Cumhurbaşkanı Erdoğan, canlı yayında

Cumhurbaşkanı Erdoğan, canlı yayında

Erdoğan: (8) - "Biz bugüne kadar ülkeyi bölmek isteyenlere karşı mücadele veriyoruz. Terörle verdiğimiz mücadelenin altında yatan gerçek de budur. Böyle bir gerçeği, CHP hala hissedememiştir. Terörle mücadelede bizim yanımızda dahi yer alamamıştır. İşte ş

İSTANBUL (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bugüne kadar ülkeyi bölmek isteyenlere karşı mücadele verdiklerini belirterek, "Terörle verdiğimiz mücadelenin altında yatan gerçek de budur. Böyle bir gerçeği, CHP hala hissedememiştir. Terörle mücadelede bizim yanımızda dahi yer alamamıştır. İşte şimdi 'hayır' oyunda kimler birleşiyor? Terör örgütüyle CHP birleşiyor görüyorsunuz. Fark burada." dedi.

Erdoğan, A Haber-ATV ortak canlı yayınında "Cumhurbaşkanı ile Gündem Özel" programında yaptığı konuşmada, rejim ve sistem meselesinin gündeme getirildiğini anlatarak, "Bu olay kesinlikle bir rejim meselesi değildir. Bizde rejim 1923'te ilan edilmiş, bitmiştir. Ondan sonra böyle bir kavga yok. O rejim değişmez, zaten böyle bir teşebbüste biz bunun karşısında olacağımızı ilan ettik." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'de 150-200 yıldır devam eden bir sistem mücadelesinin bulunduğunu, şimdi de bir yönetim sisteminin çok daha verimli hale getirilmesinin mücadelesinin verildiğini söyleyerek, "Bu sadece bir yönetim sistemidir. Devlet sistemlerine şöyle bir baktığımız zaman, monarşiyi, oligarşiyi, cumhuriyeti görürüz. Bunlar sistem olarak şu anda var. Yönetim sistemlerinde parlamenter sistemi zaten yaşadık, yaşıyoruz. Bunun bize ne kazandırdığı ortadadır. Bu parlamenter sistemi yaşayanlar, yani AK Parti iktidarından önce kimlerdi belli. Sürekli koalisyonlarla, şunlarla, bunlarla... Şu anda mevcut ana muhalefetin başındaki zatın da geçmişinde mensubu olduğu partinin, bu sistemin içinde yer aldığı dönemler oldu. Ama hep koalisyonları getirmiştir. Aldıkları netice ortadadır, bu ülkeyi nerede getirdikleri ortadadır." diye konuştu.

İktidara geldiklerinde 3 bin 500 dolar olan kişi başı milli gelirin, şu anda 11 bin doları aştığını belirten Erdoğan, "Bu sistemden kaynaklanmıyor, bu sistemi şu anda yöneten kişilerden kaynaklanıyor. Bu kişiler aynı ekolün de mensupları oldukları için pek yıpranmadılar. Biz ilk geldiğimizde Cumhurbaşkanı farklı ekoldendi. Ama o farklı ekolden olan kişi, bizden önce kendi ekolünden olan kişiyle, Sayın Ecevit ile bir anayasa fırlatma olayıyla ülke nereden nereye geldi bir anda. Bizim dönemimizde hamdolsun böyle bir şey söz konusu değildi." dedi.

Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ile de çalıştıklarını hatırlatan Erdoğan, "Ama Sezer ile olan şeyde de çektiklerim bende kalsın. Ama Sayın Gül ile çalıştık, aynı ekoldeniz. Hep birlikte elimizden geleni yaptık. Benim Cumhurbaşkanlığım döneminde de iki başbakan değişti. İki başbakanla beraber de yine bu çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Buralardan da gayet güzel neticeler alıyoruz, almaya da devam edeceğiz." değerlendirmesini yaptı.

Başkanlık sistemi örneklerine bakıldığında bu ülkelerin geneli itibarıyla olumlu bir yapının ve başarı yüzdesinin daha fazla olduğunu aktaran Erdoğan, "Peki bunlarda başarısızlık yok mu? Tabii ki onlarda da var ama mesele yine orada da geliyor insana dayanıyor. Ama sistem de eğer hakikaten takır takır çalışan bir sistem olduğu zaman, iyi bir yönetici olduğunda oralarda hakikaten uçuş olur, sıçrama yapar. Siz de o sıçramayla beraber çok daha başarılı bir dönemi yakalarsınız." diye konuştu.

- "Güven olmadan istikrar olmaz"

Güven ve istikrar vurgusu yapan Erdoğan, "Güven olmadan istikrar olmaz. Öyle bir sistem bizde olacak ki onunla güveni yakalayalım. Bu güven aynı zamanda istikrarın da temelini oluşturacak. Biz bununla birlikte de Türkiye'yi 2023'te ilk 10 ülke içine sokalım. Başarırız, başaramayız ayrı ama bunu hedef koyduk kendimize biz. En azından kişi başı milli geliri 15 bin dolara getirmemiz lazım." dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Muhtarlara konuştuğun gibi Birleşmiş Milletler'de konuşamazsın" sözünün hatırlatılması üzerine Erdoğan, şunları söyledi:

"Sayın Kılıçdaroğlu, Birleşmiş Milletlerin henüz adresini bilmiyor. Onun adresini öğrendiği zaman orada nasıl konuşulacağını da herhalde öğrenir diye düşünüyorum. 30-40 muhtar kardeşimle bir araya gelmiş, orada sesleniyor. Ben ise göreve geldiğimden beri milletin evine, 'Külliye'ye ben çıkmam, gelmem' diyen zat bu değil miydi? Dedi. Sonra da geldi mi? Geldi. Diyorum ya adres falan bilmez. Bunlara adresi tanıtacaksın. O küçümsediğin milletin evine şu ana kadar 16 bini aşkın muhtarım geldi. 55 bine yakın Türkiye'de muhtarımız var.

Orada bir de şu ifade geçiyor; 'Ben sizin ayağınıza geldim. O ise sizi ayağına çağırıyor.' diyor. Ben ayağıma çağırmıyorum. Ben ülkemin muhtarlarını, milletin evinde, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde ağırlıyorum. Kim adına? Türk milleti adına ağırlıyorum. Çünkü oranın sahibi onlar. Muhtarlarıma önce bilgilendirme yapıyoruz. Hem İçişleri Bakanım bilgilendirme yapıyor, ondan sonra ben bilgilendirme yapıyorum. Kendilerine form dağıtıyoruz. Formlarda ne gibi ihtiyaçları varsa, bu ihtiyaçlarını tespit ediyoruz. İçişleri Bakanlığında kurduğumuz bir birimle de muhtarlıklarımızın sorumlu olduğu mahallelerde o tür eksiklerin giderilmesi çalışmalarını ayrıca yapıyoruz."

Birleşmiş Milletlerde konuşmanın dilinin başka olduğunu ifade eden Erdoğan, "İşte bu bunların karakteri. Ne demek oranın dili başka, buranın dili başka. Orada konuşan Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın veya Başbakan olarak konuştuğum zamanlardaki Tayyip Erdoğan'ın ülkemin halkını kandırmaya hakkı olabilir mi? Burada hangi siyasi mesajları veriyorsam, aynı siyasi mesajları aynen Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda da verebiliyorsam, bu, bu milletin bir siyasetçisi olduğunun veya lideri olduğunun ifadesidir. Eğer siz burada başka, orada başka konuşursanız ne derler? 'Bu ne renksiz adam, ne omurgasız adam. Orada böyle konuştu, burada böyle konuştu.' İşte bunlar şu anda kendi yapılarını anlatıyorlar. 'Onun dili başka, bunun dili başka.' Ne demek o ya? Doktordan siyasetçi olmaz mı, lider olmaz mı? Hukukçudan lider olmaz mı? Avukattan lider olmaz mı? Onlar da gelip Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda konuşma şansı yakalamaz mı? Yakalar. Burada nasıl duruyorsa, aynen orada da o duruşu sergilemesi lazım. 'Bak be nasıl da güzel konuştu.' Böyle demediklerini nereden biliyorsun?" değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda yaptığı birçok konuşmalardan dolayı aldığı takdirleri bildiklerini ifade ederek, "Bunların dosyasını herhalde Kılıçdaroğlu'na gönderecek halimiz yok. Dünyanın değişik yerlerinde gittiğimiz kıtalarda belli takdiri topluyorsak, bunların hepsinin altında o Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda yaptığımız konuşmalardır." dedi.

Türkiye'nin, gayrisafi yurt içi hasıla nedeniyle donör ülkeler arasında yer aldığını kaydeden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bunların takdirini Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda ortaya getiriyoruz. Burada bunu bu şekilde söylediğimizde, bir de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda söylüyoruz. Diyoruz ki; Amerika birinci sırada ama gayrisafi yurt içi hasılaya bunu vurduğumuz zaman Türkiye birinci sırada. Böyle bir durumumuz var. Bunu biz orada anlatmayacağız da nerede anlatacağız. Burada da anlatacağız, orada da anlatacağız. Türkiye'de 3 milyon Suriyeli'nin bulunduğunu orada anlatmayacağız da nerede anlatacağız. Türkiye'de de anlatacağız, orada da anlatacağız. Bizim onlara verdiğimiz destekleri, burada anlatacağız ve Batı'nın bize yaptığı yanlışı da orada anlatacağız.

Bak bize böyle söz verdiler, ne bize Birleşmiş Milletler Mülteciler Konseyi'nden ciddi bir destek geldi... Gelen destek 600 milyon dolar. Bunları söyleyeceğiz. Ben bunu muhtarlarımla paylaşıyorsam, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda da paylaşırım. Ama kendisi çıkıp ne diyor? Diyorum ya ters köşe oldu. 'Muhtarlara konuşulduğu gibi orada konuşulmaz.' diyor. Lafa bak. Onlar benim muhtarlarımdan çok daha mı ileri? O da seçilmiş, o da seçilmiş. Kaldı ki ey Kılıçdaroğlu, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda sadece seçilmiş olanlar yok. Orada atanmış olanlar da var. Ama sen bunu da bilmezsin. Bunu da öğreniver."

- "16 Nisan aydınlık bir geleceğin işareti olacaktır"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatandaşlara seslenerek, kalan 35 gün süre içinde kapı kapı dolaşmak suretiyle, evetin ne anlama geldiğini, milli, yerli bir duruş olduğunu, ülkenin kalkınması noktasında engelleri aşarak Türkiye'yi 2023'te dünyanın ilk 10 ülkesi arasına sokmanın gayreti için atılan bir adım olduğunu anlatmalarını istedi.

Vatandaşların, ülkenin bölünmesi gibi bir yanlışa, propagandaya asla kapılmamaları gerektiğini vurgulayan Erdoğan, "Biz bugüne kadar ülkeyi bölmek isteyenlere karşı mücadele veriyoruz. Terörle verdiğimiz mücadelenin altında yatan gerçek de budur. Böyle bir gerçeği CHP hala hissedememiştir. Terörle mücadelede bizim yanımızda dahi yer alamamıştır. İşte şimdi 'hayır' oyunda kimler birleşiyor? Terör örgütüyle CHP birleşiyor görüyorsunuz. Fark burada. Bundan sonra millet ferasetiyle kararını verecektir. 16 Nisan, ülkemiz için çok daha aydınlık bir geleceğin işareti olacaktır." şeklinde konuştu.

(Bitti)

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Önceki ve Sonraki Haberler