AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı

AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı

Genel Başkan ve Başbakan Yıldırım: (5)- "Bu vatandaşlıkla ilgili konuyu maalesef yerli yersiz tartışıyorlar. Bu konuda gereken açıklamalar yapılmasına rağmen bir art niyetin olduğu, kimsenin derdinin Suriyelilerin geleceğinin ne olacağı olmadığı bir kez d

ANKARA (AA) - AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, "Bu vatandaşlıkla ilgili konuyu maalesef yerli yersiz tartışıyorlar. Bu konuda gereken açıklamalar yapılmasına rağmen bir art niyetin olduğu, kimsenin derdinin Suriyelilerin geleceğinin ne olacağı olmadığı bir kez daha ortaya çıkmıştır. Vatandaşlık bizim keşfettiğimiz bir şey değil. Yıllardır insanlık tarihinden beri var olan bir şeydir. Ülkeler vatandaşlığa kabul ederler, vatandaşlıktan çıkarırlar. Bunların kuralları, standartları, şartları vardır. Elbetteki bu şartları sağlayan herkes vatandaşlığa alınır. Ancak belirli suçlara karışmış, terör suçuna karışmış veya başka şekilde kanun dışı işlemleri olanların asla ve asla vatandaşlığa alınması söz konusu olmaz." dedi.

Yıldırım, AK Parti Genel Merkezi'nde düzenlenen, partisinin Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 11 soru sorduğunu anımsattı.

Bu soruların, "DEAŞ örgütüne bir müsamaha ile yaklaşıldığı" ve "DEAŞ örgütüne karşı gereken tedbirlerin alınmadığı" yönünde olduğuna değinen Yıldırım, "Bunlar doğru değil. Neden doğru değil? DEAŞ örgütünü daha bir çok dünya ülkesi bilmezken, Türkiye bunlarla ilgili tehditlere dikkat çekmiş, 50 binin üzerindeki şüpheli listesini 144 ülkeyle paylaşmıştır. 3 bin 500 civarında şüpheliyi de geldikleri ülkelere göndermişlerdir. Bin 600 tanesini de tutuklamış ve hakkında hukuki işlem başlatılmıştır. Hal böyleyken hala maalesef Sayın Kılıçdaroğlu aynı Kirkor'un gaydasını çalıyor." ifadesini kullandı.

- "Bunlar Türk siyasetine yakışmıyor"

Başbakan Yıldırım, Suriye tezkeresinin 2014 yılında Meclisten geçtiğini hatırlatarak, tezkere tutanaklarında, tezkerenin amacında "Suriye'de DEAŞ'e karşı, PKK'ya karşı mücadele için yetki istendiğini" bildirdi. Yıldırım, konuşmasına şöyle devam etti:

"Orada DEAŞ'ın adı geçiyor, PKK'nın adı geçiyor, her şey net. Bizim hazret ne yapıyor, tezkereye karşı 'hayır' oyu veriyor. Ondan sonra da bize 'siz DEAŞ'a göz kırpıyorsunuz' diye laf ediyor. Allah ıslah etsin, millete havale ediyorum, başka ne diyeyim. Her zamanki gibi tornistan alışkanlığını yine sürdürüyor. Bizim bunlarla kaybedecek vaktimiz yok. Bunların söylediklerini, yanlışlarını tekrarlamaktan başka yaptıkları hiç bir siyaset yoktur, onun için millet gerekli desteği vermiyor, güveni vermiyor ve yine görevi AK Parti'ye tevdi ediyor. Bunlar Türk siyasetine yakışmıyor. Türk siyaseti artık sorunların tanımlarını değil, sorunların çözümlerini tartışan bir siyaset istiyor."

Ortada bir terör sorunu olduğuna dikkati çeken Yıldırım, "Şu terörist 'sizin müzahir olduğunuz terörist', bu terörist 'bizim karşı olduğumuz terörist' gibi bir anlayış içerisinde biz bu mücadeleyi sürdüremeyiz. Buradan da ülkeye bir fayda gelmez. Sorunları tartışmayalım. Çözümleri tartışmaya varız. Burada eğer Türkiye'nin geleceği için, Türkiye'nin daha ileri noktaya gelmesi için, sorunların torunlara havale edilmemesi için bir fikriniz varsa, söyleyeceğiniz bir şey varsa buyurun söyleyin, biz de gereğini yapalım." diye konuştu.

- "100 milyonu geçen bir Türkiye olacağız"

Yıldırım, bin senedir bir arada yaşama tecrübesine sahip olunduğuna değinerek, kimsenin tarihi ve etnik renkliliği asla küçük göremeyeceğini, bu çeşitliliğin ülkenin zenginliği olduğunu belirtti.

Cumhuriyet kurulduğunda Türkiye'nin 13 milyon nüfusa sahip olduğunu, bugün 79 milyon, yurt dışında yaşayanlar dahil edildiğinde ise 85 milyon nüfusa ulaştığını vurgulayan Yıldırım, "İnşallah önümüzdeki cumhuriyetin 100'üncü yılını aşarken, 2100 yılına doğru giderken 100 milyonu geçen bir Türkiye olacağız." dedi.

Yıldırım, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik edep dışı eleştiri ve hakaretleri AK Parti olarak bir kez daha şiddetle kınadıklarının altını çizerek, milletin düşene el uzatma, misafirperverlik, alicenaplık gibi fazilet hislerini en üst perdeden dillendirmeye devam edeceklerini bildirdi.

- "Beyin göçünü geri çevirmek için kanun çıkarıyoruz"

Suriyeli sığınmacılara vatandaşlık verilmesi konusunun yerli yersiz tartışıldığına işaret eden Yıldırım, şunları ifade etti:

"Bu konuda gereken açıklamalar yapılmasına rağmen bir art niyetin olduğu, kimsenin derdinin Suriyelilerin geleceğinin ne olacağı olmadığı bir kez daha ortaya çıkmıştır. Vatandaşlık bizim keşfettiğimiz bir şey değil. Yıllardır insanlık tarihinden beri var olan bir şeydir. Ülkeler vatandaşlığa kabul ederler, vatandaşlıktan çıkarırlar. Bunların kuralları, standartları, şartları vardır. Elbetteki bu şartları sağlayan herkes vatandaşlığa alınır. Ancak belirli suçlara karışmış, terör suçuna karışmış veya başka şekilde kanun dışı işlemleri olanların asla ve asla vatandaşlığa alınması söz konusu olmaz.

Vatandaşlığa almak demek, o ülkenin insan gücüne değer katmak demektir. Eğer Türkiye'nin değerine değer katacaksa, Türkiye'nin ekmeğini büyütecekse, Türkiye'nin akıl terine, alın terine ilave bir değer getirecekse tabii ki sadece Suriyelileri değil, bu ülkeye katkı sağlayacak herkesi seve seve vatandaş yaparız. Onun için kanun çıkarıyoruz. Beyin göçünü geri çevirmek için kanun çıkarıyoruz, Turkuaz Kart veriyoruz, pasaport veriyoruz, oturma izni veriyoruz."

Suriyelilerin Türkiye'ye geleli 4 yıl olduğunu hatırlatan Yıldırım, geçici oturma ve çalışma izni verdiklerini belirtti.

Yıldırım, yılda 900 bin sağlık hizmeti alan, 150 bin de okullarda eğitim gören Suriyeli olduğuna dikkati çekerek, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Yüz binin üzerinde doğum oluyor. Bu ülkede doğan bir insanı 'sen burada doğdun ama biz seni tanımayız' deme şansımız var mı, bu insanlığa sığar mı? Onun için bu tartışmalar anlamsızdır. Bu tartışmalar maalesef o alışık olduğumuz, 'aman biz bir açık yakaladık buradan AK Parti'ye saldıralım, Cumhurbaşkanımıza saldıralım' tartışmasının ötesinde bir şey değildir. Bizim milletimizin kanaati bellidir, nettir. Bizim gönlümüz ganidir. Bu memleketin aşını, ekmeğini nasıl bölüştüysek, ekmeğini büyütmek için gerekirse nüfusumuzu da artıracağız, vatandaşlarımızın sayısını da artıracağız. Dostluk halkasını olabildiğince genişleteceğiz. Hedefimiz budur. İçeride ve dışarıda dostluk çemberini genişleteceğiz. Dışarıda bunu yapmaya başladık. İsrail ve Rusya ile ilişkilerimizi normale döndürdük. Ama eminim ki Suriye ile de biz normal ilişkilere döneceğiz. Buna ihtiyacımız var. Terörle mücadelenin başarısı için Suriye ve Irak'ın istikrara kavuşması gerekiyor ve güçlü bir siyasi yönetime, oradaki kardeşlerimizin tamamını temsil eden bir yönetime geçmesi gerekiyor, bu kaçınılmazdır."

Bunun "geç kalmış bir iş" olduğunu ifade eden Yıldırım, şunları kaydetti:

"Bu kadar insan hayatını kaybettikten sonra, 9 milyon insan yurdunu, vatanını terk ettikten sonra artık bu inadın sürdürülmesi bir insanlık suçu olarak karşımızda durmaktadır. O bakımdan bölgedeki bütün hakim ülkelerin, koalisyon güçlerinin, stratejik ortaklarımızın yaşanan durumu bir kez daha değerlendirmesini, bir an önce bölge üzerindeki rekabeti bir tarafa bırakarak insanlığın yok olmasına daha fazla göz yummamalarını, bütün Tük milleti olarak, bütün insanlık olarak bekliyoruz. Bugün terörden şikayet ediyorsanız, bugün terör herkesin korkulu rüyası haline geldiyse bunun arkasında bu ülkelerdeki istikrarsızlık var."

(Sürecek)

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :