Aldatmak üzerine!

Camiden çıktık, hoca efendi elimizden tuttu, “Size bir çay ısmarlayayım” dedi…

Çaydan yudumlarken bir yandan dert yanmaya başladı. “Ne olacak halimiz” diye…

Halimizde ne varmış hocam, dememizle hocanın içini dökmesi bir oldu.

“Geçenlerde namaz bitiminde camiye bir bayan geldi, hocam konuşabilir miyiz diye sordu, ben de buyurun dedim. Yekten, hocam kocam tüm uyarılarıma rağmen beni aldatmaya devam ediyor, karar verdim, ben de onu aldatacağım deyiverdi…”

Biz çay içmeyi bırakıp merakla “ee ne dedin hocam” dedik…

“Ne diyeceğim, kocan senden ziyade kendisini aldatıyor. Zina ederek haddi aşıyor, öbür tarafını karartıyor. O, bunu tercih ediyor diye sen niye kendi ahiretini karartacaksın. Ya sabredeceksin, ya da boşanacaksın dedim” dedi.

Kocasından öç almak için aldatmayı düşünmüş, ama inançlı olduğundan hocaya danışmayı da ihmal etmemiş. Çünkü planladığı şey içine sinmemiş…

Uzun uzun nasihatlerde bulunmuş hoca efendi. Sonra kadın gözü yaşlı, ama yapmayı düşündüğü eylemden vazgeçmiş olarak evine dönmüş…

Hoca anlatmaya devam etti…

Bir esnafın yanında otururken boylu poslu tuhaf kılıklı iki delikanlı gelmiş. Bir şeyler alıp çıkmışlar. Bunlar kim diye sormuş hoca, esnaf demiş ki, “Hocam bunlar erkek fahişe!” Sonra da açıklamış, “Bunları paralı kadınlar arar, onlar da gider onların gönüllerini yapar” diye…

Hoca efendi mevzu açılmışken başka örnekler de verdi…

Pek çok erkeğin eşini aldattığını, hatta kadınlardan da küçümsenemeyecek oranda kocalarını aldatanların olduğunu üzülerek anlattı. Çocuklarımızın kötü bir zamanda yetişeceğinden dolayı da dertliydi…

Toplumun çivisinin çıktığının örnekleri onlarca. Size hepsini anlatmayacağım, ama…

Aldatmanın çok yaygın bir hastalık haline geldiğini söylememiz gerek.

Belli bir yaştan ve zenginlikten sonra dindar olanların ikinci eş almaya kalkışması…

Dini duyarlılığı olmayanların ise ‘kaçamaklar’ yaparak ‘çapkın’ bir yaşam sürdürmesi yaygın bir hal aldı. Bu hale dayanamayan veya başka gerekçelerle boşanmalar da oldukça arttı.

Gün geçmiyor ki 23-25 yaşında iki-üç çocukla dul kalan bir kadın haberi duymayayım…

Mevzu benim alanımın dışında olduğu için konuyu daha fazla uzatmayacağım. Lakin bu gidişin gidiş olmadığını söyleyeceğim…

Çünkü bozuk toplumdan sağlıklı nesiller yetişmez…

Sonumuz hayır olsun…

 

---------------------

 

Basın toplantısının konusu!

Geçen haftaki yazımıza MHP’den bir cevap gelme ihtimali vardı…

Genel Başkan yardımcısı veya il başkanı arayıp işi tatlıya bağlayabilirdi. Yanlışın neresinden dönülürse kardır denilebilirdi. Hata olabilir, bundan sonrasına bakalım şeklinde cümleler de kurulabilirdi…

Maalesef, bunların hiç birisi olmadı…

Olmadığı gibi, Ereğli Belediye Başkanı kalkıp Konya’ya gelmiş…

Benim adımı saygısızca zikrederek, önceki tavırlarında ısrarcı olmuş. Toplantı resmine bakılırsa, beni hiç tereddüt etmeden tehdit eden il yöneticisi de yanında poz vermiş…

Bu mevzuyu da uzatmak niyetinde değilim…

Netice itibariyle şunu söyleyip konuyu kapatıyorum: sizin yolunuz size, benimki bana…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum