20-28 Nisan tarihleri arasında 18. İzmir Kitap Fuarı gerçekleştirildi. Dört yüze yakın yayınevinin ve yüzlerce yazarın katıldığı fuarın bu yılki onur konuğu yazar ve çevirmen Ahmet Cemal’di. 26-27 Nisan günleri Edebiyatçılar Derneği standında kitaplarımı imzaladım, okurlarımla sohbet imkanı buldum.

Her yıl gittiğim İzmir kitap fuarına bu yıl gitmeyi pek düşünmüyordum ama fotoğraf sanatçısı arkadaşım Aslı Kurt ile grafiker arkadaşım Erhan Ekler’in ısrarlı çağrılarına dayanamayarak gittim. İyi de etmişim çünkü yıllardır görüşemediğim bir çok arkadaşı görme, konuşma imkanım oldu. Kitap fuarlarının bir yararı da bu benim için. Örneğin şair, heykeltraş Uğur Bilge’yi, Ankara Fotoğraf Sanatı Kurumunun şehrimize düzenlediği bir gezide, yıllar önce görmüştüm. Fuar girişinde kalabalığın arasında karşılaştık, ayaküstü kısaca sohbet ettik. Ankara’yı yıllar önce terketmiş, Ayvalıkta yaşıyormuş artık.Çalı’nın ilk yayınlandığı yıllarda güzel şiirlerini yayınlamıştım Uğur Bilge’nin. Muzaffer İzgü, her zamanki güleryüzlü haliyle genç okurlarına kitaplarını imzalıyordu.

Yazar-yayıncı Mevlüt Kaplan ile sohbet ederken şair arkadaşım Leyla Işık çıkageldi. Onun kısa, duygu yüklü şiirlerini her zaman sevdim. Mevlüt Kaplan Çalının açtığı Kurtuluş Savaşında Konya, konulu hikaye yarışmasına ona yakın hikaye ile katılmıştı. Çok güzel hikayelerdi.Sonra bunları kitap haline getirdi. Söylediğine göre o kitaba yeni hikayeler eklemiş ve ikinci baskısı yapılacakmış.

 Eğitimci- yazar Emine Azboz’un ilk yazılarını Çalı’da yayınlamıştım. Şimdi kaç kitabı oldu bilmiyorum. Çok üretken bir yazarımız. Derneğin standında epeyce sohbet ettik onunla.

Cumartesi günü hayli kalabalıktı derneğin standı. Zübeyde S. Turan, Oya Uslu, Nalan Çelik ve Reyhan Sur kitaplarını imzaladılar. Şehrimiz yazarları bu tür etkinliklere katılmazlarken Reyhan Sur bu çemberi kırdı. Önemli fuarlara katılıyor. Ocak ayında Çukurova Kitap Fuarına da katılmıştı.

Hep merak etmişimdir, bizim şehrin yazarları bu tür büyük etkinliklere niye katılmazlar aklım ermiyor. Bir güvensizlik mi söz konusu bilemiyorum. Okuma haftasında bazı yazar arkadaşlarla Kule Sitede imza gününe katılmıştık. TYB Konya Şubesinin önderliğinde düzenlenen etkinliğin en önemli yerinde arkadaşlar kitaplarını toplayıp gitmişlerdi. Oysa akşama kadar zamanımız vardı ve Kule Sitenin en kalabalık olacağı zamanda terketmiştik.

Tüyap’ın başta İstanbul olmak üzere Adana, Bursa, İzmir gibi büyük şehirlerimizde düzenlediği kitap fuarlarına Türkiye Yazarlar Sendikası ve Edebiyatçılar Derneği katılıyorlar. Açılan standlarda dernek üyesi yazarlar kitaplarını imzalıyor, okurları ile söyleşiyorlar. Ayrıca panel, konuşma, gösteri gibi etkinliklerde, üyesi olan yazarlara  önderlik ediyorlar. Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) ülkemizin dört büyük yazar örgütünden biri ama hiçbir kitap fuarına katılmıyor, üyelerine bu yönde destek olmuyor. Bunun nedenini her zaman merak ederim.

Kitap fuarları hafta içi genellikle öğrencilerin hakimiyetine geçiyor. Onların çığlıkları dolduruyor stand aralarını. Büyüklerinin verdiği mütevazi harçlıkları ile ucuz ve çok kitap almaya çalışıyorlar. Tabi harçlıksız gelip de sadece ayraç ve kitap katalogları ile yetinenler de çok aralarında. Bunların üzgünlüğü hemen farkediliyor.

Hafta sonları ise büyüklerin eğemenliğinde fuarlar. Cumartesi günü daha sabahın erken saatlerinde tıklım tıklım dolmuştu fuar.

Geçmişte tek tük sahaf olurdu fuarlarda. Bu yıl sayıları epeyce artmıştı. Eski kitapları karıştırırken sahaflık yaptığım yıllar geldi aklıma. Hatuniye sokakta açtığım o küçücük dükkanda ne çok eski kitap tamir edip okumuştum.

Çok değer verdiğim iki güzel insan, Aslı ve Erhan sayesinde Edirne’yi iki kere gezme, fotoğraf çekme şansım olmuştu. Şimdi onlar İzmir’de yaşıyorlar ve iyi birer iş bulabilme telaşındalar. İki gün yine onların konuğu oldum.Fırsat buldukça çıkıp bir yerlerde fotoğraf çektik. Umarım hakettikleri bütün güzelliklere kavuşurlar. 

Benzerlerini şehrimizde de görebilmek dileğiyle ayrıldım fuardan.