksız bir şekilde çıkarılanların mağduriyetlerinin giderilmesi için telafi edici önlemlerin alınmasının önemli olduğu değerlendirmesinde bulundu.

AA