Su sesinden sevda üretirdik

Eskiden karikatüristler bir çiftin evlilik hayallerini anlatmak için yeşil panjurlu evler çizerlerdi. Şimdi gençlerin gelecek tasavvuru çok farklı: lüks daireler, yazlıklar, arabalar vs. Diyeceksiniz ki: "Ama devir değişti, hayat çok ileri düzeyde artık." Kısmen haklı da olabilirsiniz. Peki yaşadığınız şehre şöyle bir bakın; sadece apartman katlarını, siteleri, lüks arabaları mı görüyorsunuz ? Öyleyse şu kağıt toplayan insanlar, fabrikaların servislerini sabahın köründe bekleyen kadınlar, trafik ışıklarında kağıt mendil satan çocuklar başka bir gezegenden mi iniyorlar yeryüzüne?

dgbd.jpg

Bir topluma en üst seviyeden bir rol biçip, bunu sinemada, dizilerde ve medyada empoze etmek ve o topluma ortak bir rüya görme alışkanlığı edindirmek, ancak kapitalist düzenin vicdansız çarkının eseri olabilir. Mutluluk her şartta mümkün olan bir şeydir ve sınırsız isteğin değil, yetinmenin ürünüdür. Sevda, öyle janjanlı ambalajlara ihtiyaç duymaz. O, iki insanın birbirinin gözlerine bakması ve kalplerini birleştirmesiyle doğuverir. Aşk, Leylaların, Mecnunların tekelinde değil bilakis halkın içinden doğan, halkın arasında yaşayan bir duygudur. Hatta en güzel duygudur.

 

 

Eskiden yılların öldüremediği sevgiler, aşklar yaşarken insan kalplerinde, şimdilerde hangi kalbe göz atsak bir mezarlık görüyoruz. Zira eski sevgililerin, ex aşkların servisiz kabirlerde yattığını görüyoruz. Böyle bir şey, ne kadını mutlu eder, ne de erkeği. Eğer yeniden mutluluk kervanını yakalamak istiyorsak, gönüllerimizin genişliğince bakmamız lazım muhatabımıza; yoksa daracık yerlerde sıkışıp kalacağız ve en acısı da bunu hayat sanacağız.

images-004.jpg

Şimdi sizlere 1996'da yazdığım " AKTÜEL BİR ÇİLE " adlı şiirimi sunuyorum. O zaman da bu günlerin belirtilerini hissediyordum yüreğimde.

Bir sen vardın

Bir de ben

Madde yoktu dünyamızda

Sevda, eski sevda

Konya, eski Konya'ydı

Dağları pembe düşlerle eritirdik

Yağmur düşerdi eylülce bulutlardan

Ve biz seninle 

Su sesinden sevda üretirdik

 

 

Bağ bozardı insanlar

Ben sana şiir söylerdim

Gülün rengi esmer

Günün adı mutluluktu

Hep seni görmek isterdim

Başka bir hırsım yoktu

Senin duyguların da aynı renkti

Arzuların aynı tonda

Bahçe duvarları bilirdi,

Toprak yollar aşkımızı

Ve çıkmaz sokaklar...

Birbirimizi düşünürken bile

İçimizdeki korku kutsaldı

Yaşadık biz o aşkı

Ne bir roman, ne de masaldı

Şimdi betonlaştı Konya 

Ayrıldı o aşıklar

Ve taşlaştı bütün yürekler!

Ben yalnızlığın

Sen imkansızın koynunda

Gel gör! Sevda o sevda mı ?

Ya Konya ?

Güzelim şehri ne hale getirdik

Şimdi gözyaşım çare değil

Oysa biz seninle 

Su sesinden sevda üretirdik

 

 

Sular akardı

Caddelerin kenarından

Bağlar vardı

Bu şehrin bağrında

Seven sevdiğini üzmez

Ölürdü uğrunda

Aşkın aşk olduğu

Bir çağdı yani.

Ne oldu aşklara ?

O yürekler,

O aşıklar hani ?

O güzelim günleri ne çabuk bitirdik

Yeşildi daha umutlarımız

Biz seninle

 

Su sesinden sevda üretirdik

 

 

 

 

 

 

Sen şiirlerde endam eden 

Son esmermişsin

Aşklar şimdi pazarlık usulü

Sevdaların tefsirinde

Saygı kelimesi geçmiyor

Biliyor musun ?

Artık sevda çeşmesinden

Sevdalılar içmiyor

Şimdi sen burda olsan

"Böyle değildin

Sen eskiden cıvıl cıvıl

Hayat dolu bir adamdın

Sana bir hal olmuş" derdin

Haklısın

Benimkisi hüzün

Benimkisi aktüel bir çile

Dünyanın dört bir yanında

Yürek yangınları

Ve hazin insan manzaraları

Alevler içinde kalan 

Bir Konya değil.

Bu yangını su söndüremez

Ancak insan söndürebilir

Yazık ki

O duyguları hepten yitirdik

Nasıl diye sorma

Hatırlasana...

Biz seninle

Su sesinden sevda üretirdik

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.