AK Parti TBMM Grup Toplantısı

AK Parti TBMM Grup Toplantısı

Genel Başkan ve Başbakan Yıldırım: (3)- "14-15 yaşında şehit olmuş ecdadın evlatlarının 18 yaşındaki torunları elbette ki bu ülkenin kaderinde söz sahibi olmalıdır"- "Bu sistem birlikte çalışmayı, uzlaşmayı sorunları çözmeyi esas alan bir sistem. Bunu onl

TBMM (AA) - AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, "14-15 yaşında şehit olmuş ecdadın evlatlarının 18 yaşındaki torunları elbette ki bu ülkenin kaderinde söz sahibi olmalıdır." dedi.

Yıldırım, AK Parti TBMM Grup toplantısında yaptığı konuşmada, yeni anayasa değişikliğine ilişkin muhalefetin tavrını eleştirdi.

Meclisin pasif konuma düşeceğini iddia edenlerin söyledikleri sözün önünü, arkasını hiç düşünmediğini belirten Yıldırım, kanun koyma, kanun kaldırma yetkisinin Mecliste olduğunu, bu durumda Meclisin etkisizleşmesi iddialarının gerçeği yansıtmadığını söyledi.

Değişiklikle Meclisin yürütme karşısında daha güçlü hale geleceğine değinen Yıldırım, 18-25 yaş aralığındaki gençlerin temsil haklarına yönelik eleştirelere de tepki gösterdi.

Başbakan Yıldırım, ülke nüfusunun 9 milyonunu bu yaş aralığındaki gençlerin oluşturduğunu işaret ederek, şöyle devam etti:

"CHP'ye göre bu insanlar daha seçilme ehliyetine sahip değil. Bırakın, gençlere de aranızda yer açın. Gençler Türkiye'nin geleceği, onun için gençlere de aranızda yer açın. 18 yaşa karşı çıkan CHP meydanlarda ne diyecek? Gençlere söyleyeceği nedir, bunu milletimizle paylaşsın. Gençler eminim ki bunu değerlendirecektir. 14-15 yaşlarında şehit düşmüş ecdadımızın kanı ile bu topraklar sulandı. 14-15 yaşında şehit olmuş ecdadın evlatlarının 18 yaşındaki torunları elbette ki bu ülkenin kaderinde söz sahibi olmalıdır."

Anayasa değişikliği ile artık milletin iktidarı sandıkta belirleyeceğini vurgulayan Yıldırım, bu sistemde milletin önüne aynı anda iki sandığın geleceğini, birinde Cumhurbaşkanının, diğerinde milletvekillerinin seçileceğini bildirdi.

Yıldırım, güvenoyu alıp almama, hükümetin kurulup kurulmaması gibi durumların söz konusu olmayacağını dile getirdi. Yıldırım, "Seçim sonuçlarına göre seçilen Cumhurbaşkanı kabinesini oluşturacak, virabismillah diyerek işlere başlayacak. 5 yıl boyunca vatandaşın ihtiyacı olan hizmetleri verecek. Vatandaş yetkiyi kendisi veriyor. 'Niye güvenoyu yok?'. Vatandaşın verdiği güvenoyundan daha büyüğü var mı? Gündemi değiştirmek için yapmadıkları hokkabazlık yok." ifadesini kullandı.

- "Ülkenin pırıl pırıl gençlerini ihtirasları uğruna yok ettiler"

Başbakan Yıldırım, bundan sonra hiçbir siyaset mühendisliği projesinin milli irade üzerine sökmeyeceğine dikkati çekti.

Yıldırım, şu değerlendirmelerde bulundu:

"İnsanların siyasi, kültürel, sosyal ve ekonomik tercihlerine asla bir engel konulamayacak. Neymiş; insanların yaşam tarzlarına, inançlarına, kültürlerine müdahale edilecekmiş. Madem müdahaleden bahsediyorlar, şöyle bir geçmişe, maziye bakalım. 27 Mayıs 1960'ta geldiler, 'öğrenciler kıyma makinelerine atıldı' dediler. Ertesinde darbeyi yaptılar. Sordular mı millete 'bu iktidardan memnun musunuz, değil misiniz' diye. Sormadılar. Bir başbakan ve iki bakanı darağacına yolladılar. Aynı odaklar durmadı, tatmin olmadı, kendi yaptıkları anayasa da kesmedi, 12 Mart'ta canları öyle istedi diye hükümeti alaşağı ettiler, ülkeyi içinden çıkılmaz bir hale soktular. Bitti mi? Tabii ki bitmedi. Bu kez 12 Eylül'de kapıyı çaldılar ve bir oradan, bir buradan diye gençleri astılar. Ülkenin pırıl pırıl gençlerini ihtirasları uğruna yok ettiler. Tanklarla yalnızca sokaklardan değil, bir milletin istikbalinin üzerinden geçtiler.

28 Şubat'ta da rahat durmadılar. Bugün kişisel tercihler, yaşam tarzı diye hak hukuk edebiyatı yapanlar var ya üniversite önünde kurdukları ikna odalarında genç kızlarımızın yaşam hakkına tecavüz ettiler, inanç özgürlüğüne darbe vurdular. Namaz kılıyor diye ihraç edilenlerin vebaliyle bugün yaşananları hepimiz görüyoruz. 15 Temmuz biraz da bu vesayetçi odakların ürünüdür. 2007'de artık fiziki muhtıralar elektronik muhtıralara döndü. Tercihini yapmış milleti tehdit ettiler, seçilmiş hükümeti hedef aldılar. Ne seçene ne de seçilene saygı duymadılar."

Bilindik çevrelerin dillerinden düşürmedikleri bir başka konunun ise "diktatörlük masalı" olduğuna işaret eden Yıldırım, millete 'Bu anayasa değişikliği kabul edilirse ülke tek adam sistemine geçecek' söylemlerinin anlattıldığını belirtti.

Malum çevrelerin tedirginlik duyduğu şeyin "tek adam rejimi" olmadığını vurgulayan Yıldırım, "Böyle bir rahatsızlık varsa o zaman işe tek parti döneminden başlamak ve onların hesabını görmek gerekir." dedi.

Söz konusu çevrelerin "açık oy, gizli sayım" günlerinin yaşandığı dönemi hatırlamalarını isteyen Yıldırım, tek adam masalını topluma satmaya çalışanların, yeni anayasa sisteminin tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devleti güçlendirmeye çalıştığını bilmesi gerektiğini ifade etti.

- "Varsa yoksa göle maya çalmak"

Cumhurbaşkanının keyfine göre Meclisi feshedeceği yönündeki söylemleri de eleştiren Yıldırım, şu görüşlere yer verdi:

"Bunlar teklifi de okumamış. Etrafa yumruk sallamaktan, kürsülere kendilerini bağlamaktan değişikliği okuyacak vakit bile bulamamışlar. Hiç kimsenin fesih yetkisi yok kardeşim. Seçime götürme yetkisi var. Cumhurbaşkanı seçime götürür, bu durumda kendisi de gider. Yani Meclisin de Cumhurbaşkanının da seçim kararı alması demek ikisinin birden seçime gitmesi demektir. Bu uzlaşmayı sağlamak için getirildi. Bu sistem birlikte çalışmayı, uzlaşmayı sorunları çözmeyi esas alan bir sistem. Bunu onlar da biliyor da işlerine öyle geliyor. Bunlar için varsa yoksa göle maya çalmak. Ya tutarsa. Tutmaz be kardeşim tutmaz. Sizin mayanız bu millete tutmaz."

(Sürecek)


AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Önceki ve Sonraki Haberler