Yoksulluk haritasında Konya da var!

“kör olasın demiyorum
kör olma da gör beni”

 

Bir hikaye vardır, ne zaman bir yoksul görsem onu hatırlarım...

Günlerden bir gün zengin bir baba oğlunu köye götürdü. Çocuğa insanların ne kadar fakir olabileceklerini göstererek bir ders vermek istiyordu. Çok fakir bir ailenin kerpiç evinde hafta sonunu geçirdiler. Şehre döndüklerinde baba oğluna sordu.. 'İnsanların ne kadar fakir olabildiklerini gördün mü? ' 'Evet! ' 'Ne öğrendin peki? ' dedi baba... Oğlu cevap verdi: Şunu gördüm... Bizim evde bir köpeğimiz var, onların dört. Bizim bahçenin ortasına kadar uzanan bir havuzumuz var, onların sonu olmayan bir deresi. Bizim bahçemizde üç dört ampul var, onların milyonla yıldızı. Biz balkondan sadece ön avluyu görüyoruz. Onların manzarası tüm bir ufuk...' Babası yutkunurken oğlu sözünü bağladı. 'Teşekkürler, baba, ne kadar fakir olduğumuzu gösterdiğin için! ...'

***

Konya sokaklarında son günlerde sıkça rastladığımız mülteciler, yardım alabilmek için önce Vilayet’e gidiyor, buradan eli boş döndükleri için bu kez belediyelerin kapılarını aşındırıyor. Son yıllarda sosyal hizmetleriyle öne çıkan belediyeler, maalesef bu sığınmacılara kucak açmıyor. Hiçbir kurum ve kuruluştan yardım alamayan misafirlerimiz çaresiz, çok zor şartlarda kalma pahasına Şefkat-Der’in kapısını çalıyor.

Onlar aramıza hiç Türkçe bilmeden, hatta Latin alfabesi ile tanışmamış olarak geliyor. Eş dost akrabanın bulunmadığı bu şehirde, sığınacak bir yer arıyorlar. Geçmişleri, geldikleri ülkeler gibi çok çeşitli... Bir mülteci, hükümeti eleştirdiği için ülkesini terk etmek zorunda kalan bir muhalif de olabiliyor, milislerin etnik temizlik harekatından kaçan Darfurlu bir köylü de… Kaçıp gelebilen kendini bahtiyar sayıyor…

Uğradığı tecavüz sonucu hamile kalan, yakınları tarafından öldürüleceği endişesiyle 7 ay önce Konya’ya gelen ve 3 ay önce adını Kevser koyduğu sevimli bir kız çocuğu dünyaya getiren Somalili Safiye Hacı Osman… Bir anne… Babası olmayan, baba şefkati bilemeyecek bir çocuk KevserŞefkat-Der Sığınma Evi, kaçına yurt yuva olsun ki…

Konya’ya geldiklerinde eğitim ve çalışma hakkından yoksun kaldılar. Sağlık hizmeti alma hakları da oldukça sınırlı... Geçmişleri ve birikimleri ne olursa olsun, buradaki yaşamlarına kesif bir yoksulluk damgasını vuruyor. Bugün bulduklarını bugün yiyen bu siyahlar, bir taraftan yarını düşünürken diğer taraftan uğradıkları insan hakları ihlalleri nedeniyle ağır psikolojik sorunlarla boğuşuyor. Yaşadıkları travmanın etkisinden bir çoğu hala kurtulabilmiş değil… Etiyopya, Somali, Eritre ve Fildişi Sahilleri vatandaşı olan mülteciler ile mağdur durumdaki Türk kadınları aynı odaları paylaşıyor. Birbirlerinin acılarına kardeş oluyor.

Evlerini terk etmek zorunda kalmaları yetmezmiş gibi sığındıkları şehirlerde yetkililerin duyarsızlığı nedeniyle de ağır darbeler alıyorlar.

Buna karşın aramıza katılan bu siyah dostlar, güvenilir bir ülkede yeni bir yaşam kurma isteği ve cesareti ile dolu. Yokluğa ve yoksulluğa alışmış çocukların yüzlerinden tebessüm eksik olmuyor…

***

Yokluğun ve yoksulluğun ne olduğunu varlık ve varsıllar bilemez. Yoksulluğun haritasını önüne koyup, açlık ve sefalet coğrafyalarında geziye çıkmamış zenginler bilemez, küçük Kevser’in büyüyünce yaşayacağı sefaleti, annesinin acılarını…

Yokluk, hiçbirimizin çocuklarımızla oturduğumuz salata ve tatlıyla zenginleştirilmiş akşam sofralarımızda aklımıza gelmeyendir.

Yoksulluk, görmek istemediğimiz, yüzleşmek istemediğimiz ama gözümüzün önünde, bedenimizin üstünde, ruhumuzun derinliklerinde her yerde hissettiğimiz, gördüğümüz şeydir.

Ne modernleşme, ne Avrupa Birliği, ne Kopenhag kriterleri ne de doğu/batı/kuzey/güney... Büyük gazetelerin, büyük televizyonların, büyük dergilerin yok saydığı dramımız...

İsmi geçtiği zaman kimilerinin “Canım şimdi ne gerek var bunu konuşmaya, hem yok ki yoksulluk, hani nerede!” diye kağıt mendil gibi saklamaya çalıştığı trajedimiz…

Israrla yoksulluktan bahsedenlerin “duygu sömürücüsü, fakir edebiyatçısı, servet düşmanları” diye aşağılanmasına sebep olan, öyle içimize işleyen derdimiz...

Yoksulluk, memleketi kendi kâşânelerinden ibaret sayanların kompleksidir…

Açların, evsizlerin, mülksüzlerin haritasıdır…

Unutma ki yoksulların ve yoksulluğun haritasında Konya da var. Biz sınırları değiştirmezsek kimse değiştirmeyecek… Haberiniz olsun… 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.