Av. Yasemin Bezirci

Av. Yasemin Bezirci

Vahşete Hayır: Ceren Damar

               İnsan; doğar, büyür, yaşar ve ölür. Doğum ile ölüm arasındaki süreçte ise; seçimler yapar. Sonrası ise malum; o seçimlerin sonuçlarını yaşar. Peki, insan davranışlarını neye göre yapar, insanın davranışlarını ne etkiler?

                Eskilerin de dediği gibi; insan gördüğünü işler. Yani; neyi görürse, o şekilde hareket etmeye başlar. Küçük çocuk bir rol-model seçer kendine, onu taklit eder. Hani annenin kolyelerini takıp, yüzünü boyayan o minik kız çocuğu annesini taklit ediyordur aslında. Bir Karadenizli gelse Konya’ya balıksız yemek mi olur der, neden? Balıkçılıkla büyümüş, her sofraya oturuşunda balık görmüş. Bir Karadenizli için sofrada balık olması değil, balık olmaması şaşılacak bir durumdur. Karadenizli birkaç yıl Konya’da kalırsa ne olur? İşte o zamanda pilav sormaya başlar; “düğün pilavsız mıydı” diye şaşırır. İnsan neyi normalleştirdiyse, ona alışır. Tabi bunlar küçük şeyler; insan normalleştirdiyse kötüye de alışır.

                O vahşet haberlerini ilk duymaya başladığımız zamanı hatırlar mısınız? Tüylerimiz diken diken olmuştu, ne çok kokmuştuk dimi?! Doğru olamaz, bir insan bunu yapamaz demiştik, inanmak istememiştik. Eskiler bıçak deyince insanın aklına; meyve, ekmek, döner gelirdi. Şimdilerdeyse bıçak deyince insanın aklına cinayet geliyor ne yazık ki…

                Mazluma şiddete hayır dedik mi? Biz dedik de, duyan oldu mu bilinmez. Kadına şiddete hayır dedik, doktora şiddete hayır dedik; her türlü şiddete hayır dedik demesine de; neden durmuyor bu vahşetler? İnsan insanın canını alır mı hiç? İnsan insanın sonu oluyor peki neden?

                İnsan gördüğünü işler değerli okuyucum. İlla ailede ya da çevrede gördüğünü de değil üstelik… Medyada, sosyal medyada vb. nerede gördüyse, işler. Gördüğü şeyleri bir süre sonra normalleştiriyor, sonrası mı? Gördüğünü gün gelir yapar hale geliyor. Şiddet düşünceyle başlıyor sonra sözlere dökülüyor… “Öldürürüm seni” derken, elini kana bulamış halde buluyor kendini. Hani “nasıl kıydı” diye soruyoruz ya, bir günde kıymadı aslında…

                Sosyal medyalarda eli silahlı fotoğraflar kol geziyor, silah güç göstergesi haline geldi adeta. Diziler ile filmler savaşlar ve entrikalar üzerine kurulu. Hangisini açsanız kimin gücü kime yeterse. Çizgi film izleyipte uçacağını düşünüp pencereden atlayan çocuk ile eline bir silah alıp birilerini vuran gencin ahvalinin birbirinden pekte bir farkı yok aslında.

                Nasıl da normalleştirdik değil mi? Sinirlenince, öfkelenince güç gösterisini vahşetle sonlandırır olduk. Peki, bu hikaye nasıl başladı hiç düşündünüz mü? “ Benim çocuğuma dokunamazsınız, benim çocuğum istediğini yapar, benim çocuğum her daim haklıdır.” Cümleleriyle başladı hikaye. Çocuğumuzun sınırları olmayıp, yaptığı yanlışların bir acı sonunu da görmeyince; her şeyi mübah gördü çocuk…

                Şiddetin ve vahşetin her türlüsüne HAYIR! Oysa ki bizim buram dostluk kokan türkülerimiz, kardeşliği öğütleyen destanlarımız/oyunlarımız vardı. Sahi ne oldu onlar? Tozlu raflardan kardeşlik ve dostluğu çıkarabilenlerden olmamız ümidiyle…

                Ceren Damar Şenel ’in anısına…

                Haftaya görüşmek üzere kıymetli okuyucularım.

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum