Bazı ‘Yalancı’ Basın

     CHP’nin genel başkanından belediye başkan adayına kadar bir çoğu yıllardır, AK Partili rakibiyle TV ekranlarında bir açık oturum yapmayı teklif ederlerdi.

     Yıllar sonra bir ilk gerçekleşti. Ak Parti adayı Binali Yıldırım ile CHP adayı Ekrem İmamoğlu 16 Haziran 2019 Pazar akşamı, gazeteci İsmail Küçükkaya’nın moderatörlüğünde bir araya geldiler.

     Açık oturumun yapılacağı tarihten günler öncesi bu konu basında çok konuşuldu, tartışıldı. Yapıldığı günden sonra da haftalarca yapılan yanlışlar  basında konuşulmaya, yazılmaya ve çizilmeye devam edildi.

     Moderatör İsmail Küçükkaya açık oturumun konsepti, içeriği ile ilgili, halkı bilgilendirmediği gibi, konunun muhatabı adaylardan sadece Ekrem İmamoğlu’nu bilgilendirmiş.

     Açık oturum yapıldıktan sonra ki günlerde CHP’nin adayı Ekrem İmamoğlu-Küçükkaya'nın 46 dakika görüştüğü ortaya çıktı.

     CHP adayının bir konferans verdiğini ileri sürdüğü Taksim'deki otele tanıdık bir ziyaretçi geldi. Bu ziyaretçi Türkiye'nin 3 gün sonra yapılacak ortak yayında tarafsız olmasını beklediği moderatör İsmail Küçükkaya'ydı. Yıldırım'ın önceden soruları istediğini ileri sürdüğü Küçükkaya ile The Marmara Oteli'nde gizli bir görüşme gerçekleştirdi.

      Küçükkaya saat 12.13'te lobiden giriş yaparak, asansörle 17. kata çıktı. Saat 12.14'te de bu katta, İmamoğlu'nun kullandığı odaya giriş yaptı. İmamoğlu ise saat 13.09'da Küçükkaya'nın kendisini beklediği odaya geldi. Küçükkaya uzun süre kaldığı odadan saat 13.55'te ayrıldı. Odaya 12.14'te giriş yapan Küçükkaya'nın bir süre CHP adayının danışmanı Murat Ongun, 46 dakika ise İmamoğlu ile görüştüğü belirlendi.

     Ekrem İmamoğlu başka bir proğramda SABAH Yazarı Şebnem Bursalı'nın, "Otelde Küçükkaya ile kaç dakika görüştüğünüz" sorusuna  "2-3 dakika" diye cevap verdi.

 

      Küçükkaya ile Taksim'de bir otelde görüştüklerini aktaran İmamoğlu, "O gün proje tanıtımım vardı. 2-3 dakika görüştük. 'Bir talebiniz var mı' dedi. Dedim 'Yok, istediğinizi sorabilirsiniz.' Küçükkaya beni arayıp 'Sizinle görüşeceğim' deseydi kabul etmezdim. Sizinle görüştükten sonra Yıldırım'la da görüşeceğim' dediği için kabul ettim" diye konuştu.

     Batılı ülkeler 100 yıldır, müdahale etmek istedikleri ülkelerde iktidarları zayıflatmak için  basını ‘birinci güç’ olarak kullanmışlardır. Kendi ülkelerde basın beşinci güç olarak kullanılmıştır.

     Basın üzerinden müdahalenin ilk örneğini, 2. Abdulhamit’in 33  yıllık iktidarı zamanında gördük. İngiltere, Fransa, Avusturya ve Rusya İstanbul’daki büyükelçileri eliyle İstanbul’daki muhalif basının sayısını artırdı ve mali yardımda bulundular. Bu gazeteler onlardan aldıkları destek karşılığında Abdulhamid’e muhalif yalan yanlış haber-journal yazdılar. Amaçları iktidara olan desteği azaltmak, kaos ortam oluşturup, kaotik eylemler başlatmaktı.

     Aynısını basın yoluyla DP Lideri rahmetli Adnan Menderes ve iktidarına yaptılar. Menderes iktidara geldiğinde 300 olan basın sayısını 2000’e çıkardılar. Yenilerin çoğu DP’ye muhalif basındı. Bu karşı basın, DP’nin yaptığı iyi işlerin hepsine muhalefet ettiler, yalan yanlış haberler yazdılar. İktidarı, çalmakla, adam kayırmakla, diktatörlükle, memleketi satmakla, altınları İngiltere’ye kaçırmakla suçladılar.

     Son örneği DP zamanı değil, ülkesine hizmet yapan liderlere ve iktidarlarına basın yoluyla saldırı 1960 yılından bugüne kadar devam etmiştir.

     Bulunduğumuz bölgede ki devletlerde,  devletinin ve halkının menfaatlerini koruyabilmesi için güçlü-muktedir iktidarlara ihtiyaç vardır. Türkiye içinde aynısı geçerlidir.

     Verilen halk desteği devam ettikçe güçlü-muktedir olunur. Devlette her alanda kendi kadroların olmalıdır. Ya basın, muktedirliğn devamı için şarttır. İktidar sesini, yaptığı hizmetleri nasıl duyuracak. Yalan yanlış haber yapan, iktidarın arkasındaki halkın desteğini azaltmak isteyen karşı basınla nasıl mücadele edeceksiniz? Tabi ki yandaş basınla, tarafsız basınla birlikte ‘karşı basının’ oyununu bozaraktan.

    Ülke halkı olarak geçmişte, iş işten geçtikten sonra hep kandırıldığımızı itiraf etmiştik. Dış güçlerin ve onlarla işbirliği yapan muhalefetin, basının, bazı kurumların oyunlarına gelmiştik.

     Hani hep deriz ya, ‘ekmeğime el değdirtmem, ailemizin iç işlerine kimseyi karıştırmam!’ derdik ya. Bu da onun gibi bir şeydir. Devletime ve halkıma hizmet eden, dış saldırılardan koruyan, kollayan ülkemin iktidarına ve liderine yapılan haksız saldırılara da kayıtsız kalmamalıyız. Bugünlerde yaşananlar hepimizin aleyhine işletilen bir ‘PROJEDİR’.  OYUN BÜYÜK; uyanık olalım ve oyuna gelmeyelim!!!

KASIM ÇAKIR- MEMLEKET GAZETESİ

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.