Konya'nın Kürt dosyası-1

Konya'nın Kürt dosyası-1

MEMLEKET Gazetesi olarak son yıllarda Türkiye’nin en büyük meselesi olarak kabul edilen Kürt Sorunu’na kendi içimizde yaşayan insanlar ve onların anlattıkları ile değişik bir pencere açmaya çalışacağız

dsc_9735.jpg

Demokrasi ve demokratikleşme adına neden Konya’da Kürt Dosyası’nı açtığımızı dahası siyasi görüşü ve dünyaya bakışı ne olursa olsun kabul etsek de etmesek de, inansak da inanmasak da neden hep Türk-Kürt kardeşliği deniliyor bunu yerinde görmeye çalıştık.

Neden CİHANBEYLİ?

Cihanbeyli tarihine şöyle bir göz attığımız zaman Cihanbeyli’nin Konya tarihi kadar eski olduğunu görüyoruz. İşte bu kadar eski bir geçmişe sahip olan bu ilçemizin bugün için en dikkat çekici özelliği kardeşlikleri. Bu insanların Türk, Kürt, Özbek Tatarı, Bulgar Göçmeni, Adıyaman ve Van muhaciri, Arap ve de Karadeniz’den gelip yerleşen Laz gibi çeşitli etnik yapıya sahip insanlarımızın birbirleri ile çatışma yerine kardeş gibi yaşamış olmaları.

Bu işe biraz daha derin bakıldığı zaman işin kardeşlikten de öte karı-koca, baba-oğul, gelin-damat gibi artık aile olmuş,  kan bağı oluşmuş, et tırnak olmuş  ve ayırımdan çok birbirine girmiş bütünleşmiş bir yapının olduğunu görüyoruz.

UĞUR ÖZTEKE

Cihanbeyli’nin, tarihi gelişimi, coğrafi yapısı ve sosyal yaşantısı denildiği zaman Konya’nın bir parçası olduğuna şahit oluyoruz. Öyle ki burada yaşayan ailelerin mutlaka Konya merkezinde de bir evleri veya işyerleri var. Yani Cihanbeylili’nin bir ayağı ilçesinde iken diğer ayağı Konya’dadır. 

Cihanbeyli’nin ilk adı “Esbikeşan” imiş. Daha sonraları “İnevi” adını almış ve uzun yıllar İnevi adını taşımış. Esbikeşan İlçesi ilçelikten bucaklığa, bucaklıktan ilçeliğe çok kez yer değiştirmiş. (1866) yılında Kulu Köyü Esb Keşan adı ile ilçe olmuş. Cihanbeyli ve Şerefli Koçhisar, Kulu’ya bağlanmış. Ancak Cihanbeyli ve Koçhisar'ın Aşair beyleri Kulu'ya bağlanmak istememişler ve Ankara'ya baskı yapmışlar. Bunun üzerine Kulu'nun ilçe teşkilatı lav edilmiş ve Cihanbeyli, Koçhisar Kulu'dan ayrılmış. Kulu'da Konya'nın Sille Bucağı’na bağlanmış.

Daha sonra Böğrüdelik Köyü’ne Canbegli Aşireti yerleşmiş. Böğrüdelik, 1928 yılında ilçe merkezi olmuş. Cihanbeyli'de “Mürseli Efendi” Nahiyesi adını alarak bu ilçeye bağlanır. 1929 yılında Böğrüdelik'ten ilçelik kaldırılır, Mürseli Efendi Bucağı ilçe olur. Böğrüdelik'te bulunan Canbeyli Aşiretinin adına uygun olarak Mürseli Efendi adı Cihanbeyli'ye dönüştürülür. Yeni kurulan ilçeye Kulu Köyü, Altınekin ve Yeniceoba bucakları bağlanır. Daha sonra 1954 yılında Kulu, 1987 yılında da Altınekin ilçe merkezi durumuna getirilerek Cihanbeyli'den ayrılmışlardır. Cihanbeyli, İç Anadolu Bölgesi’nin tam orta kısmında yer alan uçsuz bucaksız verimli topraklara sahiptir.

Cihanbeyli’nin en büyük özelliği Tuz Gölü’dür.  Bu ilçemiz ayrıca Türkiye'nin yüzölçümü bakımından en büyük ilçesidir. Cihanbeyli, kuzeye doğru uzanan Konya Ovası'nın devamı gibidir. İlçenin bulunduğu kesimler, geniş yayla özelliği gösterir.

dsc_9745.jpg

 

BİZ BİRBİRİMİZE GİRMİŞİZ

Cihanbeyli merkezinde beldelerinde mahallelerinde dolaşıp oturup konuştuğumuz insanlara “Burada bir Kürt sorunu var mı?” diye sorduğumuz zaman 10 kişiden 9 kişi hiç tereddüt etmeden “Biz burada karı koca olmuşuz. Ben Kürdüm. Benim karı Türk. Oğlan şimdi ne bilmiyorum ama bizim gelin Türk. Şimdi biz neyiz?” diyebiliyordu. İşin özünde de “evet kimimiz Türk, kimimiz Kürt ama biz artık birbirimize girmişiz. Bizim için artık Türk-Kürt diye bir şey kalmamış ki” diyordu.

Biz merakımızı giderebilmek, işin sırrına erebilmek için sürekli sorularla bir şeyler öğrenmeye çalışırken “Peki Türkiye’de Türk-Kürt çatışması olduğu bir gerçek. Şehitlerimiz ortada. Orada niye kavga var. Türklerle Kürtler niye çatışıyorlar? Hala niye kan akıyor? “diye sorduğumuz zaman aldığımız genel cevap “Orada işsizlik var. Burada bizim için öyle bir sorun yok. Burada Türkler’in de, Kürtler’in de mali durumları iyi. Birde biz o eski kimliğimizi kaybetmişiz. Biz de ayrılık gayrılık yok” diyordu.

BÖLGEDE ABDÜRREŞİT İBRAHİM EFENDİ KİMLİĞİ

Cihanbeyli’nin bir diğer dikkat çeken özelliği ise okumuşluk oranının yüksekliği. Bu kültürlü insanların tarihle olan bağları da çok güçlü. Bu insanlar özellikle Konya’da bile pek bilinmeyen  Abdürreşit İbrahim Efendi’nin (d. 23 Nisan 1857, Sibirya- ö. 17 Ağustos 1944, Japonya), gururunu yaşıyor.

Peki bu ne demek?

O zaman biz de konu ile bilgisi olmayan okurlarımızı Abdürreşit İbrahim Efendi ile ilgili çok kısa bilgilendirelim.

Abdürreşit İbrahim Efendi bir Türk fikir adamı, çok ünlü bir seyyah ve yazar. Dahası Japonya’ya İslam’ı getiren kişi olarak biliniyor. Önce Rusya Müslüman Türklerini birleştirme çabalarıyla tanınıyor. Rusya'daki Türkleri Türkiye'ye göç etmeye özendiriyor. Bu girişimlerinde de büyük ölçüde başarı sağlıyor. Uzun seyahatlere çıkıyor ve çok maceralı bir hayat sürüyor.

Hayatını Müslümanlığı yaymak için seyahatler yapmaya adamış bir bilim adamı. 1912’de Osmanlı vatandaşı oluyor. Seyahatlerini “Alem-i İslam” adlı eserinde Osmanlı halkına anlatıyor verdiği konferanslarda büyük ilgi görüyor. Süleymaniye Kürsüsü’nde adlı ünlü eserinde şair Mehmet Akif’in halka hitap ettirdiği kişi oluyor.

Yaşamı boyunca yaptığı üçüncü seyahatinden sonra Konya’nın Cihanbeyli ilçesi Böğrüdelik Köyü’ne yerleşiyor. 1925’ten itibaren bir süre gönüllü sürgün hayatı sürüyor. 1933’e kadar bir rençber olarak burada yaşıyor. Zaman zaman hacca ve dostu Mehmet Akif’i görmek için Mısır’a gittiği biliniyor. Aklı, ise Japonya’nın İslamlaştırılmasındadır.

1933’te 76 yaşında iken tekrar Japonya’ya gidiyor. 12 Ekim 1933’te Japonya'ya ulaşıyor. Japon basını kendisine büyük ilgi gösteriyor. Tokyo’da yaşayan Tatar halkının sorunlarıyla ilgileniyor.  Arsa temini çok zor olan Tokyo'da cami yaptırmak için büyük çaba harcıyor. Tokyo Camisi’nin planlarını hazırlatıp 1937’de ibadete açılmasını sağlıyor. Japonya”da ki bu ilk caminin de imamı oluyor. 1939 yılında da İslamiyet'in Japonya'da resmi din olarak tanınması ve teşkilat kurulması hakkını kazanmasında en büyük rolü oynuyor. 17 Ağustos 1944 günü Tokyo’da Hakk’ın rahmetine kavuşuyor ve Tokyo yakınındaki Müslüman mezarlığına defnediliyor.

İşte günümüzde Türk siyasetinde hızla yükselen değer olarak kabul edilen muhafazakar yapı doğal olarak Cihanbeyli’nin her sokağında her yaylasında kendisini hissettiriyor. Bugün artık pek çok Cihanbeylili gencin ağzında Abdürreşit İbrahim Efendi hayranlığını işitebiliyorsunuz.

Biz bunun da yani güçlü dini inanç ve İslamiyet’in insanları kavgadan çok kardeşlik için bir araya getiren güç olduğunu görüyoruz.

Devam edecek

dsc_9929.jpg