Hüseyin Altunbaş

Hüseyin Altunbaş

Çiçek gibi Konya mı?

Geçmiş bayramınızda kutlu olsun. Bayram arası verdik. Ve yeniden “Reklam Hocası” köşesinde beraberiz. Neler yaptınız? Bir bayram sonrası yaşamınız daha da hareketlenmiştir umarım. Hareketsizlik en büyük zulüm! Öyle değil mi?

Biz de eğitim öğretime başlıyoruz. Öğrencilerimle hararetli reklam eğitimine kaldığımız yerden başlayacağız. Yeni eğitim öğretim yılı hepimize, herkese hayırlı uğurlu olsun. Her şey gönlünüzce olur inşallah.

İletişim ve reklam dünyasındaki gezintimize kaldığımız yerden başlayalım. Bu hafta Konya’nın genel iletişim diline bakmak istiyorum. Bayram dolayısıyla şehri dolaşırken şehrin iletişim dilinin tutarlılığı hakkında konuşmanın zamanının geldiğini düşündüm. Gerçekten her ne yapıyorsanız iletişim dilindeki anlamını da düşünmeniz gerekiyor. Öyle yaptım oldu olunca olası tutarsızlıkları toparlamak çok zor olabiliyor. O yüzden içsel geri dönüşüm yaparak her işi yapmak en iyisi.

Konya’nın iletişim diline bakınca tutarsızlıkları görmek mümkün ama sizlerin gördüğünden emin değilim! Hatta görünmediğinden eminim!

Şimdi Konya’yı dolaşırken görünürlüğü yüksek olan üst geçitlere bir bakalım. Üst geçitlerde yazılan mesajları ambalajdaki bilgiler gibi düşünün. Elinize aldığınız herhangi ürünün ambalajında ne ararsınız, hoşa gitme ve tutarlılık. Üst geçitlerde yazılanlara veya Konya eşittir bu olarak ifade edilenlere bakalım. Konya eşittir “Çiçek gibi Konya”. Konya eşittir “Huzur kenti Konya”. Konya eşittir “Su ve Güneş Kenti Konya”. Bu ve buna benzer sloganları iletişim konumlandırmasında kullanmanın bir izahı olmalı değil mi? Ramazan bayramında da “Şeker gibi Konya” bu da benden olsun.

Hatta hatırlarsanız önceki yıllarda Konya slogan bile aradı. Hayretle seyretmiştim! Ne bulundu hiç hatırlamıyorum. Siz hatırlıyor musunuz? Bulunan slogan da kayboldu anlaşılan yeniden bir slogan detektörleri mi alsak!

Konya’nın slogan aramasına ne gerek var Allah aşkına! Konya denince akla gelen şu iki cümleyi bilmeyen yok. “Gez Dünyayı Gör Konya’yı” “Gel Ne Olursan Gel”. Başka iletişim stratejileri aramak fanteziden başka bir şey değil. Konya ile ilgili herkesin kesinlikle bildiğini niye unutmaya çalışıyoruz anlamıyorum. Bunlar üzerine oturtulacak iletişim konumlandırması inanılmaz rekabetçi avantajlar getirecektir. Bunları ve bu anlamlara hizmet edecek cümleleri, simgeleri şehrin görünürlüğüne yerleştireceksin.

Gel ne olursan diyerek gelen veya dünyayı dolaştık Konya’yı da görmeye geldik diyen birine ne göstereceksiniz? Kaç saat sürecek bu eylem? Mevlana müzesini görmesi kaç dakika, Alaeddin’i gezmesi kaç saat, alışveriş etmesi kaç saat, Meram’ı görmesi kaç saat, etti şu saat. Giderken ne götürecek? Mevlana şekeri! Bunları programlamak gerekir.

İnanın Konya’ya hiç gelmeyen bir kişiye Mevlana Şekeri götürmek milyonlarca düşünülmesi gereken bir eylemmiş gibi geliyor bana. Öyle götür beni diyen bir şeker de değil ki! Bir şekerin albeni, ye beni demesi gerekmez mi? Demiyor! İnanın demiyor. Bizzat bu sıkıntıyı yaşamış biri olarak çok üzüldüm. Siz de yaşıyorsunuz çok belli. Yaşamasaydınız ramazan bayramında herkes Mevlana şekeri ikram ederdi. Şeker gibi bayramda niye Mevlana Şekeri iletişimi olmaz ki! Önce Mevlana Şekerini pazarlama lambasının içine sokmak lazım!  

Çocukların seveceği, yiyebileceği şekle getirmek, albenisi yüksek ambalaj içine koymayı ne zaman becerirsek işte o zaman şehrimizin markalaşmaya başladığını söyleyebilirim. İnanılmaz satılabilir ürünlerimiz var ama satamadıktan sonra hiçbir anlamı olmuyor.

Sonra tescilli Konya ürünlerinin satıldığı KonyaStore yapmak ve bu çeşitliliği oraya koymak. Bunlar üzerine kafa yormak bizi ileriye sıçratmaz mı? “Çiçek gibi Konya” bu iletişim konumlandırmasında nereye konuyor, siz karar verir. KuleSite’ye çıkıp bakınca Konya’nın çiçeklerini aradım. Bulamadım!

Reklam “Şaheserlerim”i unuttuğumu sanmayın. Sizler de farklı şaheserlerinizi gönderiyorsunuz teşekkür ederim. Fikir birliğimiz gelişiyor. Ne güzel! Mastercard sizin şaheserlerinizden geldi bana. Benim için de öyleydi ama sizin hatırlatmanızla birinci sıraya yerleşti. Tamda okullar açılırken “pik” noktada reklam hedefi vuruyor. “Kankalarla yeniden buluşmak: Paha biçilemez” İşini tam yapan reklam ve de “yeniden seyredilebilme gücü” de çok yüksek.

Akbank ihtiyaç kredisi de yine şaheser reklamlarım arasında. Hani şu ihtiyaçları balonla anlatan, Müslüm Gürses ve Kibariye sesli reklam. Zihninizde hemen resmetmiştir. Veee sonunda GSM kategorisinin 3G reklamlarında kesinlikle Turkcell’e göre kişilikli reklam yapan Avea. Son reklamında telefonları karışan ikilinin olası kayınvalidesiyle iletişimi mükemmel anlatılmış. Mesajı keyifle veriyor. Avea bu işten karlı çıkacağa benziyor. Turkcell 3G’yi iyi değerlendirememesinin sonuçlarını sonra görecek.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
6 Yorum