Çoban Şair Ahmet Aslan’ı, geçtiğimiz yıl Gölyazı’da yapılan şenlikte, şair dostum Ömer Faruk Hatipoğlu tanıştırmıştı. Şenlikte Cezmi Ersöz, Dursun Özden ve şimdi adını hatırlayamadığım bir şair daha vardı. Şenlik sırasında ben de bir saydam gösterisi yapacaktım. Karanlık bir ortam yerine bir kahvede gösteri yapınca hiçbir görüntü izlenememişti. Şenlik deyince bizim ahalinin aklına şarkıcı, türkücü vb. gibiler geldiği için Cezmi Ersöz ve Dursun Özden’e de başlarını avuçlarının arasına alıp “Bizim burada ne işimiz vardı?” demek düşmüştü.Ahmet Aslan bozkırlarda hem sığır otlatıyor hem şiir üretiyormuş. Hoşuma gitmişti bana verdiği şiirler. İlk şiirlerini de Çalı’da yayımlamıştım. Bir cep mesajıyla da benim için bir şiir göndermişti. “Her karede bir mısra, Bir şiirmiş her resim, Seni gördüm yörüklerde, Ayakların Çukurova, Başın Toros.” Ahmet, “Fotoğrafın arkasında” adlı bu şiiri kitabına da almış.Çobanlar her zaman paylaşımcıdır. Ahmet Aslan da öyle. Şiirlerini kitaplaştırma, daha çok kişiyle paylaşma arayışları içindeyken Cezmi Ersöz’e telefonla ulaşmış. C. Ersöz ilkin inanamamış onun çoban şairliğine. Sonra bir fotoğraf çektirip göndermiş. Ve Cezmi Ersöz’ün uğraşları sonucu Ahmet Aslan’ın “Bütün Kuşları Alkışlamaya Gidiyorum” adlı ilk şiir kitabı Kara yayınları tarafından yayımlanmış.Şair Ömer F. Hatipoğlu “Otlar, kuşlar, böcekler, kuzular, günışığı ayışığı, yıldızlar, yalnızlık ve yoksulluk... onun şiirini seviyor. En çok da bir yaprağa düşmüş çiğ damlasını içirttiği, Gölyazılı “Topal Karınca”... diyor, şair için.“Topal Karınca” hedefine ulaşacak, diyor. İçimden bir ses.Bir eleştiri:Ülkemizdeki yağma düzeni, yayıncılığa da aynen yansıyor. Çoban Ahmet’in yıllarca yüreğinden damıttığı onca şiirin karşılığı yani yayıncı diliyle telifi, yalnızca yüz kitap. Şair ve şiir sudan ucuz.