Hiç tersine çalışan bir saat gördünüz mü? Ben gördüm. Dün İrent Hyundai’yi ziyaret ettim. Araba alacağımdan değil canım. Torunlar ısrar etti, “Dede, dede bi bakalım şu arabalara” diye. Yolumuzun üzeri, uğrayıverdik…

Mağazanın müdürü Necati Loras’ı gözüm bi yerlerden ısırıyordu, çaldım kapısını girdim. Şurdan buradan derken, gözüm saate ilişti! Şu yaşa geldim böyle bir şey görmedim! Yanımda bir fotoğraf makinesi olsaydı da anlatmakta zorlanmasaydım keşke. Uzatmayayım, saatin sadece rakamları ters değil, işleyişi de ters...

Necati Bey’e sordum niye diye, gülerek cevap verdi, ama onun cevabını söylemeyeyim. Şimdi samimi ortamda söylendi, kalkıp paylaşmıyayım.

Saat, araba derken, tanıdık birkaç sima daha çıkageldi üzerimize. Artık şöyle sert bir cıgara ile sütlü bir kahve içtik. Bu ikisi pek yakışmadı ya neyse…
İrent’ten ayrılınca çocuklara dedim, “saati ters çalışan adamın esnaflığı jilet oluyor, gördünüz değil mi?” diye…

Abdüssettar Bey ikisini de getir

Bir dost söyledi, İl Kültür ve Turizm Müdürü Abdüssettar Yarar Memleket’in Cumartesi günü manşetten verdiği habere bozulmuş. “Ben böyle bir şey söylemedim” diyesiymiş. Gazeteye uğradım sordum, “Bakın adam böyle dememiş, sizin yaptığınız ne böyle?” diye. Dediler ki, Settar bey, Yusuf İslam’ı teklif eden arkadaşa aynen haberdeki gibi, “Onun yüzü eskidi, başka birileri olmalı …” demiş. Bir başka gazeteci de Madonna mesela deyince, “Evet, Madonna gibi” diyerek onaylamış.
Şimdi bana sordular. Böyle olunca dememiş mi oluyor? Eyvallah dedim…
Settar beyi severim, incinmesini istemem. Koskoca Konya’nın kültürü, turizmi onun sırtında, bir de biz başını ağrıtmayalım. Ama O da alışsın artık gazetelerin bazen hicivle karışık, dikkat çeken manşetler atabileceğine. Gazetecilik biraz eleştiri, biraz hiciv, biraz sorgulama… Gazeteciyle dost olursan ağzından çıkana dikkat edeceksin. Çünkü dost bile olsa bir gazeteci iyi haber yakalayınca atar manşeti. Bu, bu işin doğasında var.
Hasılı vel kelam, becerebiliyorsa, Madonna’yı da, Yusuf İslam’ı da getirsin Konya’ya. Alkışlarız…