M. Faik Özdengül

M. Faik Özdengül

Aşağıdan Yukarı Doğru

Aşağıdan yukarıya doğru baktığınızı düşünün, boynunuz yukarı doğru biraz sonra ağrımaya başlar. Bir çocuk ta tıpkı öyle bakar. Aşağıda bir danışanımın dedesine bakışını göreceksiniz ve ondan aldığı çıkarımları, dedenin etrafa ne kattığını, nasıl anlaşıldığını nasıl etki bıraktığını, ve aşağıdan yukarısının nasıl göründüğünü, olan bitenler bakışla mı yoksa görünüşle mi ilgili? Okuyalım bakalım…

Lakabı DELİ KADİR olan dedem. Hacdan geldiği gün küfür etmeye başlamış galiba da bu yüzden böyle bir lakabı vardı.

 Hakikaten de deli idi biraz- yani deli sinirli bir adam. Küfreder, kızar, bağırır çağırırdı habire. Normal Türkçe kullanımı var mıydı hatırlamıyorum açıkçası. Küfür dedim ya- siz bile duymamışsınızdır birçoğunu öyle bir bilgili idi ki bu konuda.( köy erkeklerinin karakteristik özelliği idi bu arada)

 Onunla ilgili de çok anım yok benim. (1) takma dişlerini hatırlıyorum-takır takır ederdi konuşurken, gülerken. Hoş bir sesti, güzel gelirdi kulağıma. Ve bazen onları çıkarıp bir şeyler yapardı- temizlerdi galiba.(2)oturuşunu hatırlarım dedemin. Bağdaş kurmuş kambur otururdu hep. Masum gelirdi bu hali bana. Acırdım bu halini görünce. (3)kamburluğundan dolayı üzerinde ceketi bir garip dururdu. Kışlık kaşe bir ceketi vardı- yamalı(demiştim çok fakirlerdi) vücut yapısından dolayı yamuk yumuk bir şekle girerdi. (4) İlçede bizimle kalırken bir dönem, sabah sen kalk sigara yak ve balkona çıkmak iste. Elinde sigara perdeyi açmaya çalışırken- çok yavaştı hareketleri ve titrerdi elleri- perdeyi yak. Tutuşturmak değil 11 delik. Annem çok kızmıştı o zaman. (5) Yemek yiyişi. Aman Allah’ım. Bir insan ancak bu kadar höpürdetebilir ve şapırtı çıkarabilir. Bitirmek için kasenin dibindeki ayranı veya çorbayı, kaseyi diker kafasına şapur, şupur içerdi onu. Sünnetlerdi yani. Tabakta yemek asla bırakmazdı. Ama her sofrada bir kavga mevzusu mutlak bulur kızar, küfreder sonra da yemeğe devam ederdi. (6) Son hatırladığım ise dedem ölüm döşeğinde.

Zamanında herkese- özelliklede bizim aileye çok kötülüğü dokunmuş, anneme çok eziyet etmiş. Ama hastalanıp da yatağa düşünce bize geldi, annem bakımını üstlendi. Ve o dönemde çok mahcup oldu adamcağız- ama gururu da elden bırakır mı koca Deli Kadir. Vücudu delinmişti yatmaktan ve bir insanin nasıl bir deri bir kemik kaldığını izledik gün be gün. Son dönemlerinde artık hafıza gidip gelmeye başladı ve beni diğer torunun ismiyle çağırmaya başladı (üzülmüştüm buna- hala onlar çok kıymetli torunlar diye!) ama ölüm gelip çattığında ağlayarak beni affedin diye gözümüzün içine baka yalvarmıştı( iste sırf bu yüzden kalp kırmamak lazım aslında ama yapabilsek!) ve bir sabah okula gidecekken dedemi öylece yatarken görmüştük. İlk gördüğüm  ölü beden dedeminki idi. Ağzı açık kalmıştı ve yüzüne pudra dökülmüş gibiydi.

 Fiziksel olarak heybetli idi ama yaşlılıktan dolayı artık kamburlaşmış ve küçülmeye başlamıştı. 95 inden fazla idi öldüğünde. Yüzü girintilerle dolu idi( hatta oyuk bile diyebilirim- çok derin kırışıklıklardı.)saçlar siyah beyaz ve hep bir kasketi vardı. Mestleri vardı ayaklarında- o yoksa el örme yün çorapları. Yavaş adım- yavaş çekim film gibi- yürürdü çok yavaş hareket ederdi. İnanın güldüğünü hatırlamıyorum- nasıl gülerdi diye düşündüm ama çıkaramadım. Hep bir somurtkanlık hep bir alınganlık. Buluttan nem kapmak deyimi dedemle var oldu. Çok sigara içerdi- elleri titreyerek- ve filtre mi denir onun ucuna takardı sigarasını. Kocaman kulakları ve kocaman bir burnu vardı, onları seyrederken bulurdum çoğu zaman kendimi.

Aile ilişkileri süper! hatun hizmetçi, dede nemrut, ortalığı kasıp kavurur. Huzur diye bir şey yoktu o evde. Zaten çok da gitmezdim, yolda da görünce dedemi – veya illaki amcamlarda karsılaşırdık- eyvah derdim; bu ne ya böyle…

Hep neyi kıskanırım biliyor musunuz: dedemle şöyle yapardık, böyle koşardık, ata binerdik, pikniğe, parka giderdik diye anlatanları. Bir dedemi tanıdım sadece ve dede mi yoksa mahallenin delisi mi bilemedim. Bu yüzden keşke diğer dedem yasasaydı dedim hep, derim de hep. Onunla belki bir ihtimal…

Maalesef babam da aynı yolda…

Kendi bakışını, yukarıdakini gözlemini bizimle paylaştığı için kendisine teşekkür ediyorum

www.pozitifdegisim.com

 

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.