Prof. Dr. Ali Akpınar

Prof. Dr. Ali Akpınar

Sorular ve Cevapları

Şair, Üst üste sorular soru içerisinde/Akıl olmazların zoru içerisinde derken; Peygamberimiz de “Soru sormak, bilgisizliğin şifasıdır” buyurur. Bu meyanda Kur’ân’da “Sana soruyorlar” kalıbı on beş kez tekrarlanırken, Kur’ân’da pek çok soru ve cevap yer alır. Yüce Rabbimiz, soru-cevap metodu ile pek çok hakikati etkili ve vurgulu bir biçimde anlatır.Eski tabirle soru suâl, soru soran ise sâildir. Sâil, isteyen, talep eden demektir. Dilenen kimseye de sâil denir. Soru sormak, düşünen insanların işidir. Düşünen insan, var olan demekse; soru soran insan da arayan, araştıran, sorup soruşturan ve bilginin peşinde olan, gelişmeye ve mükemmelleşmeye talip olan kimsedir. Öğrenme amaçlı olmayan soru sorma işi ise konumuzun dışındadır.İnsanlığın pek çok soru ve sorununa cevaplar veren Kur’ân’ın pek çok ayetinde sorular yer alır. Kur’ân’ın bu soruları, insanları düşünüp hakikati bulmaya, içerisine düştükleri şirk, küfür, nifak, fısk gibi yanlışlardan kurtarmaya ve öldükten sonraki hayata hazırlamaya yöneliktir. Pek çok ayette soru sorma ve sorgulama işinin öteki dünyada da var olduğu anlatılır. “Andolsun ki Biz, peygamber gönderilenlere de soracağız, peygamberlere de soracağız.” (7/6) Hepimizi bekleyen KSS (Kabir Sınav Soruları) içerisinde ise “Rabbin kim? Dinin ne? Peygamberin kim? Kitabın ne?” sorularının olduğunu hepimiz biliyoruz. İşte Kur’ân’ın sorularından ve onlara verilen cevaplardan bir demet:Genel olarak insan cinsine yöneltilen sorular:“Ey insan, seni engin kerem sâhibi Rabbine karşı ne aldatıp isyâna sürükledi?”“O Rab ki seni yarattı, seni düzenledi, sana ölçülü bir biçim verdi. Senin organlarını dilediği şekilde birbirine ekledi.” (82/6-8)“Kahrolası insan, ne kadar da nânkördür! Allâh, Onu hangi şeyden yarattı? Nutfe (sperm)den. Onu yarattı, ona biçim verdi. Sonra ona yolu kolaylaştırdı. Sonra onu öldürdü, kabre koydurdu. Sonra dilediği zaman onu diriltip kaldırdı.” (80/17-22)Kıyamet günü çaresiz kalan insanın sorusu:“(Evet) O gün insan: ‘Kaçacak yer neresi?’ der. Hayır, kaçıp sığınacak yer yoktur. O gün varıp durulacak yer, ancak Rabbinin huzûrudur.” (75/10-12)“O halde nereye gidiyorsunuz?” (81/26)“O halde Allâh'a kaçın, ben size O'nun tarafından görevlendirilmiş apaçık bir uyarıcıyım.” (51/50)Bu sorular ışığında bir kez daha kendimize soralım:Ramazan’a hazır mıyız?Bayrama hazır mıyız?Ölüm meleğiyle karşılaşmaya hazır mıyız?KSS sorularına hazır mıyız?O’nun huzurunda sorgulanacağımız ân’a hazır mıyız?Peygamberle yüzleşmeye hazır mıyız?Kevsere, Cennete ve Cemalullah’a hazır mıyız?Hazırlanalım öyleyse!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.