Huzursuz Bir Yazı - II

HUZURSUZ BİR YAZI VEYAHUT YENİ İNSAN-2-


Tanpınar,  “On Dokuzuncu Asır Türk Edebiyat’ı Tarihi” isimli kitabında şöyle der: “…büyük manasımda teknik, nev’e değil, şahsa ait bir çeşit iç düzen işidir.” (Tanpınar, 2001; 288) Ben de onun bu sözüne istinaden, diyorum ki, milletçe geçirdiğimiz zorlu dönemlerden bu yana aslî vazifesine bir türlü dönemeyen milli mücadeleden sonra bir süre –doğal olarak- rejimin yerleşmesi için kullanılan ama; ondan sonra da kendini ideolojinin emrine veren sanat dünyamızda, bir taraftan yenileşme hareketlerini ve doğu batı arasında kalmışlığın trajedisini romanlarında işleyen ve sorgulayan Tanpınar, diğer tarafan sanatın da elini bırakmamıştır. Bunu gerek, “Saatleri Ayarlama Enstitüsü”nde gerekse “Huzur” romanında görmek mümkündür.

Tanpınar, Mümtaz’ın etrafında Doğu ve Batı arasındaki ikilemini –biraz daha özele indirgersek- “…estetik değerlerle sosyo-politik değerlerin, ya da romandaki somutlaşmış şekliyle, Mümtaz’ın kişisel mutluluğu ile toplumsal sorumluluğunun çatışması…”(Moran; 203)nı verirken devrinde yazılan romanlardan farklı olarak sanatının iktiza ettirdiği şartları uygulamamazlık etmez. Bunu yapmadığı gibi bu konuda romancıyı çok aşırıya gittiği noktasında eleştirenler bile olur.

Ama romancının bu romanla getirdiği tek yenilik bu değildir. O genel anlamda Cumhuriyet’in yaratmak istediği kendi “yeni insanı”(1)nının bir başka tabirle “Model Şahıs”(2)ın şablonunu verir. ama buradaki yeni insan Namık Kemal’in “İslam Bey”i gibi baş rolde olan kişi değil romanda Mümtaz’ın kendisine aşık olduğu Nuran’dır.

Denilebilir ki bizde kadın Nuran’la birlikte ahlaki endişeyi üzerinden atmıştır.

Nuran olması gereken Cumhuriyet kadınının bütün meziyetlerini kendinde toplayan, öncülük edebilecek taraflarıyla ön plana çıkan, iyi eğitim almış, her alanda kendisini yenileyebilmiş bir insandır. O güzelliği, temiz yüreği, aklı ve iradesiyle, aldığı doğu terbiyesiyle Cumhuriyet kadınına model olabilme özelliğine sahiptir.

Peki Cumhuriyet aydını ortaya koyduğu bu modelle aradığı kadını reel hayata taşıyabilmiş midir? Romanda istenilen ölçüde okuyan düşünen ama; bununla birlikte kendi milli ve manevi değerlerinden haberdar(yaşama noktasında/boyutunda) bir kadın modeli çoğunlukla toplumda yerini bulabilmiştir? Bu konuda takdir, T.V. izleyicilerinin ve Tarihçilerimizindir.

(1) Çünkü Osmanlı’da yenileşmeye gidilen her süreç kendine has bir “yeni insan” arıyordu. Namık Kemal’in yeni insanı da kendi devrinin en modern insan tipiydi.

(2) Yard. Doç. Dr.  Abdullah Şengül, “Yeniliğin Öncüleri ve Model Şahıslar”(Makale), Ertem Dergisi

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.