Yüzyıl öncesinin seçmen kriterleri

Türkiye ve Konya 22 Temmuz 2007 tarihinde yapılan seçimlere adım adım yaklaşırken “100 yıl öncesinin milletvekili olma kriterlerini Memleket’te ve BozkirinSesi.Com’da gündeme taşımıştım. O günkü süreçte bu yazım, yüclerce haber portalına, Milliyet Gazetesi’nin ekonomi yazarı Prof. Dr. Güngör Uras hocanın köşesine ve KTV televizyonunda yazı ve haberlere kaynak oluşturmuştu. Bugün ise 100 yıl öncesinin kriterleriyle, seçilen milletvekillerinin nasıl izlendiğini aktaracağım.

Liderlerin belirleyip, bizlerin oyladığı (!) milletvekillerimiz bugünlerde İl Seçim Kurulları’nda mazbatalarını almanın heyecanını yaşarken, bendeniz bu yeni sürece birazcık katkıda bulanabilmek için son birkaç günümü konuyla ilgili Osmanlıca yazılan eserleri okumaya, makaleleri incelemeye ayırdım. 100 yıl önce emek ve göz nuruyla yazılan kitapları gözlerim yanarak okumaya gayret ettim. Konya Yusuf Ağa Kütüphanesi katalogunda 9521/2’ sayıyla kayıtlı “İslamiyet ve Meşrutiyet” isimli eseri baştan sona yeniden okudum. Bu eserin hem orjinalini, hem de Selçuk Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bölümü okutmanı Ahmet Atalay’ın Türkçeleştirdiği nüshasını taradım. Bir defa İttihat ve Terakki’den milletvekili seçilen, sonra da Hürriyet ve İhtilaf Parti’sinden ikinci kez milletvekili olmayı başararak Damat Ferit hükümeti döneminde Ayan Üyeliği’ne atanan Bozkır’ın kurt siyasetçisi Mehmet Zeynelabidin Efendi, Konya’da yayınlanan “Meşrık-ı İrfan Gazetesi”nde seçilen milletvekillerinin seçmen tarafından takip edilme yöntemlerini de açıklamış. İşte size, şimdi de orijinal yazımıyla, 100 önce Konya’da seçilen milletvekillerini izleme kriterleri…

***

MEBUSLARI GÖNDERMEKLE İŞİ

BİTİRMİŞ OLUR MUYUZ?

İyi mebuslar seçip göndermekle işi bitirmiş ve vazifemizi yapmış olmayız… Yüzbin kuruşluk bir davamızı görmek için tayin ettiğimiz bir vekili (avukatı), mahkemeye gönderirsek, bu vekil (avukat) işimizi görür deyip arkasını boşlar mıyız? Yoksa, arada vekilden (avukat), “Ne ettin, ne yaptın?” diyerek sorar ve ara sıra mahkemeyi dinler ve “O iş ne oldu?” diyerek merak etmez miyiz? Şüphe yok… Hiçbir vakit o işi unutmayız.

İşte umuma (kamuya) ait olan bu işi de (seçilen milletvekillerinin takibi) kendi özel işlerimiz kadar, iş edinir isek, vekillerimiz mecliste ne müzakere eder, ne konuşurlar, arzumuza muhalif (aykırı) bir iş mi yapıyorlar, yanlış kararlar mı alıyorlar? Haber alırız, almalıyız. Vekillere yardım etmek lazım gelirse bütün kuvvetimizle yardım ediriz. Mabuslarımızı unutur ve lazım geldiği halde yardım etmez isek sözümüzün eri olmayız… Mabuslar daima ahaliyi (halkı, cumhuru) aldatmayı ve baskı altında bulundurmayı arzu eden hükümetin ve yüksek yolluların (bürokratların) esiri olurlar. Ben mebus olamadım diyenlerin ve mebusları sevmememesi lazım gelenlerin, “Mebuslar şöyle yaptı, böyle etti” diyerek söyledikleri sözleri inceleyip, altında gizli olduğu kadar da kirli olan maksatlarını anlamaya çalışalım. Sair israfata (savurganlığa) nisbetle gayet az olan maaşlarını ikide birde vekillerimizin başına kakıp (eleştiri konusu yaparak), bunun yüzbin misli olan boş yerlere atılan (harcanan) paraları bize göstermediklerini düşünelim. Birden bire kanıp aldanmayalım ve oturduğumuz dalı (seçme hakkını) yine kendi elimizle kesmeyelim. Çünkü o mebusları biz beğendik, biz gönderdik...  Onlar bizim vekillerimizdir. Bizim adamımızdır. Hükümete karşı bizi müdafaa edecek onlardır. İşimizi görmek için mahkemeye gönderdiğimiz vekilimizin (avukatın) ayağını (önüne engel olur) alır isek iyi mi etmiş oluruz? Yoksa milletin vekillerine lüzum yok mudur? Düşünelim, var gücümüzle mebuslarımıza yardım edelim. Düşmanların desisesine (Halkı kışkırtacak yalanlara, oyunlara) aldanmayalım. Düşmanlar bizi kullanmak istiyorlar. Aldanacağımıza güveniyorlar da, vekillerimizin ayağını aldırmaya (onları yıpratmaya) bizi teşvik ediyorlar. Biz de onlara kendimizi gösterelim, aldanmayalım. Yalnız, göndereceğimiz mebusları evvelinden iyi seçelim.

Kimse yalnız başına vekilleri izleyemez.

Bunu nasıl yapacağız.

Cemiyet-i Siyasiye teşkilatları oluşturmalıyız. Bunlar derneklerdir (Sivil toplum örgütmleri). Bu yapılanmalar memleketin huzuru için mebusları izlemeli, izlettirmeli, gelişmeleri mahallerinde halka anlatmalıdır. Yani bu dernekler memleket işine karışmalı ve memleketin saadetine ve mutluluğuna çalışmalıdır. Bu işi ülke çapına yaymalıyız, çıkması muhtemel insafsız memurların halka zulmünü önleyebilmek için yeni dernekler, cemiyetler meydana getirmeli ve odalar açmalıyız. Memleketin ıslahı için çare düşünmeli, taşınmalı, gazeteler yayınlamalıyız. Bütün kötülükleri aradan kaldıracak kanunlar meydana getirmeliyiz. Dünyada eline fırsat geçenlerin, yüksek yer tutanların kendilerini karşılayacak bir kuvvet göremedikleri takdirde, diğerlerine güç kullanacaklarını, hayvanlara bile yakışmayacak kötülükler yapabileceklerini bilmeliyiz. Memleketi baskılar altında ezdirmeyelim.

Elbet bilmeliz ki, mebuslarımızı sıkıntıya sokacak bir çok dolaplarda çevrilebiliyor. Şüphesiz onlardan sakınıp korunmalıyız. Sakınmaz, korunmaz isek aldanırız. Kötülükler yalnız bizim aldanmamız ile kalmaz, tüm milletin işini bozar, dağıtır. Milletten aldığı yetkiyi, kendi şahsına kullandığından emin olduğumuz mebusu da bugünkü yöntemlere göre geri çağırmak için seçicileri harekete geçirmeliyiz.

***

İşte böyle. Yukarıda tam 100 yıl öncesinin milletvekili izleme kriterlerini okudunuz. 22 Temmuz’da liderlerimizin yazdığı isimleri seçip TBMM’ye gönderdik. 100 yıl öncesinde bile bu topraklarda milletvekillerinin nasıl korunacağı, nasıl izleneceği o günün diliyle anlatılmış. 2023 yılının Türkiye’sine giderken bugünkü seçtiğimiz milletvekillerini iyi izlemeli, kamuoyu adına hesap sormalı, onlara milletin vekilleri olduğunu sürekli hatırlatmalıyız. Çünkü önümüzde yerel seçimler geliyor. Daha Belediye Başkanlarını, Belediye Meclis Üyelerini ve İl Genel Meclisi Üyelerini seçeceğiz. Bir önceki yazımdaki kriterler ve seçilenlerin izlenmesi onlar içinde geçerli olmalıdır. Ne demek istediğimi “Arif” olanlar mutlaka anlamıştır. Sözüm, “Arif” olmak isteyenlere veya “Arif” olmaya aday olanlara. Bilgilerinize sunulur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.