Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Dönmez, AA Editör Masası'na konuk oldu : (2)

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Dönmez, AA Editör Masası'na konuk oldu : (2)

"Türkiye'de 2030 yıllarında 1 milyonun üzerinde elektrikli otomobil olacağını öngörüyoruz. Bu tarihe kadar 1 milyon adet şarjı yavaş, orta ve hızlı olmak üzere dağıtım şebekesine etkilerini değerlendirdikten sonra bir planlamayla yapmayı arzu ediyoruz"- "

İSTANBUL (AA) - Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Türkiye'de 2030'da 1 milyonun üzerinde elektrikli aracın yollarda olmasını öngördüklerini belirterek, "İnşallah bizim hedefimiz bu tarihe kadar 1 milyon adet şarjı yavaş, orta ve hızlı olmak üzere dağıtım şebekesine etkilerini değerlendirdikten sonra bir planlamayla yapmayı arzu ediyoruz." dedi.

Dönmez, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'nda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı.

Bugüne kadar klasik içten yanmalı motorların enerji ihtiyacının petrolden karşılandığını ama artık elektrikli otomobillerin yaygınlaştığını söyleyen Dönmez, Türkiye'nin de yerli elektrikli otomobilinin 2022-2023'te yollarda olmaya başlayacağını ifade etti.

Dönmez, hem elektrikli araç kullanımı hem de elektrikli şarj istasyonlarına ilişkin planlamaların yapıldığını ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yapılan planlamalarda Türkiye'de 2030 yıllarında 1 milyonun üzerinde elektrikli otomobil olacağını öngörüyoruz. Buna göre de şebekede hazırlıklarını planladık. Türkiye'nin Otomobili Girişim Grubu (TOGG) yönetimi bize planlarını aktardı ve bizim arkadaşlarla birlikte çalışıyorlar. Burada yavaş şarj dediğimiz istasyonlarda şebekeye çok büyük bir etki olmasını beklemiyoruz ama hızlı şarj istasyonlarının lokasyonu asıl konu. Bu istasyonlarla arabanının hızı ve kapasitesine göre 15-20 dakikada hızlı şarj etme imkanı olacak. Burada da şebekeyi saatlik olarak 50-100 kilovat yüklemeniz gerekiyor. Bu kapasiteler üretim tarafında arz güvenliği için problem değil. Problem, şarj istasyonu kurulmak istenen noktadaki şebekenin altyapısında olabilir ki bu da bir planlama gerektiriyor. İnşallah bizim hedefimiz bu tarihe kadar 1 milyon adet şarjı yavaş, orta ve hızlı olmak üzere dağıtım şebekesine etkilerini değerlendirdikten sonra bir planlamayla yapmayı arzu ediyoruz. TOGG sadece büyük şehirlerden değil Anadolu ve kırsaldan da fazla talep aldığı için, şarj istasyonlarının en ücra beldelere kadar olmasında fayda var. Bu anlamda yaygınlık, bu araçların kullanımını da kolaylaştıracak. Evde şarj olabilir ama uzun süreli olacağı için pek cazip olmaz."

Akaryakıt istasyonlarının da elektrikli şarj istasyonu kurmak için hazır olduğunu dile getiren Dönmez, "Biz istasyonlara bunlar için izin verdik. Hatta bazı ilçelerde akaryakıt istasyonlarının şarj istasyonu bulundurmasını belki de zorunlu tutacağız. Serbest girişimci gelip, 'şarj istasyonu kuracağım' demediyse o bölgede, biz de akaryakıt istasyonlarına bunu kamu hizmeti olarak görmelerini söyleyeceğiz ama bu hizmetin tabii bir karşılığı olacak. Bir kar merkezi olarak da değerlendirilebilir. Bunun dışında alışveriş merkezlerinde, dinlenme tesislerinde araçlar şarj edilebilecek." diye konuştu.

Dönmez, şarj istasyonlarının bir standardı olması gerektiğine de işaret ederek, şarj istasyonlarına araç plakalarının tanımlı olabileceğini ve Türkiye'nin herhangi bir yerinde bu hizmet alındığında faturanın düzenli olarak plakaya bağlı bir hesaba gönderileceği sistemlerin hayata geçirilebileceğini anlattı.

- Çatılar için 2 binin üzerinde başvuru

Türkiye'nin yenilenebilir enerjideki adımlarının da devam ettiğini vurgulayan Dönmez, mini güneş Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA) projesi için yaklaşık 40 ilde kapasiteleri 10 ila 50 megavat arasında değişen ihaleler açılacağını anımsattı.

Dönmez, mini güneş YEKA için bir kanun değişikliği planlandığını ve konunun Meclis'te görüşülmesinin ardından şubatta ihale ilanlarının açıklanabileceğini, nisan-mayıs aylarında da bu ihalelerin gerçekleştirilebileceğini ifade etti.

Güneş enerjisi çatı uygulamalarında ise 4-5 bin megavat seviyesinde güneş enerjisi potansiyeli bulunduğunu dile getiren Dönmez, "Çatı güneş uygulamaları için yaklaşık 900 sanayi tesisinden kapasitesi 800 megavatı bulan başvuru aldık. Konutlarda ise çatı uygulamaları için 10 kilovat sınırı var. Konutlardan da kapasitesi 10 megavatı bulan 1200-1300 civarında başvuru aldık. Artık bu uygulamalarda aylık mahsuplaşma var. İhtiyacınız olmadığında elektriği biz satın almış oluyoruz. Bu süreci son derece pratik çalışır bir hale getirdik." diye konuştu.

- "YEKDEM devam edecek"

Dönmez, 2020'nin sonuna kadar işletmeye girecek tüm yenilenebilir enerji tesislerinin Yenilenebilir Enerji Kaynaklarını Destekleme Mekanizması'ndan (YEKDEM) yararlanacağını hatırlattı.

YEKDEM'in 2021'den sonra nasıl devam edeceğine ilişkin çalışmaların sürdüğünü belirten Dönmez, şunları kaydetti:

"Burada 10 yıllık bir alım garantisi veriyoruz. Hem yatırımcının hakkını koruyacak hem de sisteme ilave maliyet getirmeyecek bir model üzerinde çalışıyoruz. Hazırlıklarımız büyük oranda tamamlandı. Meclis grubumuzla paylaşacağız. Onların da bizden böyle bir beklentisi var. Cumhurbaşkanlığı koordinasyonunda ilgili kamu kurumlarının görüşleri alınacak. Meclis'te de en kısa sürede yasalaşmak suretiyle 2020’den sonra nasıl olacağını hep birlikte göreceğiz. YEKDEM yine devam edecek ama aynı şartlarda olmayacak çünkü teknoloji gelişti, verimlilik arttı ve maliyetler düştü. Dolayısıyla eski fiyatlarla ilerlemenin bir anlamı yok. Eski fiyatlar sembolik de kalıyor çünkü bir yere birden fazla başvuru olduğunda ihale yapıyoruz ve fiyatlar kilovatsaat başına 5 dolar/cent ve altına iniyor. Yani yatırımcı fiyatı kendisi belirlemiş oluyor. Piyasada bir tavan fiyat vardı, biz şimdi kaynak bazında bu fiyatı güncellemiş olacağız. Yine YEKDEM'e 2020’den sonra da devam edeceğiz. Belki burada yerli aksamın kullanılması, yerli ürünlerin kullanılmasının desteklenmesi kalabilir gibi görünüyor. Bunların hepsini değerlendiriyoruz."

Dönmez, Türkiye'nin yenilenebilir enerjide önemli bir teknoloji üssü haline geldiğine dikkati çekerek, YEKA’larla birlikte daha önce yurt dışından ithal edilen birçok ürünün en az yüzde 50’sinin Türkiye’de üretilme imkanı olduğunu ve bu ürünlerin ihraç edilebildiğini sözlerine ekledi.

(Sürecek)

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :