Türkiye Ekonomi Zirvesi

Türkiye Ekonomi Zirvesi

Başbakan Yıldırım: (3)- "Amerika'da görülmekte olan davalar, mesnetsiz, asılsız söylentilere ve yalanlara dayanmaktadır"- "Türkiye, bugüne kadar ihracatında, ticaretinde hem kendi hukukuna hem de uluslararası hukuka aykırı hiçbir işlem yapmamıştır. Bu bak

İSTANBUL (AA) - Başbakan Binali Yıldırım, "Amerika'da görülmekte olan davalar, mesnetsiz, asılsız söylentilere ve yalanlara dayanmaktadır." dedi.

Başbakan Yıldırım, Hilton Bomonti Otel'de düzenlenen "Türkiye Ekonomi Zirvesi"nde yaptığı konuşmada, başta KOBİ'ler olmak üzere ihracata yönelik firmalara, Kredi Garanti Fonu (KGF) kapsamında 200 milyar liralık bir kredi hacmi oluşturulduğunu hatırlattı.

Bundan yararlanan firma sayısının 356 bine ulaştığını aktaran Yıldırım, bu rakamda KOBİ'lerin payının yüzde 74 olduğunu vurguladı. Yıldırım, "Yani öyle paralar büyük firmalara, büyük işletmelere verilmiş filan lafları var. Bunların gerçekle alakası yok ve daha çok da yeni projeler, yeniden yapılandırmalar için harcanan miktarlarda çok daha küçük oranları teşkil etmektedir." ifadelerini kullandı.

İhracat verilerine bakıldığında olumlu gelişmelerin görüldüğünü dile getiren Yıldırım, bu yılın 10 ayında, ihracatta geçen yıla göre yüzde 11 oranında artış olduğunu, ekim ayı artışının da son 9 yılın en yükseği olarak yüzde 15,5 olarak gerçekleştiğini söyledi. Yıldırım, gelinen noktada yıl sonu itibariyle 12 aylık dönemde bir önceki yıla göre yüzde 10,7 artış ve 154 milyar doların üzerinde bir ihracat rakamına ulaşılmış olacağını aktardı.

Ara malı ve sermaye malının ithal bağımlılığında azalma eğiliminin devam ettiğini vurgulayan Yıldırım, "İhracatımızı oluşturan ithal ikamesi, ara malı ihtiyacı ve bunun yerli kaynaklar tarafından temin edilmesi yönünde de ciddi bir çalışma içerisindeyiz. Bunu yapınca ne olacak? İhracatımızın net katma değerini artıracağız ve cari açığımıza da olumlu bir katkı sağlamış olacağız. Artık Türkiye, ihracat odaklı büyümeyi başarma yolunda kararlı bir adım atmıştır ve bunu sürdürmektedir." şeklinde konuştu.

Başbakan Yıldırım, reel sektöre sağlanan kredi teminatı imkanı ile krediye yönelmek üzere bankaların fonlama maliyetinde bir artış gerçekleşirken kredi faizlerinde de yukarı bir hareketin olduğunu, piyasaların canlanması ölçüsünde enflasyonda da bir kıpırdama sonucunun ortaya çıktığını söyledi.


- "Hiç telaş etmiyorlar. Biz niye telaş edelim?"

Türkiye'nin ekonomide altyapısının sağlam olduğunu vurgulayan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Reel sektör sağlam, bankacılık sektörü sağlam. Kamu finansmanı; kamu borcu, milli gelire oranı yüzde 30'un altında. Toplam kamu özel sektör borçlarının oranı, milli gelirin yüzde 130'u civarında. Gelişmiş ülkelere bakıyorsunuz, bu oranlar yüzde 400'e varan var, yüzde 300'e varan var. Avrupa'da yüzde 200'ün üzerinde galiba değil mi Mehmet (Şimşek) Bey? Avrupa Birliği ortalaması, milli gelirlerinin iki katından fazla borçları var. Hiç telaş etmiyorlar. Biz niye telaş edelim. Bizimki onlarınkinin yarısı kadar. Bizde daha dinamik bir nüfus var, bizde daha üretken bir ekonomi var. Oralarda büyüme yüzde 2, yüzde 3'le gidiyor. Bazılarında sıfır. Türkiye'de işte bugüne kadar 5'in üzerinde büyüme var. Üçüncü çeyrekte muhtemelen biraz daha yüksek bir büyüme olacak ve yıl sonunu öyle zannediyorum ki 6'dan aşağıya inmeyecek."

Yıldırım, konuşmasında ABD'de devam eden davalara da değindi.

ABD'de devam eden bir dava üzerinden birtakım dedikodular, spekülasyonlar, yalan yanlış lafların ortada dolaştığını dile getiren Yıldırım, şunları kaydetti:

"Bunu da fırsat bilen birtakım çevreler Türkiye ekonomisi üzerinde operasyon yapmaya çalışıyorlar. Amerika'da görülmekte olan davalar mesnetsiz, asılsız söylentilere ve yalanlara dayanmaktadır. Türkiye, bugüne kadar ihracatında, ticaretinde hem kendi hukukuna hem de uluslararası hukuka aykırı hiçbir işlem yapmamıştır. Bu bakımdan ülkemiz rahattır. Biz Birleşmiş Milletler'in aldığı her türlü karara saygı gösteren, hukukun üstünlüğüne önem veren bir ülkeyiz. O bakımdan Türkiye'ye zorlama yoluyla birtakım isnatlarda bulunmak ve buradan finans sektörümüzü sıkıştırarak Türk ekonomisini zora sokmak gayretleri beyhudedir, asla sonuç çıkarmaz. Bu dava maalesef hukuki olmaktan siyasi bir yöne doğru evrildiğini görüyoruz. Biz diyoruz ki, Türkiye'de de Amerika'da da bırakalım hukukçular işlerini yapsın. Siyaset de kendi işini yapsın ama asla ve asla hukukçuların iki ülkenin ilişkilerini zehirlemesine de müsaade etmeyelim."

Türkiye-Amerika'nın, iki müttefik devlet olduğunu aktaran Yıldırım, "NATO'da beraberiz, yarım asrı aşan bölgede iş birliğimiz var. Her ne kadar son zamanlarda bizim canımızı yakan terör örgütleriyle iş tutuyor olsalar bile bunun geçici bir durum olduğunu kabul ediyor ve bu işin kısa sürede bu yanlıştan dönüleceğini ümit ediyoruz ve bekliyoruz. 17-25 Aralık'ta terör örgütünün yargı yoluyla gerçekleştirmeye çalıştığı darbe tutmayınca bugün Amerika'da görülen davaya Fetocuların bir şekilde sızmaları suretiyle tekrar denenmeye çalışılmaktadır. Bu davanın temelini, hukuki dayanağı oluşturan deliller, bilgiler, belgeler Feto terör örgütünün 17-25 Aralık öncesi ülkemizde yaptığı kanunsuz, hukuksuz işlerin bir sonucu olduğunun bilinmesini isteriz. Hukuk devletinden beklenen delillerin sağlam, hukuki altyapısı sağlam bir davayla yargılamayı gerçekleştirmiş olması. Ne idiği belirsiz, üretilmiş, montaj, yapıştırma bilgileri delil olarak ortaya koymak hukuk değildir, hukuki bir düşünce tarzı değildir." ifadelerini kullandı.

Başbakan Yıldırım, Türkiye'nin başka ülkelerle yaptığı ticaretin, Türkiye'nin işi olduğunu ve Türkiye'nin vereceği karara bağlı olduğunu vurgulayarak, şöyle konuştu:

"Bu konuda da kimseden icazet almaya ülkemizin ihtiyacı yoktur. Bazıları, kendileri ambargo koydukları ülkelerle rahat rahat ticaret yapacaklar aynı ülkeyle Türkiye ticaret yapınca bu suç olacak. Buna kargalar güler. Daha yakın zamanda İran ile Amerika uçak satışı konusunda anlaşmaya vardılar, prensip anlaşmasına vardılar. Ondan sonra da kalkıp 'Türkiye, ambargoyu deldi, ihlal etti' gibi ipe sapa gelmeyen iddialar ortaya koyuyorlar. Bunun neresinde hukuk var? Bunun neresinde adalet var? O bakımdan eğer uluslararası hukuka uyulacaksa buna bu iddiayı ortaya koyanların en önce kendileri riayet etmesi beklenir. Türkiye'nin ve söz konusu ülkenin hukuku derindir ve bu hukuku zedeleyecek birtakım spekülasyonlardan, birtakım sorumsuz beyanlardan kaçınılması mutlaka elzemdir, gereklidir."

(Sürecek)



Türkiye Ekonomi Zirvesi

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :