Siyasetin nabzı aslında ANAP-DYP birleşme kararında yatıyor. Ama gündem o kadar yüklü ki, konu kısa başlıklarla basında yer alıyor. Özellikle de hafta sonunda Demirel ve Uzan arasında yapılan ve Uzan’ların Demirel’in bu oluşuma katılın tavsiyesine “baş üstüne beyefendi” diyerek destek verince oluşum tamamlandı gibi. Şimdi kalıyor bu işbirliğinden birisini caydırmak. Oluşumu bozmak. Kim kaçarsa sorumlu olacak ve dışlanacak. Sessizce uğraşılan bu.

Tabanı aynı kaynaktan beslenen ve benzer söylemleri olan iki partinin tabanında da bir hareketlenme yaşanıyor. İl merkezleri daha hareketli. Alternatifimiz yok diyenler içinde sıkıntılı mesajlar veriyor. Bence asıl sıkıntı AKP’den ziyade MHP’de yaşanıyor. Çünkü bu işbirliği en fazla onların alacağı oyları hedef almış gibi.

AKP’nin ister erken ister vaktinde bir seçim olsun oy kaybı kesin. Bu sadece iktidar yıpranması değil, beceriksizlikte beraberinde duruyor. Bu başarısızlıktan bir oy kaybı kaçınılmazdı. Bu oylar görünüşte MHP’ye kayıyor hatta onu, ikinci parti olma yolunda cesaretlendiriyordu. Üstelik AKP’nin alternatifsizlik iddiasına karşı MHP sessizce yükseliyordu. Ülkenin nabzını tutmasını bilenler ve bu oluşumdan rahatsız olanlar var anlaşılan. Hemen devreye girdiler ve merkez sağdaki iki partiyi bir anda bir araya getiriverdiler. Şimdi buna Uzan’lar da eklenince resim tamamlanacak gibi.

AKP geri adım atmaya devam ettiği müddetçe önümüzdeki uzun zaman hem Cumhurbaşkanı adaylarını hem de AKP’yi yıpratmaya devam edecek. “Cumhurbaşkanı adayının adı açıklandığında şok olacaksınız” diyenler, aday olamayacaklarından şokta olsa gerek ciddi siyasi hatalar yapıyorlar. Gündemi yönetmeyi ve yönlendirmeyi beceremediklerinden dolayı da zarar görecekler. Görüyorlar da.

***

Bugün yazıyı üç parçaya ayırmak istiyorum. Bahsetmek istediğim ikinci konu, hafta sonu yapılacak olan “Kerkük Türk’tür” yürüyüşü ile ilgilidir. Pazar günü Tandoğan yeniden hareketlenecek. İnanıyorum ki yer gök Kerkük diye bağıracak. Yer gök mavi beyaz Türkmen bayraklarıyla, al kırmızı bayraklarımızla donatılacak. Görünüşte Irak’a aslında emperyalizme mesaj olacak bu mitinge katılımın en üst düzeyde olacağına inanıyorum.

Konya’dan da ciddi bir katılım olacak. Dr. Aydın Beyatlı başkanlığında bir grup organizasyonları tamamlamaya gayret ediyor. Otobüsler ayarlanıyor, sivil toplum örgütleri kendi üyelerini bu mitinge katılma konusunda organize ediyorlar. Sembolik olarak Konya’dan Ankara’ya kadar yürüyecek bir Türkmen, bir de Arap örgenci iyi bir mesaj olacak. Bu mitinge katılmak ve bağırmak gerek. Kerkük Türk’tür.

*** 

Üçüncü konu Aydınlar Ocağı 29. Şurası’nın Konya Dedeman Oteli’nde yapılacak olması. Üstelik Ermeni iddialarının ve Amerika’da Soykırım yasalarının oylanma aşamasında yapılan bu toplantıda 28 Nisan günü saat 15’te Ermeni yalanlarını konu alan bir panel yapılacak. Panele Prof. Dr. Nuri Köstüklü ve emekli büyükelçiler Bilal Şimşir ve Ömer Engin Lütem katılacaklar. Katılımcıların her biri ermeni meselesi konusunda uzman ve konunun yetkilileri. Mükemmel bir panel olacağından eminim.

Ankara’daki yürüyüş ile Ermeni Meselesi paneli aynı günde. Bizler için tam bir şanssızlık. İkiye ayrılmak lazım. Tercihinizi yapın. Bedeninizle birine katılmak, gönlünüzü diğer toplantıya göndermek zorundasınız.