Prof. Dr. Ali Akpınar

Prof. Dr. Ali Akpınar

Vahyin kalbi mükerrem Mekke

Mekke-i Mükerreme… Saygınlık kazanmış ve saygınlık kazandıran şehir. Güven veren güvenli şehir: Çevrelerinde insanlar kapılıp götürülürken Bizim Mekke'yi güven içinde ve kutsal bir yer kıldığımızı görmediler mi? Batıla inanıp Allah'ın nimetini inkar mı ediyorlar? (29/67)

Ümmü’l-Kura. Şehirlerin anası, merkezi… Ümmeti yetiştiren ve kendine bağlayıp yöneten şehir. Bu indirdiğimiz, kendinden öncekileri doğrulayan Mekkelileri ve etrafındakileri uyaran mübarek Kitap'tır. (6/92)

Yüce Allah’ın üzerine yemin ettiği mübarek belde. Bu, Mekke şehrine yemin ederim! (90/1) And olsun bu güvenli Mekke şehrine! (95/3) Elbette Yüce Allah’ın yemin ettiği şeyler çok önemli şeylerdir. Mekke’de öyle.

Yeryüzünün ilk mabedi Ka’be’nin bulunduğu şehir. Rivayetlere göre Ka’be, Hz. Âdem zamanında yapılmıştır. Onun daha önce melekler tarafından yapıldığı da söylenir. Hz. İbrahim, oğlu İsmail ile birlikte yıkılan Ka’be’yi yeniden temelleri üzerine inşa edip yükseltmiştir. Doğrusu insanlar için ilk kurulan ev, Mekke'de, dünyalar için mübarek ve doğru yol gösteren Kabe'dir. Orada apaçık deliller vardır, İbrahim'in makamı vardır; kim oraya girerse, güvenlik içinde olur; oraya yol bulabilen insana Allah için Kabe'yi hac etmesi gereklidir. Kim inkar ederse, bilsin ki; doğrusu Allah alemlerden müstağnidir. (3/96-97)

Mekke, Peygamberler durağıdır. Âdem’den Hatem’e hemen hemen bütün peygamberler Mekke’ye uğramış, Beytullahı ziyaret etmişlerdir. Yalnızca gencecik yaşında dünyadan ayrılan Hz. İsa bunun istisnasıdır. Onun da kıyamet öncesi Beytullahı ziyaret edeceği söylenir. Peygamberimiz Veda Haccı için Mekke’ye geldiğinde bir vadide durmuş ben kardeşim Musa’nın eli kulağında telbiye okuduğunu duyar gibiyim buyurmuş. Başka bir Mekke vadisinde, ben şu an kardeşim Yunus’un kırmızı bir deve üzerinde Ka’be’ye doğru gittiğini görüyorum diyerek bu gerçeğe işaret etmiştir.

Vahyin doğduğu şehir. Son peygambere ilk vahiy orada geldi. Kur’ân’ın büyük bir bölümü ayet ayet, sure sure orada indi.

Hz. Peygamber, saadet çağı insanının temellerini orada attı, onları orada yetiştirmeye başladı. Mekke’de toprakla buluşan tevhid tohumları on üç sene Mekke’de çimlendi ve Medine’de meyveye durdu. Elbette bunlar kolay olmadı.

Peygamberimiz başta olmak üzere ilk Müslümanlar Mekke’de müşriklerin olmadık eziyetleriyle pişip olgunlaştılar. Peygamberimize 70-80 kiloğram ağırlığındaki deve işkembesi, secdede iken Mekke’de üstüne kondu… Bilal-i Habeşî, sırf Allah bir dediği için kızgın kumlar ve ağır kayalar altında orada inledi. Ka’be’de Rahman suresi ayetlerini okuduğu için Abdullah b. Mesud orada kandan bir iskelete dönünceye kadar dövüldü. Peygamberimizin yakın arkadaşı Ebu Bekir efendimiz, sırf Rabbim Allah dediği için bayılıncaya kadar dayak yedi. İslam, ilk şehidini Hz. Sümeyye hatun ve kocası Hz. Yasir ile Mekke’de kazandı…

Mekke, yeryüzünde Allah’ın en sevdiği beldedir. Peygamberimiz hicret esnasında elli üç yıllık baba yurdu Mekke’den ayrılırken bir kez daha ona dönüp bakmış ve göz yaşları içerisinde şöyle diyerek bu gerçeğe vurgu yapmıştır: Ey Mekke! Vallahi sen, Allah’ın en sevgili beldesisin. Senden çıkarılmamış olsaydım, senden ayrılmazdım.

Yüce Rabbimiz, hicret yolunda indirdiği ayetinde Kur’an'a uymayı sana farz kılan Allah, seni döneceğin yere döndürecektir (28785) buyurarak peygamberini teselli etmiştir. Nitekim Peygamberimiz hicretten beş sene sonra Hudeybiyye ve Kaza umresi için Mekke’ye gelmiş, birkaç yıl sonra da on bin kişilik ordusuyla Mekke’yi fethetmiş ve vefat edeceği sene de hac için Mekke’ye gelmiştir.

Bir vefa abidesi olan Peygamberimiz, fetihten sonra Mekke’ye yerleşmeyip Medine’ye dönmüştür. Mekke doğumlu olan Peygamberimizin kabri Medine’dedir. Ka’be, peygamberinden ayrıldığı için, onun ayrılışından beri hep siyah örtüler örtünmekte ve karalara bürünmektedir.

Mekke, Tevhid ve insanlık tarihinde çok önemli yeri olan Allah’ın evi Ka’be, Makam-ı İbrahim, Safa-Merve, Arafat, Mina, Müzdelife başta olmak üzere pek çok kutsal mekanı bağrında barındıran bereketli bir şehirdir.

Binlerce dağdan oluşan ekin bitmez bir vadisi ile Mekke, bağrında barındırdığı Allah’ın evi Ka’be ile, manyetik bir alan olarak asırlardan beri dünya Müslümanlarını kendine çekmeye ve onları manen şarj etmeye devam etmektedir. Zira Müslümanın hayatında bütün yollar ve yönler Mekke’ye ve Ka’be’ye çıkar her zaman.

Müslümaanlar, ellerine geçirdikleri ilk fırsatta, günlük namazlarında en az beş kere yöneldikleri manevi dolum merkezi olan Mekke’ye koşarlar, koşmalılar. Bu yıl ümmetin tesilcisi 4 milyon kadar kişi. Kendi adlarına ve mensubu oldukları milletleri adına Ka’be’nin Rabbine bağlılıklarını bildirmek için Mekke’de idiler, onlar Büyük Hac Günü (Arafe günü) Arafat’ta Rabbin huzurunda esas duruşlarını gerçekleştirip mahşerin provasını yaptılar.

Mükerrem şehirden selamlar. Bayramımız mübarek olsun. Hayatımıza hayır ve bereketler getirsin.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.