İpek Yolu ve “Şehr-i Konya”…

Büyük şairlerimizden Arif Nihat Asya’nın bir şiiri: "Ve bir bayrak dalgalanmak için rüzgar bekliyor" diye biter. Evet, bir büyük ve güzel proje gerçekleşmek için sahibini bekliyor: İpek Yolu Projesi... Bu proje çok önemli. Çünkü göbeğinde de “Şehr-i Konya” var.

Bugünün MHP'sinden kopmak zorunda kaldıktan sonra Büyük Birlik Partisi'ne katılan Namık Kemal Zeybek'in Kültür Bakanı olduğu dönemlerde, hafızam beni yanıltmıyorsa Türkiye Cumhuriyeti UNESCO ile birlikte toplantılar düzenlenmişti. Tarihi İpek Yolu üzerinde kültür varlıklarının tespiti, saklanması ve yenilenmesi konuları görüşülmüştü. Sanırım, İpek Yolu Projesi deyince birçoğumuzun aklına benim gibi bu konu geliyor.

Hâlbuki bu konu, bundan çok daha büyük, çok daha kapsamlı ve heyecan verici. Amaç, tarihi İpek Yolu’nu üstün yol düzeyinde yeniden canlandırarak Asya ile Avrupa’yı Türk-İslam dünyası üzerinden birbirine bağlamaktır. Yani, İpek Yolu’nun tarihi işlevini günümüze taşımaktır. Tarihte İpek Yolu, dünya ticaretinin gerçekleşmesini sağlayan ticaret yoluydu. Avrupa ve Asya’yı birbirine bağlayan, Çin’in, Hint’in baharatını Avrupa’ya, Avrupa’nın mallarını da Asya’ya taşıyan yoldu. Bu yolun Türk-İslam coğrafyasından geçmesi büyük bir güç kaynağıydı.

İpek Yolu üzerinde kervansaraylar, şehirler kurulmuştu. Türk-İslam coğrafyasının yöneticileri bu yolların siyasi ve iktisadi değerinin bilincinde olarak, bu yollara gereken önemi veriyorlardı ve bu yolların güvenliğini bizzat sağlıyorlardı. Sözgelimi, Selçuklular için bu güvenliğin bozulması savaş sebebi sayılıyordu. Ümit Burnu’nun keşfi, daha kolay ve ucuz olan deniz yollarını çekici hale getirince İpek Yolu önemini yitirdi ve bölgemize ağır zararlar getirdi.

1967 yılından buyana TIR’ların ortaya çıkması, şimdi karayollarını yeniden karlı hale getirdi. İpek Yolu’nun dirilmesi için bu durum yeni ve büyük olanaklar getiriyor. Diyorum ki, ülkemizi yönetenler İpek Yolu Projesi\'ni basamaklı olarak yeniden el alsın. Önce bu yollar üzerindeki kültür ve tabiat varlıklarının sayımı tamamlanmalı, saklanma ve yenilenme işlerini ayrı bir kurumda ele almalıyız. "Yap-İşlet" yoluyla tarihi binaları, konaklama tesisleri asli amacına uygun olarak ticarete kazandırmalıyız. Var olan yollar birbirine bağlanmalı, Avrupa’dan otobüsler Türkiye’yi geçerek; İran’a, Azerbaycan’a, Türkmenistan’a, Özbekistan’a, Kazakistan’a, Kırgızistan’a uğrayıp Çin’e varmalıdır. Dönüşte ise Moğolistan, Yakutistan, Altay, Tuva, Hakas, Başkurdistan, Tataristan, Hazar’ın kuzeyinden geçerek Kuzey Kafkasya’ya, Trabzon’a inmeli ve sahili takip ederek (Karadeniz kıyılarını) İstanbul’a ulaşılmalıdır. Bu proje önce kültür turizm yolu olarak başlasın, sonra ticaret yolu haline gelsin. Zaman içinde en üstün yol ölçülerine ulaşsın... Ak Parti hükümetinin ön çalışmalarını başlattığı demiryollarının bağlanmasıyla ikinci İpek Yolu gerçekleşsin.

Bu yol güzergâhı üzerinde Türkiye’nin, Azerbaycan’ın, İran’ın güzellikleri, kültür tabiat zenginlikleri, Konya, Nevşehir, Sivas, Erzurum, Tebriz, Merv, Köhne Ürgenç, Buhara, Semerkant, Türkistan, Otrar, Bakü, Aşkabat, Taşkent, Almatı, Bişkek, Ulan Bator, Kazan, Ufa gibi başkentler vardır. Kafkasya’nın göz ve gönül doyuran güzellikleri, Tanrı Dağları’nın, Altaylar\'ın, Urallar\'ın büyülü görkemi, Ceyhun, Seyhun, İdil nehirlerinin hayat veren enginlikleri vardır.

Rüya gibi geldi değil mi?

İşte hayal gezisi, İşte İpek Yolu gezisi.

Bu büyük hayal gerçekleştiricilerini bekliyor.

İçinde “Şehr-i Konya”nın da bulunduğu bu hayalin gerçekleşmesi için kafa yoranlara, proje üretenlere, diplomasi yapanlara ve yapacak olanlara yürekten teşekkür etmemiz gerekiyor.

Kaynak: Aygazete.Com

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.