Yıllardır, herkesin gözü önünde yapılanan cemaatçiler yine yapılanmasına devam ediyor. bu sefer FETÖ değil, ama başka grupların oluşturduğu özellikle dini gruplar halen üniversite çevrelerinde en hızlı şekilde yapılanmalarına devam ediyor. bir üniversite öğrencisi olarak ve gördükler ve bildiklerim hayrete düşürecek cinsten.

Üniversite çevrelerinde yapılanan bir cemaat yapılanmasından bahsedeyim. Bu yapılanma Adıyaman’da merkezleri bulunuyor ve Peygamber efendimizin soyundan geldiğine inanılan bir zat tarafından yönetiliyor. Konya’da da birçok yerlerde evleri bulunup öğrencilerle iç içe yaşıyorlar. Bu evlerden birine, bir arkadaşım sayesinde girme fırsatı buldum. Küçük bir tanışma faslından sonra, değişik yöntemlerle tövbe alma olayı ve öğrenciler üzerinde kurulan tahakküm olaylarını izledim. Bunların yanında dinlediklerim karşısında şok oldum. Adıyaman’da bulunan ‘Zat’ın gayb âleminden haberdar olduğu, kendisini görmek isteyenlerin geleceği hakkında bazı şeyleri bildiği, Eğer ‘Zat’a biat edilirse ‘Biat’ eden kişilere ahret’te şefaatçi olacağı gibi, hipnoz olaylara tanık oldum. Bu lafları duyduktan sonra bir daha o yerin kapısından bile geçmedim. Kendi şahsım adıma kendimi o yerden kurtardığıma sevinirken arkamda ise, oralara giden birçok öğrenci olduğunu fark ettim. Bu gruba katılan öğrencilerden fark ettiğim ise gerçekten okuluna giden, derslerinde başarılı olmaya çalışan, dar gelirli ailelerin çocuklarıydı. Günlerdir 15 Temmuz olayının arkasından FETÖ’nün ‘Öğrenci Evlerindeki’ öğrencilerin kandırılma yöntemlerini takip ediyoruz. Orada uygulanan yöntemlerin aynısı bu yapılanmada da uygulanıyor. Hatta evde kalan öğrencilere Kura’an-ı Kerim’in Türkçe okunmasının haram olduğu söylendiğini kendi kulaklarımla duydum. Benim gördüğüm olaylar sadece birkaç saatlik bir izlenimdi ve bunu aylarca orada kalan öğrenciler üzerine uygulandığını düşünün…

Şimdi ise, bir başka ‘…cular’ evinden bahsedeyim! Üniversite birinci sınıftayken, Okuldan bir arkadaşımın ısrarı üzerine evlerine misafir olmamı istediler. Bu evdeki yapılanma, diğer yapılanmadan farklı olarak daha lüks davranmaları oldu. kendilerine göre bazı kuralları olduklarını ve bunu da uygulamayanları günahkar sayacak cinsten ‘Biat’ ettirme yöntemleri var. buralarda da ‘Abi’ler var tabi. Her şeyi iyi bilen ve iyi konuşan. O evdeki ayrıntıları iyi gözlemledim ve çıktıktan sonra arkadaşıma evin çok lük olduğunu ve ücreti nasıl karşıladıklarını sordum. Oradaki kalan öğrenciler de dâhil, hiç kimsenin finansın nereden geldiğinden hiçbir fikirleri yok. burada ki öğrencilerde iyi huylu, derslerine çalışan, sorun çıkarmayan, ve en önemlisi çalışkan ve dar gelirli ailelerin çocukları.

Bunlardan ziyade, bir çok yerde evleri var. Hatta öyle şok olunacak derecede yapılanması var ki; bir binayı bile tamamen bir cemaat kiralamış. Bunların içinden gelen öğrenciler ise, okul bittikten sonra aynı sistemi devam ettiren bireyler oluyor. İçlerinde mühendislik, doktorluk, mimarlık, hukuk, gazetecilik, edebiyat ve birçok bölümü okuyan parlak zekâlı öğrenciler var.

Öğrencilerin belki durumdan haberleri yoktur, ama birçoğu o evlerde mecburiyetten kalıyor.

Şimdi, kendimize soruyoruz, “neden bu FETÖ yapılanmasına izin vermişiz ve yıllardır nasıl farkına varamamışız” diye. Artık bedel ödemeden, devletimizin bu yapılanmaları kontrol altına alması ve takip etmesi lazım. Üniversitelerde durum daha karışık, öğrencilerin kafaları daha da bir karışık.