FETÖ çatı davası

FETÖ çatı davası

FETÖ elebaşı Gülen'in de arasında bulunduğu 73 kişi hakkında "Anayasa'yı ihlale teşebbüs etmek, silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek, hükümeti yıkmaya teşebbüs etmek" suçlarından açılan davanın tutuklu sanıkları Avukat Ali Çelik ve Dilaver Azim, haklar

ANKARA (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) elebaşı Fetullah Gülen'in de arasında bulunduğu 73 kişi hakkında "Anayasa'yı ihlale teşebbüs etmek, silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek, hükümeti yıkmaya teşebbüs etmek" suçlarından açılan davanın tutuklu sanıkları Avukat Ali Çelik ve Dilaver Azim, haklarındaki suçlamaları reddederek, tahliye talebinde bulundu.

Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmanın öğleden sonraki bölümünde önce, sanıklardan, iddianamede FETÖ'nün suçtan elde edilen gelirlerini yönlendirip yönettiği, gayrimeşru işler yapan iş adamlarından yapı için para topladığı öne sürülen Dilaver Azim savunmasını yaptı.

Savunmasına 15 Temmuz'daki darbe girişimini kınayarak başlayan Azim, Özbek asıllı olduğunu, Türkiye'ye 1989'da geldiğini, 2,5-3 yıl kadar "Süleyman Efendi yurtlarında" kaldıktan sonra çalışma hayatına başladığını anlattı.

Hakkındaki suçlamaları reddeden Azim, "FETÖ örgütüyle yakından uzaktan ilgim yok" dedi.

Azim, 2012'de iş yerini basan, kendisinden zorla senet alan tefecileri savcılığa şikayet ettiğini anlatarak, 4-5 ay cezaevinde kalan bu kişilerin, çıkınca kendisi hakkında "FETÖ'cü olduğu ve kendilerine kumpas kurduğu" ihbarında bulunduklarını öne sürdü.

Azim, şunları söyledi:

"Benim suçum devlete güvenerek, savcıya şikayette bulunmak. Ben tefeci mağduruyum. Bu ortamda diğer sanıklarla bulunmaktan hicap duyuyorum. Ben vatanını milletini seven bir Türk milliyetçisiyim. Ben FETÖ'cü olsam cezaevine atarlar mı? 2008'de 3 ay cezaevinde yattım. Telefonda konuşurken güvenlik güçlerine haddimi aşarak hakaret etmişim. 20 yıldan beri bunlara 'Deccal' diyen insanım. Benim memleketim Özbekistan'da bunlar barınamamış. Ben bunlarla aynı ortamda kalmak istemiyorum. Suçsuzum. Bu örgütü reddediyorum. Nasıl bu örgütün üyesi olabilirim?"

"Birilerine MİT'te çalıştığını söylediği, iş yerine Fetullahçı kişilerin gelip gittiği" iddiaları sorulan Azim, "Asla" karşılığını verdi.

Sanıklardan "Kozanlı Ömer" lakaplı Osman Hilmi Özdil'i tanımadığını ifade eden Azim, "Türkiye'de herkes bunlarla ortak iken, herkes 'hizmet hareketi' derken, ben 'PKK'dan tehlikeli örgüt' demişim. Türkiye'nin en önemli davasına benim gibi biri sokulur mu? 11 aydan beri kafayı yiyorum. Beni idam etseniz daha iyi. Ben bu arkadaşların da hiçbirini tanımıyorum. Cezaevi sürecinde, kısmet varmış, tanıştık." diye konuştu.

Azim'in avukatı Şahin Helvacı da tefecilik yapan O.E. liderliğindeki suç örgütüyle arasındaki ihtilaf nedeniyle müvekkiline kumpas kurulduğunu ve sonucunda da davanın içinde yer aldığını öne sürdü. Helvacı, müvekkilinin dosyasının ayrılmasını ve tahliyesine karar verilmesini istedi.

Tutuklu sanıklardan Ali Çelik, Azim'in avukatlığını yaptığını belirterek, "Benim bu örgütle bağlantım var mı?" diye sordu.

Azim, soruya, "Kendisini sadece avukat olarak tanıyorum, onun dışında bilmiyorum" karşılığını verdi.

Müştekilerden emekli Emniyet Müdürü Emin Arslan'ın sorusu üzerine Azim, Bank Asya'da hesabı bulunmadığını, bu bankayla çalışmadığını belirtti.

Sanıklardan İlhan İşbilen'in avukatı Atilla Kart söz alarak, "Sanık, FETÖ örgütüne yönelik ağır ifadeler kullandı, buna bir şey demiyorum. Ama müvekkilimi de kast edercesine buradakileri mahkum eden ifadeler kullanmasını bunu kabul etmiyoruz" dedi.

Sanık Ali Çelik de "Beni de kastettiyse şiddetle reddediyorum" derken, Azim, "Genel olarak söylüyorum. Örgüt olarak söylüyorum. Herkes 50-60 sene arkadaşlık yapmış. Ben mi arkadaşlık yapmışım?" ifadesini kullandı.

Sanıklardan Alaeddin Kaya da söz alarak, Azim'in "mahkemeyi yönetircesine mütalaa verdiğini" savundu ve "Ben de oturmaktan şeref duymuyorum, nefret ediyorum hatta" dedi.

Azim'in diğer avukatı Fethi Ahmet Alparslan da dosyanın müvekkili yönünden dosyanın ayrılmasını istedi, müvekkilinin "paralelin oyun ve kumpasıyla tutuklandığını" iddia etti.

- Sanık Çelik'in savunması

Azim'in avukatlarının ardından iddianamede "FETÖ içerisinde sözde İstanbul adliye imamı olduğu, adliye ile polis arasındaki bağlantıyı sağladığı, örgüt adına Alevi vatandaşlardan sorumlu imam olarak faaliyet gösteren Süleyman Uysal'ın yardımcılığını yaptığı" öne sürülen tutuklu sanık Ali Çelik, savunmasına başladı.

Çelik, aynı ad ve soyadı taşıdığı sanık iş adamı Ali Çelik ile karıştırıldığını, kendisinin 1972 doğumlu olduğunu ve avukatlık yaptığını söyledi.

Emniyetin avukatlığını yaptığı dönemde, zaman zaman Metris Cezaevi'ne gittiğini belirten Çelik, "2004'te cezaevindeki görevliler, bana, bir polisin tutuklu olduğunu, avukat aradığını, ona avukatlığını yapıp yapamayacağımı sordular. Kabul ettim, dosyanın içeriğini anlattı. Bu kişinin Hulusi Cemil Altınlı olduğunu öğrendim." dedi.

Savunmasını üstlendiği Altınlı'nın bir süre sonra tahliye edildiğini anlatan Çelik, sonrasında Altınlı'nın kendisinden göreve dönmesiyle ilgili açılacak davada da avukatlık yapmasını istediğini aktardı. Bu talebi, emniyetin de avukatlığını yaptığı için kabul etmediğini anlatan Çelik, "Ankara'da bir avukat tutmasını söyledim. İdari hukuk işlerine bakan bayan bir avukat bulmuştu. Birkaç ay sonra ofisime geldi, çok sinirliydi, 'Hayatım bitti. Sana söylediğim gün davayı açsaydın başıma bu iş gelmeyecekti. Avukat 60 günlük süreyi kaçırmış, davayı açmamış. Sen görürsün, bunun hesabını senden soracağım.' dedi. Benimle ilgili yürütülen soruşturmanın tamamı Hulusi Cemal Altınlı'dan kaynaklanıyor." diye konuştu.

Eski Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz'ü tanımadığını savunan Çelik, emniyet imam yardımcısı olduğu yönündeki iddiaları kabul etmediğini söyledi.

Çelik, 17-25 Aralık'tan sonra, FETÖ'ye yönelik yürütülen soruşturmalarda, hiçbir emniyet görevlisinin avukatlığını üstlenmediğini anlatarak, 17-25 Aralık'tan sonra emniyetin çalıştığı bütün avukatlarla sözleşmeyi feshettiğini kaydetti. Çelik, sonrasında, dönemin İçişleri Bakanının da "olur"u ile ellerinde kalan dosyaları sonlandırmak için emniyetle anlaşmaya vardığını anlattı.

"Ben 1972 doğumluyum, örgüt 1965'te kurulmuş. Ben nasıl oluyorum da örgüt kurucusu ve yöneticisi oluyorum? Adalete sığınmaktan başka nasıl bir yol izleyebilirim?" diye soran Çelik, tahliyesini istedi.

Müşteki Emin Arslan'ın, "Hulusi Cemil Altınlı emniyetin bir imamıydı ve emniyet içindeki örgütlenmelerin ortaya çıkma sürecinde tutuklanan biriydi. Bu kişinin avukatlığını örgütün talimatıyla mı yaptınız, yoksa size Osman Karakuş mu emir verdi?" sorusuna Çelik, "Ben, Altınlı'nın avukatlığını 2004'te tesadüfen aldım. Altınlı tek bir soruşturmadan tutuklanmıyor, yine örgütlü başka soruşturmalardan tutuklanmış. Hulusi Cemil'in cemaat mensubu olduğuna dair kesinlikle bilgim yok." yanıtını verdi.

Sanık avukatı Mehmet Sena Kapu da davanın diğer sanıklarını kastederek, "Büyük başların hepsinin ABD ya da Avrupa'da olduğunu" ifade etti ve "Onlar yakalanmadan, ben buradan sağlıklı bir karar çıkacağına inanmıyorum. Bu nedenle müvekkilimin tahliyesini istiyorum." ifadesini kullandı.

Duruşmaya daha sonra bir süre ara verildi.

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Önceki ve Sonraki Haberler