Psikolojik Danışman Ali Şeker
Bir Kitap, Bir Çocuk, Bir Hayat: Okuma Alışkanlığının Gücü
Okuma sevgisi, bir çocuğun hayatına dokunan en sessiz ama en güçlü öğretidir. Bu alışkanlık ailede başlar, okulda büyür, hayatta karşılık bulur.
Bir çocuğun eline geçen ilk kitap belki sadece birkaç sayfalık renkli bir masaldır. Ama o küçük kitap, onun dünyasında büyük kapılar aralayabilir. Kitaplar, çocuklara yalnızca okuma yazmayı değil; hayal kurmayı, düşünmeyi, hissetmeyi ve anlamayı öğretir.
Okuma alışkanlığı, bir çocuğun hayatına kazandırılabilecek en kıymetli hazinelerden biridir. Ve bu hazineye giden yol, tek başına yürünmez. Bu yolculukta anne ve babanın sıcak eli, öğretmenin yönlendiren sesi, arkadaş çevresinin etkisi ve okulun iklimi birlikte yürür. Çünkü kitap sevgisi, ancak ortak bir çabayla çocuğun kalbine yerleşir.
Ailede Başlayan Sessiz Bir Değişim
Bir evde sessizlik varsa bu bazen huzurun, bazen de paylaşılmayan hayatların işaretidir. Ama kitap okunan bir evin sessizliği başkadır.
Bir anne çayını yudumlarken romanına gömülmüşse, baba elinde gazete ya da biyografi okuyorsa, çocuk da doğal olarak eline bir kitap alır. Çünkü çocuklar, kitap okuma alışkanlığını sözlerden değil, gözlerden öğrenir.
Gerçek bir örnek:
Bir veli anlatmıştı: “Her akşam çocuğumla birlikte kitap okumaya başladım. Başta ilgisizdi. Sonra ben yüksek sesle okumaya başladım, karakterlere ses verdim. Şimdi her akşam saat 8’i dört gözle bekliyor.”
İşte bu kadar basit: Kitabı bir “ödev” değil, bir paylaşım anı hâline getirmek.
Öğretmenin Rehberliği: Kitapla Kurulan Bağ
Öğretmen, çocuğun kitapla kurduğu ilişkide ilk rehberdir.
Sınıfa kitap kokusu sinmişse, kitaplar çocuklar için sıradan bir araç değil, canlı bir arkadaş olur.
Her hafta “Haftanın Kitabı” köşesi hazırlayan, kitap karakterlerini sınıfta canlandıran, “Okuduğun kitaba farklı bir son yaz” diyen bir öğretmen...
İşte o öğretmen, kitabı sadece okutmaz; kitap sevgisini içselleştirir.
Bir öğretmen örneği:
Sınıf kütüphanesi kurmuş. Kitapların içine notlar bırakıyor:
“Bu kitabı çok sevdim. Bakalım sen ne düşüneceksin?”
Çocuklar her yeni kitapta bir gizemi çözmek ister gibi okumaya başlamışlar.
Bu tür dokunuşlar, kitabı soğuk bir metin olmaktan çıkarır, kişisel bir deneyime dönüştürür.
Arkadaşlar ve Çevre: Kitapla Kurulan Sosyal Bağ
Çocuklar en çok birlikte yaptıkları şeylerden keyif alırlar.
Arkadaşlarıyla aynı kitabı okuyup üzerine konuşmak, hikâyeye alternatif sonlar üretmek, kitap karakterlerini oyunlaştırmak...
Tüm bunlar, okuma alışkanlığını eğlenceli hâle getirir.
Kütüphaneler, kitap fuarları, okul dışı okuma kulüpleri…
Bunlar çocuğun kitapla yalnız olmadığını hissetmesini sağlar.
Kitap okuyan bir arkadaş, kitap okuyan bir öğretmen kadar etkilidir.
Kitap Okuyan Çocuk: Sadece Kelime Değil, Karakter Biriktirir
Kitap okuyan çocuklar sadece bilgi edinmez;
- Duyguları daha iyi tanır,
- Empati becerisi gelişir,
- Karar verirken düşünmeyi öğrenir,
- Hayata farklı açılardan bakar,
- En önemlisi, hayal kurmayı bırakmaz.
Okuma alışkanlığı, çocuğun zihinsel gelişimini olduğu kadar duygusal zekâsını da güçlendirir.
Ne Zaman Başlanmalı?
Bugün.
Ne yaşta olursa olsun, bir çocuk kitapla ne kadar erken tanışırsa, kitapla o kadar sağlam bir bağ kurar.
Ve bu yolculukta sihirli formül şu:
Birlikte okuyun, birlikte konuşun, birlikte hayal kurun.
Son Söz: Kitap, Çocuğun Hayatına Açılan Bir Pencere
Bir kitap, çocuğun içine ışık sızdıran bir pencere olabilir.
O pencerenin açılması için aile, öğretmen, okul ve çevre birlikte hareket etmeli.
Çünkü kitap okuyan çocuk sadece başarılı olmaz, daha bilinçli, daha duyarlı, daha güçlü bir birey hâline gelir.
“Bugün, çocuğunuzla birlikte sadece 10 dakikalık bir okuma yolculuğuna çıkın.
Belki yalnızca bir hikâyeyle başlar...
Ama kim bilir?
Belki o hikâye, hayatının yönünü değiştirir.”
Ek Öneriler: Ebeveynler İçin 5 Basit Adım
- Yatma saatinden önce birlikte kitap okuyun.
- Kitapçı gezilerini bir aile etkinliğine dönüştürün.
- Evde görünür bir yerde mini bir kitap köşesi oluşturun.
- Çocuğunuza kitap seçme hakkı verin.
- Okudukları hakkında sohbet edin: “En çok hangi bölümü sevdin?” gibi.