Psikolojik Danışman Ali Şeker
Yaşasın Okulumuz! Peki, Okul Fobisi Nasıl Giderilir?
Okul yıllarımızın ilk dönemlerinde hep birlikte söylediğimiz “Yaşasın okulumuz!” şarkısından bir bukledir bu başlık... Bu şarkıyı büyük bir coşkuyla söylediğimi hatırlıyorum. Okullu olmanın, sınıfları doldurmanın ne anlama geldiğini; benden önce okula başlayan ağabeyim ve ablalarım sayesinde az çok biliyordum. Annem ve babam da bu şarkı sözlerine yabancı değildi elbette. Çocuklarından birinin daha okula başlamasının heyecan ve gururu, yüzlerine ve davranışlarına yansıyordu. Ancak bu heyecan onları ele geçirmemişti; tam tersine, onlar heyecanlarını kontrol edebiliyorlardı. Çocuk aklımla bile bu durumu fark edebiliyor, onların sakinliğiyle ben de rahatlıyor ve hiçbir zorluk yaşamadan okul hayatıma adım atıyordum.
Ne var ki, her çocuk benim kadar şanslı olmayabilir. İlkokul, hem çocuk hem de aile için önemli bir dönüm noktasıdır. Özellikle ilk çocukta bu deneyim daha yoğun yaşanır. Bugün, okula başlayan çocuklar ve aileleri için unutulmaz, heyecan ve gururun iç içe geçtiği özel bir gündür. Ancak okul bahçelerinde, koridorlarda, sınıflarda ve hatta öğretmenler odasında; anne-babasından ayrılmak istemeyen, gözyaşları içinde direnen anasınıfı ve 1. sınıf öğrencilerine rastlamak mümkündür. Bu, son derece doğal bir durumdur.
Fakat... Okulların açılmasının üzerinden haftalar geçmesine rağmen, çocuk hâlâ ailesinden ayrılmakta zorlanıyor; okula gitmek istemiyor ve karın ağrısı, mide bulantısı gibi fiziksel şikayetler yaşıyorsa, burada dikkat edilmesi gereken bir durum söz konusu olabilir: Okul fobisi.
Okul Fobisi Nedir?
İlk bakışta basit bir endişe gibi görülebilir. Ancak okul fobisi, zamanında çözülmediğinde çocuğun eğitim hayatını ciddi şekilde etkileyebilir ve hatta eğitimden tamamen kopmasına neden olabilir.
Okul fobisi, sanıldığı gibi sadece okula gitmekten korkmak değildir. Bu korkunun temelinde ebeveynden, özellikle anneden ayrılma kaygısı (ayrılık anksiyetesi) yatar. Çocuk, annesinden ayrıldığında ya kendisinin ya da annesinin başına kötü bir şey geleceğinden korkar.
Burada, konuyla doğrudan bağlantılı bir başka kavramdan da söz etmek gerekir: Okul reddi. Okul reddi, okul fobisinden daha geniş bir kavramdır. Çocuk, öğretmenini sevmiyor olabilir; arkadaşları tarafından dışlanıyor ya da alay ediliyor olabilir. Ya da büyük bir akademik başarısızlık yaşamıştır. Tüm bu nedenler, okul reddine yol açabilir.
Bu bağlamda, okul fobisini, okul reddinin alt başlığı olarak değerlendirmek daha doğrudur. Çünkü okul fobisinde korkunun kaynağı okul değil, ebeveynden ayrılma kaygısıdır.
Fobinin Temelinde Ne Var?
Araştırmalar gösteriyor ki, okul fobisi olan çocukların büyük bir kısmı aşırı korumacı ebeveynler tarafından yetiştirilmiştir. Özellikle annelerin, çocuklarına karşı aşırı özenli, aşırı ilgili ve abartılı davranışlar sergilediği gözlenir. Bu anneler, çocuklarıyla arkadaş gibi hatta kardeş gibi olup, her isteklerini yerine getirme eğilimindedir. Sevgi adına yapılan bu tutumlar, çocuğun bağımsızlık geliştirmesini engeller.
Bu ebeveynler, "daha çok küçük" diyerek çocuklarını anaokuluna göndermemekte, arkadaşlarının yanına bırakmamakta, çocukların oyunlarına sürekli müdahale etmektedir. Aslında korku ve kaygıyı yaşayan çocuk değil, ebeveynin kendisidir. Ve bu tutum, farkında olmadan çocuğa da geçer.
Bu nedenle, aşırı okul fobisi olan çocuklarda sadece çocuğun değil, ebeveynin de psikolojik destek alması gerekir. Danışanlarıma sık sık söylediğim bir sözü burada da paylaşmak istiyorum:
“Gereğinden fazla sevgi, sevgi değil gönül ızdırabıdır. Gereğinden fazla nefret ise nefret değil yıkım odağıdır.”
Fobi Sürecinde Neler Yapılmalı?
Fobi ve reddetme davranışı fark edildiği anda hemen müdahale edilmelidir.
- Kaygı fark edildiğinde:
Çocukla nazikçe konuşulmalı, ona sevgi ve güven verilmeli, yaşadığı korkunun geçici olduğu anlatılmalıdır. Onu suçlamamak, utandırmamak ve tehdit etmemek gerekir.
- Okul reddinde:
Sebep açıkça belli olduğu için çözüm daha kolaydır. Gerekirse okul yetkilileriyle ve bir uzmanla birlikte çözüm planı yapılmalıdır. Gerekirse çocuk, daha uygun bir okula yönlendirilebilir.
- Fobiye karşı alınacak önlemler:
Çocuklarımızı bize bağımlı hale getirmemeliyiz. Onlara yaşlarına uygun sorumluluklar vermeli, kendi başlarına çözüm üretmeleri için fırsatlar tanımalıyız. Anaokuluna gitmeleri, bu tür durumları daha az yaşamalarını sağlar. Onları hayata hazırlamak için önce evde, sonra sokakta ve çevrede küçük görevler vermeliyiz.
- Fobi halihazırda yaşanıyorsa:
Çocuğu asla suçlamamalı, ona yalnız olmadığını anlatmalıyız. Bu süreci her çocuğun yaşayabileceğini ve geçici olduğunu vurgulamalıyız. Anne ve baba tutarlı davranmalı; çocuk her ne olursa olsun okula gitmelidir. Gerekirse okulda kısa süreli kalıp, sonrasında ebeveyniyle eve dönmesine izin verilebilir. Bu süre, zamanla artırılmalı; çocuk kademeli olarak okulda kalmaya alıştırılmalıdır.
Unutmayalım ki erken müdahale hayat kurtarır. Gecikmiş tanı, ileride çok daha zorlu bir tedavi sürecini beraberinde getirir.
Son Söz ve Yeni Başlayanlara Mesajım
Yeni eğitim-öğretim yılı başlarken tüm öğretmenlerimizin bu özel gününü kutluyorum. Özellikle bu yıl okula başlayan anasınıfı ve 1. sınıf öğrencilerimize “aramıza hoş geldiniz” diyor, tüm öğrencilerimize başarılı ve mutlu bir yıl diliyorum.
Unutmayın:
Her çocuk keşfedilmeyi bekleyen bir dünyadır.
O dünyaya sevgiyle, sabırla, anlayışla yaklaşalım.