ANKARA (AA) - MELTEM BULUR - İltica ve Göç Araştırmaları Merkezi (İGAM) Başkanı Metin Çorabatır, sığınmacıların ihtiyaçları, yarattığı sıkıntılar, Türk toplumunun bu kişilere bakış açısı gibi birçok faktör dikkate alındığında medyanın bu krizin atlatılması ve fırsata çevrilmesinde çok önemli bir rolü olduğunu belirterek, "Medya insanların bakış açısını olumlu ya da olumsuz yönde değiştirebilecek bir güce sahip." dedi.

Çorabatır, mültecilerin Türk medyasında temsil edilme yöntemleri ile ilgili farkındalık yaratmak amacıyla hayata geçirilen "Mülteci hakları için medya ve sivil toplum işbirliği" projesine ilişkin AA muhabirine bilgi verdi.

Birleşmiş Milletler (BM) Mülteci Örgütü sözcülüğü yaptığı dönemde Türkiye'de sığınma talep eden kişi sayısının 5-6 bin civarında olduğunu, bu nedenle de medyada bu kişiler hakkında çok seyrek haber çıktığını hatırlatan Çorabatır, mevcut durumda ise ülkelerindeki savaştan kaçarak Türkiye'ye gelen 3,5 milyon kişinin bulunduğunu belirtti.

Çorabatır, "Bu kişilerin ihtiyaçları, yarattığı sıkıntılar, Türk toplumunun bu kişilere bakış açısı gibi birçok faktör dikkate alındığında medyanın bu krizin atlatılması ve fırsata çevrilmesinde çok önemli bir rolü var. Medya, insanların bakış açısını olumlu ya da olumsuz yönde değiştirebilecek bir güce sahip. Ana akım medya kime 'mülteci' dendiği ve bu kişilere uluslararası hukuk ve normlara göre nasıl bakılması gerektiğine ilişkin bir noktaya gelirse bundan Türkiye, Türk halkı ve hükümetler yararlanacaktır." diye konuştu.

Türkiye'nin milyonlarca insana kapılarını açmasına neden olan mülteci krizinin 7. yılına girdiğini ifade eden Çorabatır, kamuoyunda zaman zaman belirli kesimler ve medya kurumlarında yabancılara yönelik kızgınlık ve nefrete varan ırkçı söylemler yer alsa da çok büyük bir sosyal patlama yaşanmadığını vurguladı.

- "Konuya bilinçli kavramlarla yaklaşılmalı"

Türkiye'deki sığınma sistemine ilişkin genel bir bilgisizlik olduğunu dile getiren Çorabatır, ancak söz konusu sıkıntının bu ülkeye has olmadığının altını çizdi. Çorabatır, bazı Batı ülkelerinde bu alanda ihtisaslaşan gazetecilerin sayısının daha fazla olduğuna dikkat çekti. Bunun çok teknik bir konu olduğunun altını çizen Çorabatır, şunları kaydetti:

"Hiçbir kötü niyet olmasa bile haberde tanımları bilerek yazmazsak o insanları mağdur edebiliriz ve zorla gönderilmelerine kapı açabiliriz. Onun için bu konuda çalışanların bilgi düzeyini yükseltmek ve konuya bilinçli şekilde yaklaşmalarını sağlamak istiyoruz.

Medyada alışılmış kalıplar var. Sen 'kaçak' diye yazarsan kanun dışı bir noktaya geliyorsun. Halbuki onu yazan gazeteci mültecilerin belgesiz, vizesiz ülkeye girişinin cezalandırılmaması gerektiğini bilirse öyle yazmaz, habere konu olan kişilerin sığınmaya başvurup başvurmadığını, onlara bu imkanın tanınıp tanınmadığını sorgular. Mülteci haklarının, insan haklarının savunulması uzun veya kısa vadede devletlerin de çıkarına. Burada medyanın algıyı hangi yönde oluşturacağı çok önemli. Onun da temelinde bilgililik veya bilgisizlik var."

-7 ilde medya eğitimi

Projenin Türkiye'nin, Avrupa Birliği'ne (AB) katılım ortaklığı çerçevesinde sivil toplum kuruluşlarına verdiği hibe programlarından biri olduğunu söyleyen Çorabatır, bu çerçevede mültecilerin yoğun olduğu Ankara, İstanbul, İzmir, Adana, Mersin, Hatay ve Gaziantep'te ulusal basın temsilcileriyle bir araya gelerek eğitim vereceklerini belirtti.

Metin Çorabatır, eğitim programında kamu kurumlarından, BM'den, akademiden uzmanların bu konunun değişik boyutlarını ele alacağını söyledi. Proje kapsamında 4 editörle yapacakları toplantılara bu alanda dünyaca ünlü isimleri davet edeceklerini anlatan Çorabatır, "Türkiye-AB anlaşması, yardımlar gibi konuların hangi durumda olduğunu birinci ağızdan dinlesinler ve muhabirin verdiği bilgiyi doğru yayımlasınlar istiyoruz. Editörlerin de bu konudaki bakış açısını uluslararası normlara yaklaştırmayı amaçlıyoruz." ifadelerini kullandı.

AA