Prof. Dr. Ali Akpınar

Prof. Dr. Ali Akpınar

Tatili Kur'ân ile inşa etmek

Müslüman, hayırlı bir işte yorulur, bir başka hayırlı işte dinlenir. Hayırlı bir ii bitirir, yeni bir hayırlı işe girişir. O, hep hayırların adamıdır. Onun şerle işi yoktur. Mümin lağv/boş öz/boş işten uzak duran kimsedir. Bu yüzden onun vakit gibi çok önemli bir nimeti hoyratça harcayacak seçeneği yoktur.

Bu dünya, Müslümanın hephazırol konumunda olduğu yerdir. Zira onun rahatkomutunu alıp istirahat edeceği yer cennettir. Dünyada rahat yoktur.

İşte çocuklarımız için tatil geldi, büyükler olarak bizler de yıllık izin günlerimizi idrak edeceğiz. Hem de mübarek üç aylarda. O halde çoluk çocuk bu mübarek ayları, en güzel ve en hayırlı işlerlerle en güzel şekilde değerlendirmeli ve bereketlendirmeliyiz. Biz hayırların adamı olursak, zamanımız bereketlenir ve işte o zaman peygamberimizin mübarek üç aylarda okuduğu Allahım, Receb’i, Şabân’ı bizler için bereketli kıl duası yerini bulur. Zaten kavlî dualar, fiilî dualarla desteklenirse icabet hemen müyesser olur.

Bu bereketi zirveye taşıyabilmek ise bereket kaynağı Kur’ân’a yönelmekle mümkün olacaktır. Çünkü Kur’ân Kitab-ı Mübarektir. Kur’ân’lı hayat bereketli bir hayattır, Ku’ân’lı amel bereketli bir ameldir, Kur’ân’lı söz, bereketli bir sözdür. Kur’ân’lı nesil bereketli bir nesildir. Bunun için ömür boyu ve aile boyu Kur’ân’lı olmalıyız.

Bu Kur'an, şehirlerin merkezi Mekke ve çevresindekileri uyarman için sana indirdiğimiz ve kendinden öncekileri doğrulayıcı mübarek bir kitaptır. Âhirete inananlar buna da inanırlar ve onlar namazlarını hakkıyla kılmaya devam ederler. (6 Enâm 92)

Sana bu mübarek Kitab'ı, âyetlerini düşünsünler ve aklı olanlar öğüt alsınlar diye indirdik. (38 Sâd 29)

İşte bu (Kur'an), bizim indirdiğimiz mübarek bir kitaptır. Buna uyun ve Allah'tan korkun ki size merhamet edilsin. (6 Enâm 155)

Ardımızdan Fâtiha okuyacak nesilleri yetiştirmek için, çocuklarımızı Kur’ân kurslarına göndermeli ve bu eğitim öğretim sürecinin takipçisi olmalıyız. Bunun yanında bizler de Kur’ân okuma, anlama ve yaşama konusundaki eksikliklerimizi tespit etmeli ve onları gidermeye çalışmalıyız. Şöyle ki,

Az Kur’ân okuyucusuysak Kur’ân okumalarımızı çoğaltmalıyız. Kur’ân okumasını bilmiyorsak, işte Kur’ân okumasını öğrenmek için mübarek üç aylar fırsatı. Okumalarımızda eksiklikler varsa, hala Allah Kelamını kurallarına uygun bir şekilde okuyamıyorsak, okuyuşumuzu düzeltmeli, ilerletmeliyiz.

İyi bir Kur’ân okuyucusu isek, onu anlama ameliyesine girişmeliyiz. Bunun için kısa surelerin anlamlarını okuyup ezberlemeli ve onları namazlarda bu bilinçle okumalıyız. Ardından sıkça okuduğumuz Yâsîn, Tebâreke sureleri ve âşırlarla tanışmalıyız. Sonra baştan sona Kur’ân Meâli ve tefsirini okumaya başlamalıyız.

Kur’an, metin ve meâliyle bir kere okunup bırakılacak bir kitap değildir. Çünkü onun hikmetleri bitmez tükenmez, okuyanlar ona doyup kanmaz. O, okundukça hikmetlerini okuyucusuna açan kitaptır. Mümin, Kur’ân ile yenilenen, Kur’ân ile imanî dinçliğe erişen kimsedir. Bunun için Kur’ân okumalarımızı kesintisiz sürdürmeli, ama her okuyuşumuz, bir önceki okuyuşumuzdan daha verimli/bereketli olmalıdır.

Elbette Ku’ân’ı yalnızca okumak yetmez. Onu en güzel şekilde okuyup anladıktan sonra onu yaşamaya geçilmelidir. Elbette tek başına bizim Kur’ân’ı yaşamamız da yeterli değildir. Bu sefer onu okuma, okutma ve yaşamayı yaygınlaştırma görevi bizleri beklemektedir. Zira Kur’ân’ın bizden istediği hayat, cemaatle birlikte en kâmil manada yaşanabilir.

Öyleyse haydi Kur’ân ile inşa olmaya. Gönüllerimizi, beyinlerimizi, söylem ve eylem dünyalarımızı Kur’ân ile inşa edebilelim ki gerçekten Kur’ân bizim hayat membaımız olsun.

Kur’ân ayı Ramazan geliyor, ona hazır mıyız? Unutmayalım ki Kur’ân ayına, Kur’ân’sız hazır olunamaz! 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum