Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, AA Editör Masası'na konuk oldu: (4)

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, AA Editör Masası'na konuk oldu: (4)

"(Kanal İstanbul) Tamamen kendi kanunlarımıza göre oluşturduğumuz bir alternatiftir. Buranın daha avantajlı olduğunu herkes görecek"- "Devrim araçlarıyla kaçırdığımız bir fırsatı, şimdi elektrikli ve akıllı araçlarla yakalamış durumdayız"- "Bugün itiraz e

ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Kanal İstanbul'a ilişkin "Tamamen kendi kanunlarımıza göre oluşturduğumuz bir alternatiftir. Buranın daha avantajlı olduğunu herkes görecek." dedi.

Oktay, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'nda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı.

Türkiye'nin otomobiliyle doğru bir teknoloji ve doğru zamanlamayla pazara girdiklerini, kendilerinin ve Türk milletinin heyecanlandığını aktaran Oktay, bazılarının heyecanlanmadığını, konuyu anlayamadığını söyledi.

Fuat Oktay, "Adamlar 100 yıldır heyecanlanmamış, biz ne yapalım yani. 100 yıl bekleyecek halimiz yok. Arkadan gelirler. Bugün itiraz edenler, yarın o araçlara ilk binenler olacaktır. Aynen köprülerden memnun olmayanlar gibi. Kanal İstanbul'da da aynısı. 'İlk önce biz buralardan nasıl faydalanırız' diyenler onlar olacaktır." ifadesini kullandı.

Oktay, savunma sanayi gibi tek bir sektörle Türkiye'nin yoluna devam edemeyeceğini, ikinci hatta üçüncü bir sektörü canlandırmaları gerektiğini aktardı.

- "Uçan taşıtlar"

Yerli otomobil ile ikinci bir sektör olan bilişim sektörünü hareketlendirdiklerini anlatan Oktay, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Savunma sanayinde olduğu gibi keyifle bilişim sektöründe de aynı şeyleri konuşacağız. Akıllı bir araçtan bahsediyoruz, sıradan bir araç değil. Aracınızda oturacaksınız, evinizdeki, iş yerinizdeki her türlü akıllı aletlerle irtibat kuran bir araçtan bahsediyoruz. Otonom sürüşü olacak bir platform. Otonom sürüşün olması için de yolların ona göre yapılması lazım. Biliyorsunuz o yolların ilk testleri 2020'de tamamlanmış olacak. Diğer tarafta sürekli enerji açığı ile boğuşan bir ülkesiniz. Tırnaklarımızla kazıyoruz. Burada farklı bir teknolojiyi yerlileştirip, millileştirebilirsek burada cari açık anlamında ciddi bir açığı kapatacağız. Bursa, Gebze, Kocaeli, İstanbul bir üçgen. Bu üçgeni birleştiren Bilişim Vadisi'ni tesadüfen kurmadık oraya. Orada yepyeni bir sektör oluştu.

Yüksek teknolojili bir alanda ikinci ayağı başlatıyoruz. Sadece otomotivden bahsetmiyoruz. Bakın uçan taşıtların piyasaki yerlerini almaya başlaması çok uzun bir gelecek değil. 15-20 yıl maksimum. Devrim araçlarıyla kaçırdığımız bir fırsatı, şimdi elektrikli ve akıllı araçlarla yakalamış durumdayız. Yerli otomobile zamanında girdik, uçan taşıtlara önden gireceğiz. Bu çalışmalar başlamış durumda."

Oktay, bütün güçleriyle sağlık sektörü üzerinde çalışmaya başladıklarını, şehir hastaneleri ile muhteşem bir altyapı kurduklarını dile getirdi.

Sağlık teknolojisinde ithal ürünler kullandıklarına dikkati çeken Oktay, kullanılan teknolojiyi yerlileştirmek ve ilaç sektörüne adlarını yazdırmak istediklerini vurguladı.

Şehir hastanelerine yönelik, "Ne yapacaksınız bu kadar büyük hastaneyi?" eleştirilerine cevap veren Oktay, "Senin anladığın, hastaneden bir kişinin gidip muayene olmasıyla alakalı. Öyle bir anlatıyor ki 2000 öncesinin hastaneleri mükemmel gibi anlatıyor. O hastanelerin, senin başkan olduğun dönemdeki hastanelerin ne olduğunu biliyoruz. Yani, Türkiye'yi oraya mı götürelim. Bu hastaneler de aynen otomotivde olduğu gibi başka bir sistemin altyapısı. Buralarda Ar-Ge çalışmaları başlamış durumda. Sağlık turizmi için çok önemli. Cumhurbaşkanımızın arzu ettiği, ısrarla üzerine gittiği bir konu bu." diye konuştu.

- Kanal İstanbul

Oktay, "Kanal İstanbul Projesi"ne yönelik eleştirilere ilişkin soru üzerine, İstanbul Boğazı'nın Türkiye için çok önemli bir konumu olduğuna değindi.

Montrö Anlaşması ile Boğaz'ın kurallarının belirlendiğini anımsatan Oktay, şunları kaydetti:

"Öyle bir noktaya gelmişiz ki yaklaşık 45-50 bin civarında geminin geçtiği, dünyadaki ticaretin de gelişmesiyle sürekli artan bir trafik, ağır tonajlı gemiler... Kazalara hep birlikte şahit oluyoruz. Çevre boyutunda şikayet edenlerin tam tersi. Independenta'ın haftalarca, aylarca denize akıttığı petrolü düşünün, nasıl kirlettiğini düşünün. Bir taraftan 'inci' diyeceksiniz bir taraftan da tehlikede tutacaksınız. Artan trafiğe rağmen 'Ben buradan geçeceğim' diye ısrar edeceksiniz. Kanal İstanbul ile ikinci bir alternatif oluşturuyoruz. Bu oluştuğunda çevreye zarar verebilecek, ağır tonajlı her türlü yük taşımacılığını opsiyonel olarak buraya alıyorsunuz. Bunun özelliği iç su yolu olması.

Tamamen kendi kanunlarımıza göre oluşturduğumuz bir alternatiftir. Buranın daha avantajlı olduğunu herkes görecek. Sadece gemiler için değil kendi vatandaşlarımız için de avantajından bahsetmiyoruz. Boğaz'da yaşayanlar için de avantajlı olduğu görülecek. Bunun projeleri yıllardır yapıldı. Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu için 55 kurumdan alıyorsunuz. 55 kurum kılı kırk yararak bunun üzerinde çalışıyor, işin ilginci. Çevre ve Şehircilik Bakanımız da açıkladı; İstanbul Büyükşehir Belediyesinin de projeye ilişkin olumlu görüşü var. Dolayısıyla biz bu çalışmayı sonlandıracağız. Kesinlikle tereddütümüz yok. Türkiye'nin çıkarına olan bir projedir. Bunu da göreceğiz. Şimdiden 'Ya olur mu" diyenlerin yarın gördüklerinde mutlu ve gururlu olduklarını göreceğiz."

(Sürecek)

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :