"Bangsamoro'da barışa ihtiyaç var"

"Bangsamoro'da barışa ihtiyaç var"

Bangsamoro Barış Antlaşması Bağımsız İzleme Heyeti Üyesi Oruç:- "Devlet başkanından aşağıya kadar herkesin kabul ettiği bir şey var. Bangsamoro’da barışa ihtiyaç var ve bunun tek yolu da görüşmek, anlaşmak ve masada bu işi bitirmek"- "(Bangsamoro Temel Ya

ANKARA (AA) - SATUK BUĞRA KUTLUGÜN/MELTEM BULUR - Filipinler hükümeti ile Moro İslami Kurtuluş Cephesi (MİKC) arasında yürütülen Bangsamoro Barış Antlaşması'nın Bağımsız İzleme Heyeti üyesi ve İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanvekili Hüseyin Oruç, "Devlet başkanından aşağıya kadar herkesin kabul ettiği bir şey var. Bangsamoro’da barışa ihtiyaç var ve bunun tek yolu da görüşmek, anlaşmak ve masada bu işi bitirmek" dedi.

Oruç, AA muhabirine Filipinler'de hükümet ile güneydeki Müslüman direniş hareketi MİKC arasında 40 yıl süren ve birçok insanın hayatını kaybetmesine neden olan savaşı sonlandırarak barışı tesis etmek üzere imzalanan "Bangsamoro Temel Yasası" ve ülkedeki başkanlık seçimlerinin barış sürecine olası etkilerini değerlendirdi.

Hüseyin Oruç, Bangsamoro Temel Yasası'na ilişkin ilk çerçeve anlaşmanın 2012 yılında, kapsamlı anlaşmanın da 2014 yılında imzalandığını hatırlattı.

Kapsamlı anlaşmanın ön gördüğü şeylerden birinin de yeni kurulacak özerk bölgenin kuruluşunu sağlayacak temel yasanın yapılması olduğunu söyleyen Oruç, bu yasanın yapılmasına ilişkin bir komisyon kurulduğunu ve bu komisyonun kontrolünde de bir yasanın hazırlanarak meclise gönderildiğini anlattı.

Bangsamoro'daki Mamasapano bölgesinde geçen yılın Ocak ayında 44 özel harekat askeri, 18 MİKC üyesinin hayatını kaybettiğini ve bu olayın toplumda sürece verilen desteği ciddi manada düşürdüğünü, buna paralel olarak hükümetin elini bağladığını dile getiren Hüseyin Oruç, şöyle devam etti:

"Kanuna karşı çıkmaya çalışanlar da bu olayı kullandı ve sürecin tıkanması için ellerinden geleni yaptı. Çıkmamasının sebebi, anlaşmanın dışında bir şeyler yapmak isteyenlerin meclisteki oturumlarda çok ciddi değişik önerileri getirmesidir. Bu da İslami cephe tarafından kabul edilemeyecek kadar önemli maddelerdi. Bundan dolayı mecliste süreç yürüyemedi. MİKC, yasa henüz geçmemiş olsa da 2014 yılında yapılan kapsamlı anlaşmayı devam ettireceğini ve şartları yerine getireceğini söylüyor. Süreç bitmedi, umut var fakat aslolan kapsamlı anlaşmaydı."

- "Bu konuda hükümetin samimi olduğunu düşünüyorum"

Süreci, izleme heyeti üyesi olarak 2,5 yıldır detaylı şekilde takip ettiğini dile getiren Oruç, "Devlet başkanından aşağıya kadar herkesin kabul ettiği bir şey var. Bangsamoro’da barışa ihtiyaç var ve bunun tek yolu da görüşmek, anlaşmak ve masada bu işi bitirmek. Bu konuda hükümetin samimi olduğunu düşünüyorum" diye konuştu.

AA muhabirinin, barış sürecinde yola Mayıs ayında yapılacak başkanlık seçimini kazanacak kişiyle devam edileceğini hatırlatarak, "Yeni gelecek olan başkanın barış görüşmelerini gündeminin ilk sırasına koyma ihtimali nedir" sorusu üzerine Oruç, başkanlık için belli başlı 4 aday olduğunu söyledi.

Bu adayların İçişleri Bakanı, mevcut başkan yardımcısı, kadın senatör ve Davao Belediye Başkanı olduğu bilgisini veren ve adayların tamamının barışa inandığını ifade eden Oruç, "Bölgedeki arkadaşlar 'Davao Belediye Başkanı seçilirse en hızlı sonuca ulaşacak isim olur' diyorlar. Adayların hiçbiri savaşla işi çözmek istemiyor. Barış için ellerinden geleni yapacaklarını söylüyorlar. Biz hangi başkan gelirse gelsin barış masasının devam edeceğini düşünüyoruz" ifadelerini kullandı.

- "Seçimin geçmesi beklenecektir"

Hüseyin Oruç, MİKC grubunda barışın devam etmesi görüşünün ağır bastığını vurguladı. Yasanın başarısızlığı konusunda Müslüman toplumun ciddi bir hayal kırıklığı yaşadığını belirten Oruç, cephe ve Müslüman halkın da 'devlet barışı istemezse mücadelemize kaldığımız yerden devam ederiz, geri adım atmayız' dediğini aktardı.

Ülkedeki Müslüman gençlerin aşırıcı gruplara yönelme tehlikesine de dikkati çeken Oruç, şunları söyledi:

"Bu arazi de buna müsait. İslami cephenin yöneticileri de gençleri ellerinde tutmaya çalıştıklarını ancak barış imkanlarının ortadan kalkma riskinin kendilerini zorladığını ifade etti. Ortadoğu merkezli, DAEŞ’e bağlılığını ilan eden çok küçük gruplar var. Bu grupların henüz genele yaygınlaşması çok mümkün gözükmüyor ama MİKC’nin bu konudaki endişesi devam ediyor. Bu belirsizlik durumu umutları tamamen bitirirse, bu gibi fraksiyonların toplumdan karşılık bulma endişeleri var. Bu durumu engelleyen durumlardan birisi de MİKC'nin çok güçlü olması ve toplumda bir saygınlığının olması. Gençler üzerindeki etkisi de devam ediyor. Mücadelenin kahramanları hala İslami cephenin yönetiminde yer alıyor. Bedel ödemiş insanların yönetimde olmaları bu riski azaltıyor. Masa bozulur, barış ortamı ortadan kalkarsa ciddi bir risk ortaya çıkar."

Mindanao bölgesinin özerk olan batı kısmında nüfusun çoğunluğunun Hıristiyan olduğunu anlatan Oruç, "Şehirlerarası yolculuk yaptığınız zaman yollar asfalt ve düzgün hale gelmişse bilin ki bir Hıristiyan bölgesinden geçiyorsunuz. Çukurlarla dolu, dar yollar, etrafında harabe olmuş evler görüyorsanız Müslümanların ağırlıklı olduğu bir bölgeden geçiyorsunuz demektir. O bölgede Müslümanların yaşadığı yerlerin, Hristiyanlardan geri kalmışlığını, okul kalitesinden, sokaklarının kalitesine kadar görebilirsiniz. Müslümanların ortalamanın dörtte biri kadar milli geliri var" dedi.

Barışın gelmesi halinde bölgenin ekonomik anlamda hızlı bir şekilde gelişebileceğini kaydeden Oruç, barışı getirebilecek tek kesimin ise İslami cephe olduğunu vurguladı. Müslümanların MİKC'ye çok yoğun bir desteği olduğunu dile getiren Oruç, "Herkeste, cephenin barışı tamamlayacağı ve kendilerinin de rahat yaşam sürdüreceği beklentisi var" değerlendirmesinde bulundu.

- Müslüman direnişin 40 yılı

Filipinler'de, ülkenin güneybatısında Palawan, Mindanao ve Sulu adalarında yaşayan ve kendilerini Bangsamoro olarak adlandıran Müslüman halka uygulanan hükümet baskıları nedeniyle 1972 yılında başlayan direniş hareketi, ilk olarak 1976 yılında Müslüman halkın haklarını korumak amacıyla kurulan Moro Ulusal Kurtuluş Cephesi (MUKC) ile hükümet arasında imzalanan "Trablus Anlaşması" ile son buldu.

O dönemde MUKC, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) tarafından Müslüman bölge halkının temsilcisi olarak tanındı ve 1977'de teşkilata gözlemci statüsüyle kabul edildi.

Filipinler hükümetinin takındığı isteksiz tutum nedeniyle Trablus Anlaşması hayata geçirilmezken, Filipinler hükümeti ile MUKC arasında sürdürülen müzakereler neticesinde 1996 yılında Müslüman Mindanao Özerk Bölgesi'nin bugünkü siyasi yapısını ve yasal çerçevesini oluşturan Nihai Barış Anlaşması imzalandı. Nihai Barış Anlaşması'nın uygulanmasına ilişkin sorunların aşılamaması üzerine İİT sürece müdahil oldu. İİT bünyesinde kurulan Güney Filipinler Barış Komitesi'nde Türkiye de yer aldı.

Filipinler hükümeti, süreç içinde MUKC'ye kıyasla taban desteğini genişletmiş olan ve 1977 yılında Selamet Haşim liderliğinde kurulan Moro İslami Kurtuluş Cephesi (MİKC) ile 1997'de ikinci bir müzakere kanalı açtı. Ancak görüşmelerin en önemli gündem maddesini oluşturan "ata toprakları" konusunda Ağustos 2008'de paraflanan anlaşma metninin Filipinler Yüksek Mahkemesi tarafından anayasaya aykırı bulunması üzerine silahlı çatışmalar tekrar başladı.

Filipinler hükümetiyle MİKC arasında 23 Temmuz 2009 tarihinde ateşkes sağlanmasıyla barış müzakereleri yeniden başladı. Böylelikle bir yandan İİT, Filipinler hükümeti ve MUKC arasında 1976 ve 1996 yıllarında imzalanan anlaşmalarının uygulanmasıyla ilgili hususları ele alan diyalog süreci devam ederken, diğer yandan Filipinler hükümeti ile MİKC arasında ikinci bir kanaldan müzakereler sürdürüldü.

Temmuz 2009'da yeniden başlayan barış görüşmelerinde sorunların aşılması ve barış sürecine uluslararası destek sağlanması amacıyla tarafların üzerinde mutabık kalacakları ülkelerden ve hükümet dışı kuruluşlardan oluşan bir "Uluslararası Temas Grubu" oluşturulması konusunda uzlaşıldı. Müzakerelerin 32. turu sonunda tarafların uzlaşmaya varması neticesinde 15 Ekim 2012 tarihinde Filipinler hükümeti ile MİKC arasında "Bangsamoro Çerçeve Anlaşması" imzalandı.

Müzakereler neticesinde üzerinde anlaşmaya varılan tüm eklerin bir araya getirildiği " Bangsamoro Barış Anlaşması" 27 Mart 2014 tarihinde Manila'da imzalandı.

Bangsamoro Barış Anlaşması'nın imzalanmasının ardından Mindanao'ya kalıcı ve sürdürülebilir barış getirmesi öngörülen "Bangsamoro Temel Yasası"nın tamamlanması için çalışmalar devam etti. Geçiş Komisyonu tarafından hazırlanan nihai yasa taslağı Devlet Başkanlığı tarafından 10 Eylül 2014 tarihinde Filipinler Kongresi'ne sunuldu.

Filipinler Devlet Başkanı Benigno Aquino, 8 Aralık 2015'te Kongre'ye, Bangsamoro Temel Yasası'nın bir an önce geçirilmesi çağrısında bulundu.

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Önceki ve Sonraki Haberler