Seyit Küçükbezirci

Seyit Küçükbezirci

Kudüs hatıraları

MESCİD-İ HARAM İLE ZEYTİN DAĞI ARASINDA KURULACAK "SIRAT KÖPRÜSÜ-RABİAÜL ADEVİYYE-BEYTÜLLAHİM- HZ. İSA'NIN DOĞDUĞU MAĞARA-HZ. SÜLEYMAN MABEDİ

1.      Gördüğünüz gezdiğiniz Yerler?

Kudüs’e ayak basar basmaz, bizi Filistinli rehberimiz Muhammed Yunus Bey karşıladı. Rehberimizle beraber Zeytin Dağı’na gittik. 800 metre yükseklikte olan bu tepe, Müslümanlar, Yahudiler ve Hıristiyanlar için önemli bir yerdir. Müslümanlar için önemi; Mescid-i Haram ile Zeytin Dağı arasında kurulacak olan Sırat köprüsüdür. Hıristiyanlar için önemi; Hz. İsa’ya peygamberlik indiği yer olarak kabul edilir. Yahudiler için önemi; “Kıyamet Günü”nde Yahudilerin kurtarıcısı olarak inanılan Mesih’in Zeytin Dağı’na geleceğine inanılır. Bu nedenle burası Yahudi mezarlarıyla doludur.

Zeytin Dağı’ndan Kudüs’ü panoramik izledikten sonra, Selman-ı Farisi Hazretleri’nin makamına gittik. Bir müddet orada kaldıktan sonra Rabia-tül Adeviyye Hazretleri’nin makamına geçtik. Atatürk Hava Limanında hiç uyumadan 9 saat geçirip üstüne 2,5 saat uçak yolculuğu; oradan 45 dakika kara yolculuğu ile Kudüs’e varmak. Hiç dinlenmeden gezimize devam etmek... Ve hiç yorulmamak; gerçekten benim için muhteşem bir tecrübe oldu Kudüs’te…

İlk gün gezimize devam ediyoruz…

Bu güzel sahabelerin makamlarını ziyaret ettikten sonra Gözyaşı Kilisesi’ni ziyaret ettik.

Gözyaşı Kilisesi’nden sonra, Müslümanlar için iki kıblenin ilki, Kâbe’den sonra yeryüzünde inşa edilmiş ikinci en kutsal mabet, Mekke’deki Mescid-i Haram ve Medine’deki Mescid-Nebevi ’den sonra üçüncü kutsal mekan olan Mescid-i Aksa’ya gidiyoruz…

Evet, hayallerimdeki yolculuğun en önemli noktasına gidiyordum…

Mescid-i Aksa aslında Beytülmakdis’tir. Hz. Süleyman’ın mabedidir. Burası Peygamberler eşiğidir. Burası Hz. İsa’nın yeridir. Burası, Hz. Muhammed (s.a.v)’ in göğe yükseldiği basamakların ilkidir. Miraç’ın şahididir. 

Evet, Mescid-i Aksa’ya yürüyoruz. Dört bir yanımız kadın erkek çocukla dolu…

Mescid-i Aksa, etrafı Osmanlı döneminde son şeklini almış şehir duvarları içinde; 144 dönümlük bir alan... Bu alanın içinde Kubbe-tüs-Sahra, Aksa Camii, Burak Mescid-i Mervan Mescid-i bulunmakta... Mescid-i Aksa herhangi bir bina değil; bu alanın ta kendisidir…

Mescid-i Aksa ile yüz yüze gelmek o atmosferi yaşamak… Karşımda tüm ihtişamıyla Kubbe-tüs- Sahra… Ona dokunmak… Gözyaşlarımı tutamadım. Adeta bir çocuk kalbiyle koşmaya başladım…

Akşam namazımızı Kubbet-üs- Sahra’da kıldıktan sonra, otelimize doğru yola koyulduk.

Kaldığımız otel Mescid-i Aksa’ya çok yakındı. Yürüyerek 15 dakikada otele varılıyordu...

     Otele yerleştikten sonra hiçbir yorgunluk esamesi üzerimde yoktu. Yatıp dinlenmek istemiyordum. Eşyalarımı yerleştirdikten sonra Yatsı namazını kılmak için Aksa Cami’ye doğru yola koyulmuştum bile…

Yol arkadaşlarım çok iyi insanlardı. Ben hepsinden razıyım. İnşallah onlarda benden razıdır… Arkadaşlarımla birlikte çocuklar gibi Kudüs sokaklarından koşarak Aksa Camiye vardık.. Allah’ım o nasıl bir ihtişam; o nasıl bir güzellik.. Cümle kapısında gördüğüm o kurşun izleri bile güzelliğine gölge düşürmemiş…

Aksa Camii, Kubbet-üs-Sahra’yı yaptırmış olan Emevi halifesi Abdülmelik İbn Mervan’ın oğlu Velid tarafından 705 yılında inşa ettirilmiş. Cami ilk yapıldığı dönemde bugünkü halinden iki katı daha büyükmüş… Yedi kolon sırasının üzerinde yükselen Aksa Camii’nin içerisinde Hz. Zekeriya Mihrabı; Hz. Yahya Mihrabı ve Hz. Ömer Mescidi bulunmaktadır…

Aksa Camii’nin içerisine girer girmez bizi mozaikler dizisi karşıladı. Emevi dönemine ait mozaik işlemeler, Camii’nin içerisinde adeta bir renk cümbüşü yaşatmaktaydı.

Yatsı namazımızı burada edâ ettikten sonra gezi ekibimizle birlikte Aksa Camii’ne çok yakın bir çay evinde Kudüs’ün o muhteşem naneli çayını yudumladık… Daha sonra otelimize doğru yola koyulduk…

Gezimizin ikinci günü: Kudüs’ün 10 km güneyinde bulunan Beytüllahim’e gitmek için sabahın erken saatinde yola koyulduk. Kudüs’ün çıkışına geldiğimizde bizi bir utanç tablosu karşıladı. İsrail’in, Doğu Kudüs’ü kapatmak için milyon dolarlar harcayarak yaptırdığı 160 km uzunluğunda olan Utanç Duvarı… Gerçekten bir insanlık ayıbıydı… Buradan geçerken İsrail askerinin otobüsümüzün içine kadar girerek pasaport kontrolü yapması ayrıca bir rezaletti…

Nihayet Beytüllahim’e gelebilmiştik. Otobüsümüzü park ettikten sonra Beytüllahim yollarında geziye devam ettik… Binlerce turistin Beytüllahim’e gelme sebebi olan Hz. İsa’nın Doğum Kilisesi’ndeyiz…

Hz. İsa’nın içinde doğduğuna inanılan mağaranın üzerine ilk bazilika 327 yılında Bizans İmparatoru Konstantin ve annesi Helen tarafından yaptırılmış… Kiliseye ilk girişimizde sizi 14 köşeli bir yıldız karşılıyor… Yıldızın etrafında Latin harfleriyle; “Hz. İsa burada, bakire Meryem’den doğdu” yazmaktadır…

Hz. İsa’nın doğduğu mağarayı görmek için kiliseye girer girmez, sağ tarafınızda göreceğiniz sıraya girmeniz gerekiyor…

 

Doğum kilisesinden çıktıktan sonra,  bir başka kilise olan Süt Kilisesi’ne gitmek için yola çıktık… Yol boyunca bir çok hediyelik eşya dükkanı sıralanmış... Özellikle çantalar hediye etmek için ideal…

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.