Türkiyenin Ruh Hali

Soru, 2019 yılı nasıl geçecek?  

2019’un ilk yarısını gördükten sonra bu yıldan hiç umudum kalmadı.

Bu yılda kavga-nefret-husumet ortamı devam edecek dersem, birde aynı sertlik, aynı saflaşma gruplaşmaya devam dersem. Belki de birçok okurum Kıyamet kopartır. Ama görünen bu, ben ne yapabilirim ki,

Paralel muhabbetinin yapılmaya başlamasından sonra galiba beşinci seçimi yaptık. Belki de her seçimden sonra yeni bir dönem açılacak. Havanın tersine döndüğü, sert rüzgârların dindiği bir dönem başlayacak diye düşündük..

Oldu mu? maalesef olmadı..

İnanın hepimiz çok yorulduk ve bıktık artık. Bu kıran kırana savaşta herkes bir şeyler kaybetti ve en önemlisi Türkiye kaybetti. Artık herkes normal bir siyasi iklimi solumak istiyor.

Bu nasıl başarılabilir? İnanın bu siyasi partilerle nasıl olur bende bilmiyorum. Seçimlerde gerginliklerden beslenenler olduğu sürece bunun gerçekleşeceğini de düşünmüyorum. 

Evlere şenlik anamuhalefet partisi  bu kafayla Büyükşehirlerde seçim kazanabiliyorsa vatandaşın çaresizliğini siz anlayın artık.

Her seçim sonrasında huzuru bulacağımızı zannettik ancak bu seçim sonrasında da huzur çok ama çok zor görünüyor.

Türkiye’nin artık Siyasi atmosferin normalleşmesi gerekmektedir. Benim piyasadaki partilerden hiç umudum kalmadı İnşallah bundan sonra yapılacak seçimlerinde yeni kurulan partiler ve genel başkanların olaylara bakışı ve yapacakları radikal değişiklikler ülkemizin kazancı olur.

Son seçim sonuçların dan sonra  yenilenler bir deprem sarsıntısı yaşayabilirler, benim anlatmak istediğim basit seçim sarsıntısından daha öte, yaygın ve şiddetli bir toplumsal sarsıntıdır.

Ülkemizde seçmenlerimizin yüzde 50 ye yakını bir bölümü çok karamsar durumdadır, çünkü büyük bir kitle artık iktidarı ilelebet kaybettiğini düşünüyor. Bu düşüncenin ötesinde iktidar partisine oy verenlerle vermeyenler arasındaki soğukluk çok büyümüştür. Bu iktidara oy vermeyenler bundan böyle kendi ülkesinde yabancı gibi yaşamak zorunda olduğunu düşünmeye başlamıştır.

Onlara göre, bir zamanlar altta kalan ezilen insanlar, bugün üste çıkmış ve alttakileri ezmektedir. Belki kendilerine göre haklı yönleri de olabilir, ancak bundan kurtulmanın yolu her fırsatta hükümet krizi çıkarmak değil alternatif olduğunu gösterebilmektir. Olayı Ölüm kalım meselesine dönüştürmekten uzaklaşıp başka bir yol izlemeyi akıl etseler, durumlarının çokta kötü olmadığını göreceklerdir.

Şimdi, sen ne demek istiyorsun, hatta hayal kuruyorsun, Türkiye’nin bugünkü yapısı, AK Parti’yi iktidardan uzaklaştırmayı kısa vadede neredeyse imkânsız kılıyor diyebilirler.

Ama aynı yapı,  yıllarca bize bunun tam tersini de defalarca göstermiştir. Umutsuz olmak yenilgiyi peşinen kabul etmek en büyük acizliktir.

Öte yandan iktidarın da, muhalefetinde, ruh hali derhal değişmelidir.

Eğer bu ruh hali değişirse Türkiye, 100 yıllık bir tarihi dönemin ardından yeni bir devlet, yeni bir rejim, yeni bir Türkiye kurma yolunda daha çabuk daha sağlıklı bir yapıya daha kısa sürede kavuşacaktır.

Herkes anlamalı ve bazı gerçekleri kabul etmelidir. Yeni Türkiye sadece belli toplumsal kesimlerin hayallerinin gerçekleşmesiyle başarıya ulaşamaz..

Yazımda Ekonomiden, Açlıktan, Yoksulluk sınırından, hiç bahsetmedim..

Özel Not: Konya ilk MİLLET BAHÇESİ’ne Kavuşmuş. Meram Eski Belediye Başkanı Fatma Toru hanımefendinin yaptığı Dutlukırı Piknik alanının adı değişmiş, Millet bahçesi olmuş. Buraya kadar her şey güzel.

Peki Millet kendi bahçesine neden ücret ödeyerek girer? Ben bu soruyu Önce Meram Belediye başkanımız Mustafa Kavuş başkanıma,  sonrada Milletin bahçesine millet ücret  ödeyerek girmez diyen Recep Tayyip Erdoğan Başkanıma soracağım.

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.