Psikolojik Danışman Ali Şeker
Yalnız Değilsin: Akran Zorbalığına Karşı Ses Olmak
Okula gitmek istemeyen bir çocuk gördünüz mü hiç?
Elindeki kalemi kıran, teneffüste tek başına oturan, gün boyunca susan… Belki “utangaç” ya da “huysuz” dediler ona. Oysa o, her gün sessizce kanayan bir yara taşıyor olabilir: Akran zorbalığı.
Zorbalık sadece fiziksel itiş kakış değildir. Bir bakış, bir laf, bir dışlama… Sessiz ama derin yaralar açan bir şiddet biçimidir. Özellikle çocukluk ve gençlik çağında, kişilik gelişiminin hassas dönemlerinde yaşanırsa, özgüven kayıplarına, kaygılara ve içine kapanmaya yol açabilir. Ama unutmayalım: Yalnız değilsiniz. Bu sessizliğe karşı ses olmak mümkün.
Akran Zorbalığı Nedir, Ne Değildir?
Akran zorbalığı, aynı yaş grubundaki bireyler arasında tekrarlayan, kasıtlı ve zarar verici davranışların tümüdür.
• Fiziksel: İtme, vurma
• Sözel: Alay, hakaret
• Sosyal: Dışlama, dedikodu
• Dijital: Siber zorbalık, tehdit
Ne değildir? Bir kerelik tartışma ya da münferit kavga akran zorbalığı sayılmaz. Zorbalıkta kasıt, süreklilik ve güç dengesizliği vardır.
Kimler Etkilenir? Hangi Yaşlarda Görülür?
Zorbalık her yaşta olabilir, ancak en yaygın ve zararlı etkileri okul çağlarında görülür.
• Anaokulu: Oyuncak paylaşmama, oyun dışı bırakma, bağırma
• İlkokul: Lakap takma, alay etme, yalnız bırakma
• Ortaokul: Grup dışlama, sosyal medya zorbalığı
• Lise: Fiziksel görünüm, ekonomik durum, ilişkiler üzerinden zorbalık
• Üniversite ve sonrası: Fikir küçümseme, sosyal dışlama, psikolojik baskı
Dijital Dünyada Zorbalık: Görünmeyen İzler
Sosyal medya ve çevrimiçi platformlar üzerinden yapılan alaycı paylaşımlar, tehditler ve özel fotoğrafların izinsiz paylaşımı siber zorbalığa örnektir. Bu tür zorbalıklar, özellikle gençlerde kaygı ve depresyona yol açabilir.
Ailelere Düşen Rol: Dinlemek ve Anlamak
Çocukların davranışları iç dünyalarının aynasıdır.
• Sessizleşen bir çocuk bir şey anlatmak istiyor olabilir.
• Sürekli dışlanıyorsa “Sen de onlara uy” demek yerine “Sen nasılsın?” diye sormak gerekir.
• Evdeki anlayış, okulda yaşanan zorlukların önüne geçebilir.
Öğretmenlerin Fark Edebileceği Sinyaller
• Derse ilgisizlik
• Sıra değişikliği isteği
• Tuvalet bahanesiyle sık sık dışarı çıkma
• Notlarda düşüş
• Göz teması kurmama
• Agresiflik veya içe kapanma
Rehber öğretmen ve aileyle işbirliği yapmak çok önemlidir.
Uzmanlardan Destek Almak
Zorbalık yaşayan çocuklar özgüven kaybı yaşar.
• Psikologlar duygusal destek verir.
• Pedagoglar yaşa uygun yardım sağlar.
• Rehber öğretmenler çözüm sürecini yönetir.
Gerekirse psikiyatrik destek alınmalıdır.
Zorbalık Davranışı Gösteren Çocuklar Neden Böyle Davranır?
• Evde şiddet gören çocuklar okulda öfkesini dışa vurur.
• Sürekli eleştirilen çocuklar başkalarını küçümser.
• Duygusal ihmal görenler kontrolü başkalarında kurmaya çalışır.
Onları da anlamak ve desteklemek gerekir.
Toplumun Sorumluluğu
• Bilinçlendirme çalışmaları düzenlenmeli
• Mahallelerde, spor kulüplerinde izleme ve rehberlik yapılmalı
• Siber zorbalığa karşı farkındalık artırılmalı
• Empati ve dayanışma kültürü güçlendirilmeli
Okullarda ve Toplumda Başarılı Mücadele Örnekleri
Türkiye’de ve dünyada pek çok okul, zorbalıkla mücadelede fark yaratan uygulamalar geliştiriyor. Örneğin, “Dostluk Kulüpleri” kurarak öğrencilerin empati ve işbirliği becerileri güçlendiriliyor. Öğrenciler zorbalık karşıtı kampanyalar düzenliyor, zorbalığa uğrayanlara destek oluyor. Bazı okullarda “Barış Elçileri” sistemiyle, öğrenciler zorbalık vakalarını takip edip, arkadaşlarına arabuluculuk yapıyor.
Toplumda ise belediyeler, sivil toplum kuruluşları ve eğitim birimleri iş birliğiyle seminerler, atölyeler ve destek grupları oluşturuyor. “Akran Zorbalığını Önleme Projesi” gibi programlarla, öğretmenler ve aileler bilgilendiriliyor, erken müdahale yöntemleri öğretiliyor. Bu projeler, zorbalığın önlenmesinde önemli adımlar atılmasını sağlıyor ve umut veriyor.
Bir Çocuğun Gözünden Zorbalık
“Anlatmak istedim ama güldüler. Öğretmenim duymadı, annem geçiştirdi. Her gün okula gitmek zor geliyor. Teneffüste köşeye çekiliyorum, kimse yanıma gelmesin diye dua ediyorum. Adımı taktılar, defterimi yırttılar. En çok da kendime kızıyorum. Sesimi çıkaramadım diye…”
Umut Var: Çözüm Mümkün
Zorbalık kader değildir. Sessizlik kaderi yazmaz.
• Bir öğretmenin fark etmesi
• Bir annenin gözyaşını görmesi
• Bir arkadaşın “Seninleyim” demesi
• Bir rehber öğretmenin el uzatması
• Bir uzmanın yol göstermesi
Hayat değiştirebilir.
Son Söz
Sessizlik zorbalığın büyümesine izin verir. Sesimizi yükseltelim, birlikte dur diyelim.
Her çocuk, sevgi ve saygıyla büyümeyi hak eder.
Eğer çevrenizde zorbalık varsa, yardım istemekten çekinmeyin. Çünkü bazen bir çocuk sadece “Biri beni fark etsin” diye susar.