Marmara depreminin 18. yılı

Marmara depreminin 18. yılı

DASK Yönetim Kurulu Başkanı Kayacı:- "17 Ağustos Gölcük depreminin yaşandığı 1999 yılında ülkemizde yalnızca 500 bin civarında deprem teminatlı konut vardı, bugün ise 8 milyon konut Zorunlu Deprem Sigortası kapsamında. Başka bir deyişle neredeyse her 2 ev

İSTANBUL (AA) - Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kayacı, "17 Ağustos Gölcük depreminin yaşandığı 1999 yılında ülkemizde yalnızca 500 bin civarında deprem teminatlı konut vardı, bugün ise 8 milyon konut Zorunlu Deprem Sigortası (ZDS) kapsamında. Başka bir deyişle neredeyse her 2 evden biri depreme karşı sigortalı." bilgisini verdi.

Kayacı yaptığı yazılı açıklama ile Türkiye'yi derinden sarsan, büyük can ve mal kayıplarının olduğu 17 Ağustos Marmara depreminin 18'inci yılında, ZDS bulunan konut sayısının 8 milyonu aştığını bildirdi.

Ülke genelinde sigortalılık oranının yüzde 50'ye yaklaştığını belirten Kayacı, şunları kaydetti:

"Olası bir İstanbul depreminde hasarların tazmininde yeterli kaynaklarımızın olmasının yanı sıra afetin tüm operasyonel sürecini etkin ve teknoloji ile yönetmek amacıyla da hızla çalışıyor ve diğer ilgili devlet kurumları ile iş birliktelikleri geliştiriyoruz. Şu anda Düzce'de yüzde 84, Bolu'da yüzde 75, Yalova'da yüzde 74, Tekirdağ ve Sakarya'da yüzde 69, İstanbul ve Marmara bölgesindeki yüzde 55'lik yüksek sigortalılık oranlarına ulaşan başarılı bir portföyden söz etmekteyiz. Nihai hedefimiz, tüm konutların ZDS ile teminat altında olması. 17 Ağustos Gölcük depreminin yaşandığı 1999 yılında ülkemizde yalnızca 500 bin civarında deprem teminatlı konut vardı, bugün ise 8 milyon konut ZDS kapsamında. Başka bir deyişle neredeyse her 2 evden birin depreme karşı sigortalı.

Buna rağmen sigortalılık oranlarında yeterli seviye henüz yakalanamadı. Hedefimiz Türkiye'deki tüm konutların depreme karşı sigortalanması. DASK'ın kurulduğu günden bu yana yaptığı hasar ödemesi miktarı bugün itibariyle 175 milyon liraya ulaştı. En büyük ödeme Van depreminde yapıldı. Van depreminin ardından 125 milyon lira hasar ödemesi gerçekleştirildi."

DASK'ın ödeme gücünün 15 milyar lirayı aştığını aktaran Kayacı, poliçe sayısının artırılmasına yönelik yaptıkları çalışmaların yanında, afet dönemindeki hasar sürecini de sorunsuz şekilde yürütebilmek için operasyonel kapasite artırımına en az büyüme kadar önem verdiklerini aktardı.


- Sigortalılık oranında Marmara ilk sırada


Açıklamada yer alan bilgilere göre, bölgesel olarak incelendiğinde Marmara yüzde 55'lik sigortalılık oranı ile ilk sırada yer alırken, Marmara Bölgesi'ni yüzde 44 ile İç Anadolu, yüzde 43 ile Ege, yüzde 38 ile Akdeniz, yüzde 37 ile Karadeniz, yüzde 35 ile Doğu Anadolu ve yüzde 32 ile Güney Doğu Anadolu bölgeleri takip ediyor.

İl bazında ele alındığında ise depremin acı gerçeği ile yüzleşmiş olan illerde Zorunlu Deprem Sigortalılık oranlarının daha yüksek olması dikkati çekerken, ZDS oranı en yüksek olan illerde ilk üç sırayı alan Düzce, Bolu ve Yalova bu durumun en açık göstergesi. Son aylarda deprem yaşanan illerdeki ZDS oranları incelendiğinde ise en yüksek sigortalılık oranına sahip olan ilin yüzde 60 ile Çanakkale olduğu görülüyor. Çanakkale'yi yüzde 56 ile Muğla (Bodrum), yüzde 39 ile Manisa ve yüzde 32 ile Adıyaman takip ediyor.


- " Bodrum'da 1 milyon 340 bin liralık hasar"


Anadolu Sigorta Genel Müdürü İlhami Koç da yaptığı yazılı açıklamada, topraklarının yüzde 98'i aktif ve farklı deprem kuşakları üzerinde yer alan Türkiye'de, yıl dönümü yaklaşan 17 Ağustos Marmara depreminin bu gerçeğin en acı hatıralarından biri olduğunu kaydetti.

Yakın zamanda Yunanistan'ın Kos adasında meydana gelen ve Türkiye'den de hissedilen depremin bu gerçeği bir kez daha hatırlattığını anımsatan Koç, şu bilgileri verdi:

"21 Temmuz'da yaşanan depremde, Türkiye'de can kaybı meydana gelmezken, Muğla'nın Bodrum ilçesinde pek çok binada hasar oluştu. Deprem sonrası Anadolu Sigortalılardan gelen ihbarlar doğrultusunda, yaklaşık 1 milyon 340 bin liralık hasar söz konusu. Deprem kuşağında olduğumuz gerçeğinin yanı sıra iklim değişikliğine bağlı olarak peşi sıra doğal afetler yaşamaya başladık. Son dönemde meydana gelen olaylarda can kaybının yaşanmaması bizim için tek sevindirici unsur.

Ancak konutlar, iş yerleri, araçlar her afette ciddi hasar görüyor. Sigortalılık oranının yeterli seviyede olmaması bireyler bazında mağduriyet yaşatırken, devlete de ciddi bir yük getiriyor. Doğal afetlerde devletin oluşan zararın tamamını tazmin etmesi beklenmemeli. Bu durumlarda sigorta şirketleri devletin en büyük destekçisi olmaya aday. Afet sonrasında oluşan mağduriyetler için devletin ayırdığı bütçenin, önleyici tedbirler ve altyapı yatırımları için harcanması daha verimli sonuçlar doğuracaktır. Bunu sağlamanın tek yolu ise sigortalılık oranının artırılmasıdır. Sigortalılık oranının yeterli seviyede olmaması bireyler bazında mağduriyet yaşatırken, devlete de ciddi bir yük getiriyor. Sigortalılık devletin yükünü de hafifletir"

Depremin de dahil olduğu pek çok afet kaynaklı maddi hasardan konut sigortası ile korunmanın mümkün olduğunu aktaran Koç, sigortalılığın önemine dikkati çekti.

Koç, Kos depremi sonrası Muğla bölgesinde hasara sebep olan tsunamiyi anımsatarak, "Tsunami, depremin başka bir yıkıcı etkisine daha dikkat çekti. Uzmanlar, denize yakın pek çok konut/iş yerinde su basmalarına, teknelerde maddi hasara sebep olan tsunaminin depremde başka bir risk unsuru olduğuna dikkat çekiyor. Konut Sigortası ile verilen deprem teminatı, tsunaminin neden olabileceği maddi kayıpları da güvenceye alıyor." değerlendirmesinde bulundu.

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Önceki ve Sonraki Haberler