Yanlış Kararlar...

Usta'ya başarısının sırrını sormuşlar.

İki kelime demiş; Doğru kararlar.

Hepimizden farklı olarak, sürekli doğru kararları nasıl alabildiğini sormuşlar.

Tek kelime demiş; Tecrübe.

İyi de kardeşim bu tecrübe denen şeyin sırrı nedir diye sormuşlar.

Usta, deriiiiin bir iç geçirmiş ve

İki kelime demiş; Yanlış Kararlar...

 

Eğer alınan yanlış kararlardan ders almıyorsanız tecrübe sahibi olamıyorsunuz. Bence bu fıkra en fazla hükümet üyelerince incelenmeli. AKP teşkilatları da dahil.

Çok uzun zamandır siyasetin içindeyim. Aktif olarak da bulundum. Bu kadar desteğe rağmen, bu kadar kısa sürede yıpranan ve moral değerlerini kaybeden bir iktidar tanımadım. Toplumu istedikleri gibi yönlendireceklerini sanan, ama bunu acemice yaptıkları için de yalancı durumuna düşen bir iktidar da görmedim.

Çok geriye gitmeye gerek yok. Ekim ayında imzalanan belgenin olmazsa olmaz şartı Kıbrıs idi. Rumlara Türkiye’nin limanları ve hava alanları açılamaz. Bu iktidarın en kırmızı çizgisi. Gerçi biz çok kırmızı çizgi gördük ama kan dökerek çizdiğimiz sınırların biraz anlamı vardır, iktidar hiçbir şeye değil de bu kana saygı gösterir diye düşünüyordum, olmadı.

Kıbrıs’ta önce hayatını bu mücadeleye adayan Denktaş devre dışı bırakıldı. Tu kaka edildi. Görüşmelerin tıkanmasında tek engel ilan ettiler. Utanmasalar hain ilan edeceklerdi. Özellikle de Cumhurbaşkanlığı seçiminde yapılanlar henüz unutulmadı. Talat’ın seçilmesi için AB ve hükümet seferber oldular. Tam kendilerine uygun bir memur atadılar. Hükümete danışmadan is yapmayan biri. Sonra referanduma evet denmesi sağlandı. Eğer evet derseniz ambargo kalkacak vaatlerini yapıldı. Hiç bir şey olmadı, hiç bir şey değişmedi. Hayır diyenler kendilerine avantaj sağladılar, biz geri kaldık. Aptal yeri konulduğumuz da cabası. Sonra Rumların kuzeyde kalan malları ile ilgili olarak kanunlar çıkardık iç hukuk yolu açılsın diye. Güya tazminat talepleri engellenecekti. O da olmadı.

Sonunda bomba patladı. Nerde patladığı önemli değil. Ambargonun kalkması karşılığında Türkiye’nin hava ve kara limanlarının Rumlara açılabileceğini, bakan başarılı bir senaryo diyerek açıkladı. Kimse çok ciddiye almadı ki fazla bir ses getirmedi. Çünkü 3 Ekim belgesini imzalamayız diye direndiğimiz günlerde Avrupa’dan bir takım sesler yükseldi. Siz Aralık belgesi ile bunu kabul ettiniz şimdi hangi hakla direniyor, imzalamayız diyorsunuz diye. O zaman değerli medya bu sesleri pek aktarmadı, araya kaynadı. Şimdi açıklanan kararın arkasında daha da ciddi açılımlar var. O zaman AB ile oynayanlar şimdi partner değiştirdi ABD ile oynuyorlar.

Çünkü...

Türkiye’nin evet demesinin arkasında ABD ye verilecek deniz ve hava üssünün gerekçesini oluşturmak var. ABD Ortadoğu’da kalıcı hakimiyet kurabilmek ve Irakta ki direnişi kırabilmek için önce Suriye sonra da İran’a hakim olmalı. Bunun şartı da Kıbrıs’ta elde edeceği bir üs alanıdır. Bu olmazsa Ortadoğu’da başarılı ve kalıcı olamaz diye. İşte o günler geldi. ABD Kıbrıs’ta bir üs alanına sahip olacak.

Lefkoşe’de yayımlanan Kıbrıslı Gazetesi dün önemli bir haber yayımladı. Fotoğrafları da yayımlanan habere göre Amerikalılar’a deniz üssü veriliyormuş! Gelin isterseniz haberin devamını Kıbrıslı gazetesinden takip edelim:

“Amerikanlar Gemikonağı’nda deniz üssü inşa ediyorlar. Deniz üssü Gemikonağı’nda, halk arasında “Mangli’nin Limanı” olarak bilinen bölgede inşa edilecek. Moty Industries adlı bir şirket tarafından tersane adı altında kurulacak ve Akdeniz’de dolaşan Amerikan savaş gemilerinin bakım ve onarımı için kullanılacak.”

Haberin devamında da hayli ilginç başka detaylar da var:

“Maliye Bakanlığı ile yapılan anlaşmaya göre Moty İndustries tesislerin inşası için ilk etapta 30 milyon dolar civarında bir yatırım yapacak. Güvenilir kaynaklardan edindiğimiz bilgilere göre yatırımların 5 yıl içinde 150 milyon dolara çıkması bekleniyor. Gazetemizin elde ettiği bilgilere göre Moty İndustries ile anlaşma 2002 yılında imzalanmış 2005 yılında ise yatırımlara başlanmadığı gerekçesiyle Maliye Bakanlığı tarafından iptal edilmişti. Kısa bir süre önce ise ABD Dışişleri Bakanlığının devreye girmesiyle anlaşma yenilenmiştir”.

Haber de yer alan bir başka ayrıntı da şu: “Amerikan Dışişleri Bakanlığı’ndan gayrı resmi olarak elde edilen bilgilere göre ise Amerikan 6:nci Filo’sunun Malta liman ve tersanelerinin kullandığını ancak buradaki doluluğunun Amerikan savaş germileri için de bir ihtiyaç doğurduğunu ifade ediliyor. Diğer bir kaynak ise yaz aylarında ülkemizi ziyaret eden Amerikan Senatörler grubunun bu şirketle organik bir bağının bulunduğunu ve KKTC ziyaretinin büyük ölçüde bu amaç için gerçekleştirildiğini belirtiyor. “

İşte size başarılı bir siyasi atak olarak anlatılmaya çabalanan on bir maddelik belgenin arka planı. Sadece limanla kalmayacak, hava üsleri de kurulacak. Çünkü muhtemelen İncirlik üssünün kullanılamaması ihtimaline karşı en stratejik yer Kıbrıs. Adeta bir uçak gemisi.

Sağır sultanın bile duyduğunu bilmem bizimkiler duyuyor mu? Ha Hoca Ali, ha Ali Hoca. Sonuçta AB de olsa ABD de olsa yırtılan deli Bekir’in yakası.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.