Avrupa'nın yeni mülteci krizi

Avrupa'nın yeni mülteci krizi

Avrupa Politikalar Merkezi kıdemli danışmanı Pascouau:- "2016'da yeni bir mülteci rotasının açılmaya başladığını gördük. Yoğunluklu olarak Sahraaltı Afrika kökenli mülteciler merkez Akdeniz yolunu kullanarak İtalya'ya ulaşmaya başladı"- "AB mülteci krizi

BRÜKSEL (AA) - ŞERİFE ÇETİN - Avrupa'ya Doğu Akdeniz'den 2015'te yaşanan sığınmacı akınının yarattığı krizin Türkiye ile imzalanan sığınmacı anlaşmasıyla kontrol altına alınmasının ardından şimdi de Afrika'dan İtalya'ya gelen mülteciler Avrupa'yı yeniden zora sokuyor.

AA muhabirine konuya ilişkin değerlendirmede bulunan Avrupa Politikalar Merkezinin göç politikalarına ilişkin kıdemli danışmanı Yves Pascouau, 2016'da yeni bir mülteci rotasının açılmaya başladığını gördüklerini söyledi.

Pascouau, "Yoğunluklu olarak Sahraaltı Afrika kökenli mülteciler merkez Akdeniz yolunu kullanarak İtalya'ya ulaşmaya başladı." dedi.

Avrupa Birliği (AB) Komisyonunun ocak ayında yayımladığı "Merkez Akdeniz Rotasındaki Mülteciler" raporunda da Doğu Akdeniz rotasındaki mülteci akınının kontrol altına alındığı, yeni bir rota olarak merkez Akdeniz rotasının oluştuğu bildirildi.

Rapora göre, 2016'da merkez Akdeniz rotasından 181 bin kişi İtalya'ya ulaştı, aynı zamanda denizde hayatını kaybeden mülteci sayısı 4 bin 500 ile rekor seviyeye çıktı. İtalya'da, 2016'da bir önceki yıla kıyasla mülteci sayısında yüzde 18 artış olurken, mültecilerin çoğunlukla Sahraaltı Afrika'dan geldiği görüldü.

Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre, sadece 2017'de 83 bin 650 mülteci denizyoluyla İtalya'ya ulaştı. Aynı dönemde yaklaşık 2 bin kişi açık sularda hayatını kaybetti. BM Mülteciler Yüksek Temsilcisi Filippo Grandi, İtalya'daki durumu "yayılmakta olan bir trajedi" olarak niteledi.

- İtalya'dan AB tehdidi

İtalya, ülkesine gelen mülteci akınının "sürdürülebilir" olmadığını, AB önlem almazsa mültecileri getiren kurtarma botlarına limanlarını kapatacağını açıkladı.

İtalyan Il Messaggero gazetesine konuşan İtalya İçişleri Bakanı Marco Minniti, "Eğer mültecilerin getirilebildiği tek limanlar İtalyan limanları ise o zaman ciddi bir sorun var. Büyük baskı altındayız." ifadesini kullandı.

Bunun üzerine AB bakanları acil toplantı düzenleyerek kurtarma botlarının başka ülkelere yönlendirilmesi için Paris'te görüşmeler yürüttü.

AB Komisyonu da geçen hafta sığınmacı yükünün sadece İtalya'nın omzuna yüklenmemesi gerektiğini belirterek Eylem Planı sundu. Eylem Planı'nda AB'nin 80 milyon avrodan fazla bütçe ayırarak, İtalya ve Libya yönetimi arasında, göçü engelleyici ve dönüşleri güvenli hale getirici projeleri hayata geçireceği bildirildi.

- "AB net politika üretemedi"

Doğu Akdeniz'den 2015'te gelen mülteci sorunuyla nasıl başa çıkacağını bilemeyen AB'nin, İtalya bağlamında aldığı kararların da konuya kapsamlı çözüm sunamayacağı düşünülüyor.

Pascouau, "AB mülteci krizi karşısında yoğun baskı altında kaldı. Bu nedenle soruna 'acil durum' altında çözüm bulmaya çalıştılar. Bu da AB ve üye ülkelerin mülteci akınıyla baş etmeleri için net bir politika oluşturmasına engel oldu. AB mülteci sorununa ilişkin politika üretmiyor, tepki vermeye devam ediyor." açıklamasında bulundu.

Gelinen noktada AB ve üye ülkelerin sorunu çözmek için tam kapsamlı ve tüm bölgeye yönelik politika üretemediğini söyleyen Pascouau, "Bazı sonuçlar elde edildiğini söyleyebiliriz ama bu sonuçlar tepki sonucu oluşmuş ve genel bir politikaya bağlı sonuçlar değil." diye konuştu.

Pascouau, mülteciler konusunda AB ile üye ülkelerin iki konuda mutabık kaldığını, bunların dış sınırların denetimi ve yasa dışı göçmenlerin ülkelerine geri gönderilmesi olduğunu bildirdi.

- "AB'nin 160 bin mülteciyi yeniden yerleştirmesi mümkün değil"

Diğer taraftan AB Komisyonunun Yunanistan ve İtalya'daki mültecilerin kota sistemiyle Avrupa'ya yerleştirilmesi kararının da büyük ölçüde başarısız olduğu görülüyor.

Nisan ayında bu konuya ilişkin yayınlanan raporda, AB Komisyonunun Eylül 2017'ye kadar İtalya ve Yunanistan'dan toplam 160 bin sığınmacının diğer AB ülkelerine yerleştirilmesi kararına rağmen nisan ayında sadece 16 bin civarında sığınmacının çeşitli üye ülkelere yerleştirildiği kaydedilmişti.

Pascaou, bu duruma ilişkin olarak, "AB, 160 bin mültecinin yeniden yerleştirilmesi hedefini hiçbir zaman gerçekleştiremeyecek." yorumununda bulundu.

Mültecilerin kota sistemine göre yeniden yerleştirilmesini öngören sistemin kurulmasının çok uzun sürdüğünü ve bu nedenle çok zaman kaybedildiğini belirten Pascaou, "Üye ülkeler eylüle kadar sadece Yunanistan'da kayıt altına alınan 7 bin mülteciyi yeniden yerleştirebilecek." diye konuştu.

Pascaou, İtalya'da ise durumun tamamen farklı olduğunu, İtalya'ya gelen mültecilerin yeniden yerleştirme kriterlerini karşılamadığını bildirdi. İtalya'ya gelen mültecilerin kayıt altına alınacağını, iltica başvurusu yapabilenlerin yapacağını söyleyen Pascaou, iltica kriterlerini karşılamayan kişilerin ülkelerine geri gönderileceğini anlattı.

Bu sürecin İtalya için "çok zor bir süreç" olacağını vurgulayan Pascaou, AB ülkelerinin komisyonun Eylem Planı ve Estonya'da geçen hafta yürütülen görüşmeler çerçevesinde mültecilerin geldikleri ülkelere geri gönderilmesi üzerinde yoğunlaşacaklarını aktardı.

- Türkiye-AB sığınmacı mutabakatı

Avrupa İltica Destek Ajansının (EASO) 2016 AB İltica Durumu Yıllık Raporu'na göre, AB ve Türkiye arasında sığınmacı mutabakatı imzalanmadan önce 2015 yılında Doğu Akdeniz rotasından giriş yapan sığınmacı sayısı 885 bin 386 iken, 2016'da bu sayı 182 bin 534'e geriledi.

Mülteci krizinin patlak verdiği ve Türkiye ile mutabakat imzalanmadan önce AB'ye Doğu Akdeniz rotasından yasa dışı giriş yapan mülteci sayısı günlük düzeyde yaklaşık 5 bin kişi civarında seyrediyordu. Durumu daha da kötüleştiren bir husus da AB'nin bu mülteci akınına hızlı şekilde cevap vermesini sağlayacak somut bir sistem ya da mekanizmasının bulunmamasıydı. Birçok üye ülke mülteci akınını engellemek için duvarlar inşa etmeye başladı.

Mutabakat bir anlamda AB'ye "nefes aldırdı", diğer yandan da 28 üyeli birliğin mülteci sorunuyla baş etmesine yardımcı olacak bir sistem inşa etmesi için zaman kazandırdı.

Pascouau, 2015'te mülteci krizi yaşandığında AB'nin çok zor bir durumla karşı karşıya kaldığını ve sonuç üretmek için çaba sarf ettiğini söyledi.

Temel hedefin 2015'te Türkiye'den Yunanistan'a giden mülteci akınını durdurmak olduğunu ifade eden Pascouau, "Türkiye-AB sığınmacı mutabakatı imzalandıktan sonra Doğu Akdeniz üzerinden gelen mültecilerin sayısında çok ciddi oranda düşüş olduğu açık. Bu nedenle siyasi açıdan bakıldığında, Doğu Akdeniz mülteci rotası bağlamında ümit edilen sonucun elde edildiğini söyleyebiliriz." dedi.

AB'nin İtalya'da oluşmakta olan ve adeta 2015'teki mülteci krizini andıran duruma karşı bu sefer net bir politika üreterek cevap verip veremeyeceği ise belirsizliğini koruyor.





















AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Önceki ve Sonraki Haberler