Salih Sedat Ersöz

Salih Sedat Ersöz

İlk ve en büyük Babayiğit kim?

Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, “bir babayiğit arıyorum” dedi ve bir değil beş babayiğit çıktı meydana…

Bu babayiğitler, yerli otomobil üretimini gerçekleştirmek üzere çalışmalara başladılar.

2019'da ilk prototipinin hazırlanıp, 2021'de de yollarda olması beklenen yerli otomobil, beklenenden daha fazla ilgi topladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'babayiğitler' olarak adlandırdığı; Zorlu Holding, Anadolu Grubu, BMC, Turkcell ve Kıraça Holding'in birlikte yapacağı yerli otomobile şimdiden sipariş yağıyor.

İlk olarak bedelini ödemek şartıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan sipariş verdi yerli otomobile... Diğer kurumlar da harekete geçti ve 4 – 5 gün içinde 11 bin adedin üzerinde sipariş geldi.

Yerli otomobil üretiminin ilk adımını atan Cumhurbaşkanımız ile üretim için biz varız diyerek ortaya çıkan babayiğitleri kutluyoruz.

Peki Türkiye’de yerli otomobil konusu ilk olarak ne zaman gündeme geldi ve bu ilk adımı kim attı?

Yani Türkiye’nin ilk babayiğiti kim?

Hemen söyleyelim. Türkiye’nin ilk babayiğiti Prof. Dr. Necmettin Erbakan’dır.

1956 yılında Mehmed Zahid Kotku hoca efendinin talimatı ile o dönemde genç bir mühendis olan Prof. Dr. Necmettin Erbakan tarafından Gümüş Motor adı ile bir şirket kuruldu. Şirket kısa süre içinde Gümüş Motor Fabrikasını hayata geçirdi.

Gümüş Motor Fabrikası, tarımda ve teknelerde kullanılacak küçük motorları memleketimizde ilk kez üretecekti. Alman lisansı ile 1960 yılında üretime başladı ve 56 yıl faaliyet gösterdi.

Necmettin Erbakan, Gümüş Motor’u kurduktan sonra, hiç durmadan ülkesi için neler yapabileceğini düşünüyor ve Türkiye’nin gelişmesi için sanayide önemli adımların atılması gerektiğine inanıyordu.

İşte tam bu anda aklına yerli otomobil üretimi geldi.

Bir grup genç mühendis arkadaşını etrafına topladı ve yerli otomobil üretme fikrini onlara açtı.

Gümüş Motorla ilk adım atılmış, yüzde yüz ilk yerli motor üretimi başarılmıştı. Gümüş Motor başarıldığına göre, yerli otomobil üretimi de başarılabilirdi. Arkadaşlarını ikna etti.

O dönemde İstanbul Teknik Üniversitesi Motor Kürsüsü öğretim üyesi olan Necmettin Erbakan, daha sonra Ankara'da yapılan sanayi kongresinde konuştu ve yerli otomobil konusunda bilgi verdi.

Erbakan o gün, "Türkiye kendi otomobilini, kendi imkânlarıyla yapar" dedi.

Dönemin darbeci iktidarı, Erbakan'ın ortaya attığı fikirden hareketle, devletin bütün bürokratları ve mühendislerini topladı. Toplantıya Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel başkanlık ediyordu.

Toplantıda yerli otomobil konusu tartışıldı. Kimisi yaparız diyor, kimisi de “bu hayal, yapamayız” diyordu ve yapamayız diyenler çoğunluktaydı. 

 Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel son sözü söyledi. "Yaparız. Yerli otomobil üretebiliriz.”

Emir verdi. Bir ekip kurulacak ve 1961 yılının Cumhuriyet Bayramı'na yetişecek şekilde, ilk yerli otomobil hazır olacaktı. Cumhuriyet Bayramına da 130 gün vardı.

Yani 4 ay içinde sıfırdan her şeyiyle yerli bir otomobil üretilmesinin kararı verilmişti.

Mühendisler, Prof. Dr. Necmettin Erbakan ve Devlet Demir Yolları Genel Müdür Yardımcısı Emin Bozoğlu öncülüğünde, Eskişehir'de kendilerine tahsis edilen bir atölyede çalışmalara başladı.

Ekip Erbakan'a bağlıydı. Türkiye'nin ilk yerli otomobili imkânsızlıklar içinde bir atölyede yapılacaktı. Basit bir vinç ve küçük el aletleri dışında, otomobil yapmak için gerekli özel bir makina, tesisat, alet, edevat olmadığı gibi, devlet bürokrasisi ve basın da tamamen muhalifti.

Bu şartlarda 4 ay gibi kısa süre içinde yerli otomobil üretilecekti.

Erbakan’ın öncülüğündeki ekip, gece gündüz durup dinlenmeden, yemeğe bile zaman ayırmadan, adeta nefes bile almadan gruplara ayrılarak çalıştılar, çalıştılar.

Ve o imkânsız denilen şeyi başardılar. 130 gün içinde Devrim Arabası hazır olmuştu. Onca imkânsızlığa ve engellemeye rağmen verdikleri sözü tuttular.

Yerli tekerlekler üzerinde giden, yerli motorla çalışan, modeli yüzde yüz yerli, tüm parçaları el işçiliğiyle üretilmiş 4 silindirli bir otomobil yaptılar.

Otomobil tabi ki denendi, çalıştırıldı ve yürütüldü. Hiçbir sıkıntı yoktu.

Devrim arabası, Eşkişehir'den trene yüklendi. Ankara'ya, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında, Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel'e ve halka gösterilmek üzere yola çıktı.

Ancak zamanın hainleri de boş durmadılar. Hainlerin her türlü şeytani fikir ve planları devreye girdi.

Şimdi olduğu gibi o dönemin de hainleri vardı ve o hainler boş durmuyorlardı.

Daha önceleri Türkiye’de üretilen yerli uçaklar hainler tarafından nasıl engellendi ise, yerli otomobil de engellenmeliydi. Hainler böyle olsun istiyordu. 

Ve ne yazık ki öyle de oldu.

Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ın fikri, teşviki, gayreti ve devletin de oluruyla ilk yerli otomobili üreten yerli beyinler, hainlerin devreye girmesi ile devre dışı bırakıldı. Devrim rafa kaldırıldı.

O günden bugüne 56 yıl geçti ve devlet yerli otomobil üretecek 5 babayiğiti yeni buldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu hamlesiyle hocası Erbakan’ın hayalini de gerçekleştiriyordu.

Şimdi söyleyin bakalım. İlk ve en büyük babayiğit kim? 

Bu babayiğit yıllar boyunca ülkesi için çalıştı, ter döktü ama hainler hiçbir zaman fırsat vermedi.

Yıllarca çektiği eziyetlerden ve darbe üstüne darbe yedikten sonra şöyle diyecekti: “Bütün problem, Türkiye’de şeftali yerine motor üretmek istememizden kaynaklanmıştı.”

Sağlıklı ve mutlu yarınlar efendim.

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar