Her konuştuğumuzda ilk söylediğimiz “Ereğli 38 ilden büyük, il olmayı hak eden bir şehirdir” lafı olur. Gerçekte Ereğli il olmak için bütün şartları üzerinde topluyor mu? Veya büyük kent olmak için il olmak şart mı?

Ereğli marka olmak isterse neler yapmalı? Marka ile ilgili bir kavram, strateji, yöntem ve tekniklerin kentler için kullanılması anlamına geliyor. Özet olarak; kapsamında ilgili kentin güçlü, olumlu ve farklılık yaratan yönlerinin bir marka olarak öne çıkarılması var. Beyaz Kiraz, Siyah havuç ve Türkiye’de ender olan içme suyu vs…

Eğer ele alınan kentin gerçekten bir marka değeri varsa, böylece tanıtımda süreklilik yolunda ciddi bir adım atılmış oluyor. Marka olarak kentin, gelecekte de yaşayanlara kentsel kalite güvencesi verdiğini unutmamak gerekir.

Bu konuyu tabii ki, Ereğli’ye bağlamak için ele alıyorum. Ama “Ereğli, marka olabilir mi?” biçimindeki soruları da duyar gibiyim. Ereğli’nin olumlu ve olumsuz yanları ile bu kent için önümüzdeki fırsat ve tehditleri pek çok kez yazmıştım. Kentin bir marka olması konusunda ise özetle şunu belirtmek isterim. Bir ürünün marka olması için mutlaka çok üstün özelliklere sahip olması gerekmez. Bir kentin marka olması için öncelikle kendi farklılığını oluşturması gerekir. Tabii ki farkı oluşturmak için öncelikle kentin kendini bilmesi, tanıması gereğini unutmamalıyız.

Bir kentin marka olması, onun çok güçlü bir sanayiye veya ticaret yapısına sahip olması anlamına gelmez. Bir kentin marka olması, insanların o kenti diğerlerinden ayırarak bilmeleri, tanımaları anlamına gelir. Markalaşma sürecinde gerçekleştirilmesi gereken budur. Bu konuyu zamanla yazmaya devam edeceğim.

BİR ŞEHİR NELERİYLE DİKKAT ÇEKER?

Bir şehre girdiğimizde 4 şey dikkatimizi çeker. Belediye Binası, Adliye Binası, Hükümet Konağı ve Camii. Bunları çoğaltmak elbette mümkün.

Ereğli açısından bunları bir bir ele alacak olursak. Belediye binamız bu gün için yeterli, yeri de uygun. Adliye binamız yer olarak da bina olarak Ereğli’nin 50 yılına yetecek kalitede emeği geçenlere teşekkür ediyorum.

Hükümet Konağımız için aynı şeyleri söylemek mümkün değil. Hükümet konağının yerini Ereğli’de bilmeyen vatandaşlarımızın olduğunu söylemek sanırım abartı olmaz. Ereğli Hükümet konağının etrafı açılmalı ve bina ortaya çıkarılmalıdır.

Gelelim en çok dikkat çekmesi gereken Camiye, Ereğli’ye gelen birisi için dikkat çeken camimiz yoktur. Ulu cami var diyeceklere hemen söyleyeyim. Ulu caminin etrafı maalesef kapatılmıştır. Tarihi dokumuza sahip çıkamıyoruz. Öğretmen evinin yıkılmasıyla oluşacak Meydanın Uğur Mumcu Caddesi ve Yunus Emre Meydanına Bakan kısmında yer alan Kürt Hakimin Camisi halkın tabiriyle Çukur Cami şehre gelenlerin dikkatini çekecek bir cami olarak yapılmalıdır. Yol seviyesine kadar olacak kısım toplantı ve konferans olarak düzenlenip, yol seviyesinde dükkânlar ve dükkânların üzerine ise görkemli bir cami Ereğli’ye çok yakışacaktır. Bu konuda Belediye Başkanımızdan ve Milletvekilimizden gerekli çalışmayı yapmalarını rica ediyorum.