Sağlıksız alışkanlıklar zincirleme etki yaratıyor

Sağlıksız alışkanlıklar zincirleme etki yaratıyor

Toplumda sıkça görülen diyabet, hipertansiyon, obezite ve kolesterol gibi hastalıklar, kalp ve böbrek sağlığını aynı anda tehdit ediyor.

Türk Böbrek Vakfı Başkanı Timur Erk, Türkiye’nin giderek artan obezite oranıyla dikkat çektiğini belirterek, “Yüksek tansiyon, diyabet, obezite ve kronik böbrek hastalığı; adeta mahşerin dört atlısı gibi toplumumuzu kuşattı. Akdeniz ülkesi olmamıza rağmen sağlıksız beslenme alışkanlıklarımızdan vazgeçemiyoruz” dedi.

Vücudun saat gibi işleyen bir mekanizma olduğunu hatırlatan Erk, iç organlardaki en küçük bir aksaklığın domino etkisi yarattığını söyledi. Sosyal medya ve dijital platformlarda uzman olmayan kişilerin, yapay zekâ destekli içeriklerle tedavi önerilerinde bulunmasının ciddi bir sağlık riski oluşturduğunu da vurgulayan Erk, “Uzman hekim dışındaki yönlendirmeler tehlikelidir. Her hasta bireyseldir; tedavi kişiye özel olmalıdır” ifadelerini kullandı.

"Her 6 kişiden 1’i böbrek hastası"

Türk Nefroloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Aydın Türkmen, dünya genelinde 700 milyon kişinin kronik böbrek, 500 milyon kişinin diyabet hastası olduğunu belirtti. Türkiye'de ise 10 bin kişinin katıldığı araştırmada böbrek hastalığı sıklığı yüzde 17 olarak belirlendi. Yani her 6 kişiden 1’inin böbrek yetersizliği yaşadığı tespit edildi.

Türkmen, “Diyabet sıklığı yüzde 13-15, hipertansiyon ise erişkin nüfusta yüzde 32 civarında. Bu hastalıklar zamanında tedavi edilmediğinde, hastalar kalp krizi, felç, inme gibi durumlarla karşı karşıya kalıyor. Ayrıca devlete olan mali yük de artıyor” dedi.

Diyaliz hastalarının sayısının her yıl arttığını söyleyen Türkmen, “Her yıl yaklaşık 11-12 bin hasta diyalize giriyor, 7-8 bin hasta hayatını kaybediyor. Bir diyaliz hastasının yıllık maliyeti 20-25 bin dolar arasında. Bu nedenle erken tanı ve önleyici tedaviler büyük önem taşıyor” diye konuştu.

“Kalp hastaları için böbrek yetmezliği büyük risk”

Türk Kalp Vakfı Kardiyoloji Uzmanı Dr. Hüseyin Deniz Kılıç, kronik böbrek hastalığının kalp hastalıkları açısından 2 ila 4 kat risk oluşturduğunu belirtti. Kılıç, “Böbrek yetmezliği anemiye neden oluyor. Bu durum kalbin çalışma fonksiyonlarını bozarak kalp yetersizliğine zemin hazırlıyor. Ayrıca böbrek fonksiyonu bozulmuş hastalarda kontrast madde kullanımıyla yapılan anjiyo işlemlerinde ciddi riskler oluşuyor” dedi.

“Her diyabet ve hipertansiyon hastasına düzenli tarama şart”

Nefroloji Uzmanı Doç. Dr. Nadir Alpay, kronik böbrek hastalıklarının yüzde 34’ünün diyabet, yüzde 27’sinin hipertansiyondan kaynaklandığını ifade etti. “Bu iki hastalık erken evrede kontrol altına alınırsa, böbrek yetmezliği ve kalp problemleri önlenebilir” diyen Alpay, özellikle idrar tahliliyle yapılan mikroalbumin testiyle böbrek hastalığı riskinin erkenden tespit edilebileceğine dikkat çekti.

Türkiye genelinde yapılan çalışmalara göre günlük tuz tüketiminin ortalama 16-18 gram olduğunu kaydeden Alpay, bu miktarın hipertansiyon hastalarında 2 gramla sınırlı tutulması gerektiğini hatırlattı.

Erken teşhis hayat kurtarır

Uzmanlar, “Kardiyorenal Sendrom”un önlenmesinde erken tanı, sağlıklı yaşam alışkanlıkları, düzenli taramalar ve kişiye özel tedavi planlarının hayati önem taşıdığını vurguluyor. Toplumun bilinçlendirilmesi amacıyla yapılan bu ortak çalışmanın ilerleyen dönemde daha kapsamlı projelerle sürdürüleceği de bildirildi.

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.