"Macaristan sığınmacılarla ilgili 'yıldırma politikası' izliyor"

"Macaristan sığınmacılarla ilgili 'yıldırma politikası' izliyor"

Macar Helsinki Komitesi Mülteci Programı Direktörü Gyulai:- "Macaristan'daki diğer sığınmacı kamplarında yüzlerce boş yer olmasına rağmen sığınmacıları eksi 15 derece soğukta çadırlarda yaşamaya zorluyorlar. Macar hükümeti yıldırma politikası izliyor"- Kö

KÖRMEND (AA) - MEHMET YILMAZ - Macar Helsinki Komitesi Mülteci Programı Direktörü Gabor Gyulai, Macaristan'da yaşayan yaklaşık 400 mültecinin çok zor şartlar altında hayatta kalma mücadelesi verdiğini belirterek, ''Macaristan'daki diğer sığınmacı kamplarında yüzlerce boş yer olmasına rağmen sığınmacıları eksi 15 derece soğukta çadırlarda yaşamaya zorluyorlar. Macar hükümeti yıldırma politikası izliyor.'' dedi.

Gyulai, Macaristan'daki sığınmacı konusundaki hukuki değişiklikler ve ülkede yaşayan sığınmacıların durumuna ilişkin AA muhabirinin sorularını yanıtladı.

Macaristan hükümetinin, son dönemde aldığı karar neticesinde taş binalardan oluşan sığınmacı kamplarını kapattığını ve buradaki sığınmacıları çadır kamplara yerleştirdiğini anlatan Gyulai, ''Örneğin, Körmend şehrindeki sığınmacı kampı çadırlardan oluşuyor. Çadırlarda müzede sergilenebilir derecede eski sobalar mevcut. Bölgede hava sıcaklığı yaklaşık eksi 15 derece." diye konuştu.

Başka boş ve daha iyi koşulları olan kampların bulunduğunu ve Körmend'deki sığınmacı kampında yaşayan insanların bir kısmının buralara nakledilebileceğini ifade eden Gyulai, "Macaristan'daki diğer sığınmacı kamplarında yüzlerce boş yer olmasına rağmen sığınmacıları eksi 15 derece soğukta çadırlarda yaşamaya zorluyorlar. Macar hükümeti yıldırma politikası izliyor." diye konuştu.

- "Budapeşte'de kalma izni yok"-

Macaristan'ın batısındaki Körmend şehrindeki sığınmacıların birçoğunun başkent Budapeşte'de üniversite ya da dil eğitimi almakta olduğunu belirten Gyulai, sivil toplum kuruşlarının devreye girmesine karşın bu kişilere Budapeşte'de kalacak yer temin edilemediğini ve başkentte kalmaları için izin alınamadığını söyledi. Gyulai, şunları kaydetti:

"Sığınmacıların iltica başvurularının sonuçlanmasını beklemek için böylesine bir insanlık dışı ortama mahkum edilmeleri sadece izlenen 'yıldırma politikası'dır. Bu adımlarla, 'Macaristan sığınmacılara karşı çok sert', 'burada mültecileri görmek istemiyoruz', 'burada olan da bir an önce Avusturya'ya doğru gitsin' mesajı verilmek isteniyor. Son günlerde uluslararası eleştiriler neticesinde göçmenlik dairesi bu sığınmacıların taşınmasına izin vermeye başladı.''

- ''İnsan hakları sözleşmeleri ihlal ediliyor''

Macaristan sınır bölgesindeki 8 kilometre içinde yakalanan sığınmacıların en yakın tel örgüde bulunan kapıya götürülmesine neden olan "derin sınır kontrolü" sistemini de eleştiren Gyulai, Macaristan'da 2015 yılına kadar mükemmel olmasa da uluslararası kriterlere uygun bir mülteci sisteminin olduğunu ancak Macar hükümetinin 2015 yılından sonra adım adım bu sistemi çökerttiğini savundu. Gyulai, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Tabii atılan bu adımlar, Cenevre Anlaşması'nın, Avrupa Birliği hukukunun ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin birçok açıdan ihlali anlamına geliyor. Örneğin savaştan kaçan sığınmacılar ülke topraklarına giriş yapamıyor. Macaristan, güney sınırlarını tel örgü ile kapatarak sınıra kurduğu iki adet transit geçiş noktasında sadece hafta içi ve resmi çalışma saatlerinde günlük çok az kişiye başvuru izni sağlıyor.''

Macaristan'da bulunan yaklaşık 400 mülteciye entegrasyonla ilgili yardımlarda da büyük sıkıntılar olduğuna dikkati çeken Gyulai, ''Avrupa Birliği hukuku, mülteci statüsü alan kişilere çeşitli yardımlar yapılması zorunluluğu getiriyor ama Macar hükümeti geçen yıl bu desteği de ortadan kaldırdı. Halihazırda 10 milyonluk ülkede bulunan yaklaşık 400 mülteci entegrasyon konusunda hiçbir yardım almıyor. 30 gün içinde bulundukları kamptan da ayrılmak zorundalar. Sivil toplum kuruluşları olmasa bu insanlar çok kısa bir sürede sokakta yaşamaya başlarlar. Düşünün, Suriye'den, Afganistan'dan, Irak'tan savaştan kaçan, işkence gören insanlara Macar devleti sadece 30 gün kalma yeri sağlıyor. Zaten buraya gelen sığınmacıların çoğu Macaristan'dan transit geçiyor. Hiçbir sığınmacının Macaristan ile ilgili herhangi bir umudu yok.'' dedi.

- ''İnsanlar sanki birini öldürmüşüm gibi bakıyor''

Macaristan-Avusturya sınırında yer alan Körmend şehrindeki Azize Elizabeth Kilisesinde papaz olarak görev yapan Zoltan Nemeth ise yaptığı açıklamada, Körmend'teki kampa nakledilen sığınmacıların özellikle soğuk havanın etkisiyle donma tehlikesi geçirdiğini ve bu yüzden onları kilisenin misafirhanesine aldığını söyledi.

Macaristan'da siyasetçilerin ve medyanın kullandığı dil yüzünden ülkede sığınmacılara karşı ön yargı oluştuğuna dikkati çeken Nemeth, ''Soğuktan donmak üzere olan sığınmacıların yatacak yer talebine olumlu karşılık verdiğim için insanlar sanki birini öldürmüşüm gibi bakıyor. Çünkü halk, günlük siyasi konuşmaların etkisinde kalıp, 'bizim iyi yaşamaya hakkımız var, bu insanlar kendi başlarının çaresine bakmalı' diye düşünüyor." dedi.

- "Yine aynı kararı alırım"

Nemeth, sığınmacıları sürekli terörizmle bir arada zikretmenin kabul edilemez olduğunu ayrıca 'sığınmacılara bulundukları yerde yardım etmeli' şeklindeki sözlerin de demagojiden ibaret olduğunu savundu.

Sığınmacıların suçlu ya da terörist diye damgalanmaması, onlara yardım edilmesi gerektiğini vurgulayan ve 37 yıldır papazlık yapan Nemeth, "Vicdanımın sesini dinleyip birkaç sığınmacıyı buraya kabul edince insanlar internette birbirine düştü. Bu konuda ne hükümetten ne de dini otoriteden resmi olarak bir cevap aldım. Macar Katolik Yardım Derneği Başkanı, attığım adımın yanlış olduğunu iddia etti. Ama şimdi bu olaydan sonra da aynı soruyu soruyorum, Ölmek üzere olan birisi yardım talep ederken ne yapmam gerekirdi? Buraya kabul ettiğimiz hiç kimseye Müslüman mı Hristiyan mı ya da hangi milletten olduğunu kesinlikle sormuyoruz. Aldığım karardan kesinlikle pişman değilim. Bin defa da böyle bir durumla karşılaşsam yine aynı kararı alırım." diye konuştu.

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :