"Demokrasi, İstikrar, Kalkınma ve Denetim için Yeni Anayasa" paneli

"Demokrasi, İstikrar, Kalkınma ve Denetim için Yeni Anayasa" paneli

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Zengin:- "Bu ülkede asla bir bölünme tehlikesi yok. Kaldı ki 18 maddenin hiçbir yerinde ne federal yapıyla alakalı bir telaffuz var, ne buna giden bir ima var. Buradan federal devlet çıkarmak hiçbir yerde olamayacak bir şey"- C

GAZİANTEP (AA) - Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Özlem Zengin, "Bu ülkede asla bir bölünme tehlikesi yok. Kaldı ki 18 maddenin hiçbir yerinde ne federal yapıyla alakalı bir telaffuz var, ne buna giden bir ima var. Buradan federal devlet çıkarmak hiçbir yerde olamayacak bir şey" dedi.

Gaziantep Hasan Kalyoncu Üniversitesinde "Demokrasi, İstikrar, Kalkınma ve Denetim için Yeni Anayasa" paneli düzenlendi.

Üniversitenin konferans salonundaki panele Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanları Özlem Zengin, Mehmet Uçum ve Ahmet Selim Köroğlu katıldı.

Selim Köroğlu'nun moderatörlüğündeki panelde konuşan Özlem Zengin, 2007 yılında Türkiye'nin anayasadaki hükümlere rağmen hukukun suistimal edilmesine, seçilmişlere direnç gösterilmesine ve seçilmiş bir meclisin hiçbir engel yokken cumhurbaşkanı seçememesine şahit olduğunu söyledi.

Ülkenin 15 Temmuz 2016'da muazzam bir toplumsal kenetlenme yaşadığını kaydeden Zengin, "Görünen haliyle içeriden ama aklı asla içeriden değil. Dışarıdan, içeriden birlikte, Türkiye'nin bekasına, bu ülkenin demokrasisine daha evvelki darbe ve girişimlerine benzemeyen muazzam bir tehdit geldi." diye konuştu.

15 Temmuz'un Türkiye'nin en kanlı darbe girişimi olduğunu belirten Zengin, "Türkiye'de hiçbir darbede ve darbe girişiminde bu kadar sivil insan katledilmemiştir. Bu darbe milletin bire bir kendisine yapılmıştır." ifadesini kullandı.

Bu olayın bir gerçeğin görülmesine sebep olduğunu anlatan Zengin, "İçimizde herhangi bir problem yaratması meyyal olan sistemdeki boşluğa müsaade edemeyiz. Cumhurbaşkanlığı sistemiyle Türkiye'de yürütme erki tek bir yüze iniyor. Tek kişide temsilden kast edilen şey hukuken görünen yüz cumhurbaşkanı, arkasında cumhurbaşkanı yardımcıları, bakanlarlarıyla beraber şekillenen bir yürütme erki var." diye konuştu.

Bu sistem içinde yasamanın hiçbir yetkisinin alınıp yürütmeye verilmediğini vurgulayan Özlem Zengin, "Yasama asli işini yapmaya güçlenerek devam ediyor. Sorumsuz cumhurbaşkanından işlemiş olduğu düşünülen herhangi bir suçtan dolayı her tür sorumluluğu üstlenmesi gereken bir cumhurbaşkanına geçiliyor. En önemli mesele çift başlılığın ortadan kaldırılması." şeklinde konuştu.

- "15 Temmuz'dan sonra bu ülke asla bölünemez"

Zengin, sistemle ülkenin bölünüp bölünmeyeceği yönündeki soruya da şu yanıtı verdi:

"Bu önyargıdan kaynaklanıyor. Amerika'daki sistemin bire bir Türkiye'de uygulanacağını çarpıtarak kullanan, halktaki bu algıyı buradan yola çıkarak tetiklemeye gayret eden bir grup kasıtlı insan var. Oysaki başkanlık konusunda dünyada birçok farklı model var. Başkanlık sistemiyle federasyon arasında bir koordinasyon yok, bir bağlantı yok. Türkiye'de terör meselesi hassas bir mesele olduğu için bu bölünme meselesi bilinerek çoğaltılıyor. 15 Temmuz'dan sonra bu ülke asla bölünemez. O gün Şırnak'ta, Trabzon'da, Edirne'de, Ankara'da her yerde sadece Türk bayrakları vardı. Bu ülkede asla bir bölünme tehlikesi yok. Kaldı ki, 18 maddenin hiçbir yerinde ne federal yapıyla alakalı bir telaffuz var, ne buna giden bir ima var. Buradan federal devlet çıkarmak hiçbir yerde olamayacak bir şey. Ne bugün, ne daha sonra."

- Kadrocu hareketler çığ gibi büyüdü

Başdanışman Uçum da özellikle 1961'den sonra Türkiye'de kadrocu hareketlerin çığ gibi büyüdüğünü anlattı.

Gerici, faşist FETÖ çetesinin de devletin bu özelliğini fark edip adım adım kadrocu işgal hareketi ördüğünü belirten Uçum, şöyle konuştu:

"Her darbeden sonra da bunlar güçlendi. Diğer kadrocu hareketleri tasviye ettiler ve bunlar çok daha güçlü hale geldiler. Tam 15 Temmuz'a kadar. 15 Temmuz gerici bir hareketti, faşist bir hareketti. Devirme ve işgal amaçlıydı. Gericiydi, çünkü eğer başarılı olsaydı bu ülkeyi alıp olduğundan çok daha geri noktalara götürecekti. Faşist bir hareketti. Çünkü topluma tek tipçi bir hareketi hem siyasal anlamda, hem yaşam tarzı anlamında, hem inanç değerleri anlamında dayatacaktı."

- "Her devrimin bir de inşa aşaması vardır"

Bu girişime halkın verdiği tepkinin 21. yüzyılın devrimi olduğunu dile getiren Mehmet Uçum, "15 temmuz anlaşılmadan siyasal süreçlerin yeniden yapılandırılması söz konusu olamaz. Her devrimin iki aşaması vardır. Birinci aşama devirme aşaması, yıkma aşamasıdır. Bu 15 Temmuz devriminde devlet içindeki anti demokratik yapılar parçalandı. Her devrimin bir de inşa aşaması vardır. Siyasal sistemler boşluk tanımaz. Sayın Cumhurbaşkanı'nın 15 Temmuz'dan sonra yaptığı her konuşmasında söylediği, 'biz bu devleti sıfırdan inşa etmeliyiz'dir. Bu anayasa değişikliğinin ortaya çıkmasına sebep olanlardan birisi budur." diye konuştu.

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :