Vücudun tüm yükünü taşıyan ayakların en önemli destekçisi olan ayakkabılar, ne yazık ki çoğu zaman estetik kriterlere göre seçilerek sağlık yönü göz ardı ediliyor. Medicana Sağlık Grubu Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Op. Dr. Harun Kütahya, ayak sağlığının ihmal edilmesinin zincirleme reaksiyonla tüm vücut mekaniğini bozabileceği konusunda ciddi uyarılarda bulundu.

Ayak Sağlığı İhmali: Dizi, Kalçayı ve Omurgayı Etkiliyor

Op. Dr. Kütahya'nın altını çizdiği üzere, ayaklar gün boyunca bedenin ağırlığını taşıyan ancak en az dikkat edilen organlar arasında yer alıyor. Yanlış ayakkabı seçimi, mevcut bir ayak sorunu olmasa bile, uzun vadede sağlığı bozabiliyor ve sadece ayağı değil, ayak bileği, diz, kalça ve özellikle omurga sağlığını da olumsuz etkiliyor. Uzmana göre doğru ayakkabı seçimi, basit bir konfordan öte, uzun vadeli eklem ve omurga sağlığı için kritik bir yatırım.

Ayak yapısına uygun olmayan modeller, tırnak batması, mantar enfeksiyonları ve nasır gibi en sık karşılaşılan problemlere zemin hazırlıyor. Düz tabanlı, yüksek kemerli veya taraklı ayak tiplerine uygun olmayan ayakkabılar bu sorunları kaçınılmaz hale getiriyor.

Topuk Yüksekliği Dengesi ve Hijyen Kuralı

Sağlıklı bir ayakkabı seçiminde topuk yüksekliği ve taban desteği hayati önem taşıyor. Op. Dr. Kütahya, uzun süre yüksek topuklu ayakkabı giymenin bel ve diz ağrılarına yol açtığını, buna karşın tamamen düz taban ayakkabıların ise ayak kavsinin bozulmasına neden olabileceğini belirtiyor. Günlük kullanım için ideal topuk yüksekliği 2-4 santimetre olarak öneriliyor. Ayakkabının tabanının, ayak kavsini destekleyecek yapıda olması gerekiyor.

Ayrıca, Op. Dr. Harun Kütahya, ayakkabı hijyeninin de seçim kadar önemli olduğunu vurguladı. Ayakkabıların her gün giyilmesi, havalanmayı engelleyerek nem birikimine yol açıyor. Bu nemli ve havasız ortam ise en yaygın problemlerden olan ayak mantarına davetiye çıkarıyor. Uzman hekim, ayakkabıların en azından gün aşırı dönüşümlü kullanılmasını önererek, ayakkabı seçimine özen göstermenin sadece anlık konfor değil, yaşam kalitesini artıran uzun vadeli bir zorunluluk olduğunu ifade etti.