CHP Konya’da ne zaman manşet olur?

Geçtiğimiz yılın Nisan ayıydı. CHP’nin Konya’daki iki önemli ismi merhum Nezir Büyükcengiz ve Ali Alp gazetemizi ziyaret etmişti. Söz siyasetten dönüp dolaşıp CHP’nin Konya’daki tabanında yıllardır yaşanan rahatsızlığa gelmişti. Konya’nın dindar ve muhafazakar yapısı gereği Konya medyasının sol partilerin sesine çok fazla yer vermiyor oluşuydu bu rahatsızlık. Büyükcengiz, konuya anlayışla ve siyasi nezaketiyle açıklık getirmiş, “Solun güçlü olduğu şehirlerde de biz daha çok manşet oluruz, ne yapalım Konya’da yaşıyoruz, çekip gidemeyiz ki, bu şehirde doğup büyüdük, bu şehri seviyoruz” demişti.

Başta Konya olmak üzere Anadolu’nun orta ve doğu bölgelerinde CHP’nin taban bulamamasının nedeni, bürokratik oligarşiden alınan güç ve destekle üretilmiş günübirlik politikalardır. Sorun buradadır… Sorun genel başkanın bir gün Kemalist, bir gün sosyal demokrat, bir gün ulusalcı, bir gün Anadolu solcusu olması, sırtını bürokrasiye dayaması, fırsatçı profesyonel politikacı üniformasını bir türlü çıkarmamasındadır. Oysa birçok sorunun cevabı bizzat kendisinin yazdırmış olduğu bugün çoktan unutulmuş olan bazı metinlerdedir. Keşke son seçimlerdeki CHP parti programını yeniden anlayarak okuyacak biri çıksa… Verilen sözler ne kadar da çabuk unutuluyor.

Kendisini sosyal demokrat olarak ifade eden CHP devlet kuran parti olarak Avrupa’daki özdeşlerine de benzememektedir. CHP, sanayi devrimini yaşamamış Türkiye’de bizzat devlet eliyle kurulmuş ve büyütülmüştür. İçinde devletin her türlü katmanını barındıran, gücünü sınıf kavgasından değil devlet oligarşisinden almıştır. Dolayısıyla CHP’nin sosyal demokrasi mücadelesi sol değil aksine sağcı bir harekettir.

Sağcılığından olsa gerek bu seçimlerde parti önemli bir tercihle karşı karşıya kaldı. Kendini bu seçimler öncesi “merkezde” ilan eden CHP, sağdan önemli isimleri vitrinine taşıdı. Sol tabanda “sol”dan çıkmakla eleştirilen parti, bu hızlı “sağ”a kayışına Cumhuriyetin tehlikede olduğu varsayımından hareketle kendisini, merkez sağa açarak nokta koydu.

Geçen seçimde yüzde 19 oy alınmasını, bu seçim öncesi anketlerde de yüzde 18-20 aralığında oyların görünmesini şöyle okuyabiliriz: CHP nesillerden nesillere devlet desteğini arkasına alan bir parti. Türk vatandaşlarındaki devletçi duruş dikkate alındığında, CHP sandıktan doğal olarak çıkıyor. CHP sandıktan, sol ya da sosyal demokrat olduğu için çıkmıyor. Türkiye'deki mevcut durumu muhafaza etme gayretinin bir sonucu olarak çıkıyor. Yani Türkiye'de düzenin değişmesinden rahatsız olan bir kesim CHP'ye oy veriyor. Sosyo ekonomik statü bakımından bu insanlar ağırlıklı olarak toplumun en üst kesiminde bulunuyor. Bu şunu gösteriyor. Türkiye'de yerleşik şehir burjuvazisi mevcut düzenden büyük ölçüde rahatsız olmadığı için bu düzenin bekçisi olarak kendisini tanıtan CHP'ye oy veriyor.

Baykal’ın, yasakçılığın sembolü haline gelmiş YÖK’ün özgürlükleri kısıtlayan dayatmalarına alkış tutan, siyaset üretemeyince soluğu Anayasa Mahkemesi’nde alan ve Cumhurbaşkanını halkın seçmesini bile engelleyici tutumlarının, devletçi şehir burjuvazisini rahatsız etmesi beklenemez ancak bu tutum, CHP’yi geniş toplum kesimlerinden koparmaya yetiyor. Bütün bunlar, CHP’nin parti programındaki halkçı söylemiyle ne kadar örtüşüyor, bunu sorgulamak lazım bence. Genel Merkez bunu fehmedemiyorsa, teşkilatlar öne çıkmalı, bu dönemde üzerlerine yapışan yasakçılık ve dayatmacılık gömleğini çıkartmalı...

Kendilerine ‘kutsal bir miras’ olarak bırakılan ‘hükümet etme’ imtiyazı, ‘çarıklılar’ tarafından haksız(!)  bir şekilde gasp edildiği için bu hakkı(!) ne pahasına olursa olsun geri almak için verilen bir mücadeledir, başka değil. Oysa siyasi iktidara muhalefet etme adına bürokratik iktidardan medet ummak hiçbir zaman bir partiyi iktidar alternatifi yapmamıştır, ne yazık ki Baykal bunu okuyabilmiş değil. Bu tablodan rahatsız olan teşkilatların da kendilerini ifade edecek medeni cesaretleri bulunmuyor.

“CHP ne zaman manşet olur?” sorusunun cevabını bu satırlarda aramak mümkün.

Keşke CHP, Baykal liderliğinde daha dengeli ve halkın değerlerine saygılı bir siyaset izlese de sadece Konya’da değil, Anadolu’nun bütün medyasında manşet olsa.

İstemeyenin gözü çıksın…

(memleket dergi)

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.