Budapeşte Süreci 6. Bakanlar Konferansı

Konferansta 38 ülke tarafından kabul edilen İpek Yolu Göç Ortaklığı "İstanbul Taahhütleri" metninden:- "Göçmenlerin, sığınmacıların ve mültecilerin insan hakları; sürdürülebilir göç, sığınma ve koruma politikası geliştirmek, bu politikaları işler hale get

İSTANBUL (AA) - Türkiye'nin ev sahipliğinde düzenlenen Budapeşte Süreci 6. Bakanlar Konferansı'nda 38 ülke tarafından kabul edilen İpek Yolu Göç Ortaklığı "İstanbul Taahhütleri" metninde, göçmenlerin, sığınmacıların ve mültecilerin insan hakları; sürdürülebilir göç, sığınma ve koruma politikasının geliştirilmesi ve bu politikaların işler hale getirilmesinin önemine vurgu yapıldı.

İstanbul'da Türkiye'nin ev sahipliğinde düzenlenen Budapeşte Süreci 6. Bakanlar Konferansı'na 46 ülke ile 14 uluslararası kuruluş katıldı. İkisi başbakan yardımcısı olmak üzere 20 bakan, bir Avrupa Birliği (AB) komiseri ve 12 bakan yardımcısının katılımıyla gerçekleştirilen konferansta "İstanbul Taahhütleri" ve "Eylem Çağrısı" metinleri kabul edildi.

Metin üzerinde Afganistan, Arnavutluk, Azerbaycan Belarus, Belçika, Bosna Hersek, Bulgaristan, Hırvatistan, Danimarka, Estonya, Finlandiya, Fransa, Gürcistan, Almanya, Yunanistan, Irak, Kırgızistan, Lüksemburg, Malta, Moldova, Karadağ, Hollanda, Kuzey Makedonya, Norveç, Pakistan, Portekiz, Romanya, Rusya, Sırbistan, Slovenya, İspanya, İsveç, İsviçre, Tacikistan, Türkiye, Ukrayna, Birleşik Krallık, Özbekistan mutabık kaldı.

"İstanbul Taahhütleri" metninde yer alan açıklamaya göre; Türkiye'nin ev sahipliği yaptığı, eş başkan Macaristan'ın da destek verdiği konferansın, sekreterlik görevini ICMPD yürüttü.

Budapeşte Süreci ve İpek Yolu Göç Ortaklığı'nın eşsiz rolü ve güçlü etkisine değinilen metinde, İpek Yolu bölgesi ile yapılan ve bu bölge dahilindeki göçe ilişkin iş birliğine yönelik kaydedilen önemli ilerlemeye değinildi.

İpek Yolu Göç Ortaklığı 2013 Bakanlık Bildirgesi'nin öncelikli altı hedefini tutarlı, planlı ve dengeli bir şekilde uygulama ihtiyacı yeniden teyit edilerek, şu görüşlere yer verildi:

"Çoğu ülkenin aynı anda menşe, transit ve varış ülkesidir. İpek Yolu Bölgesi'ndeki ülkeler, tarih boyunca geniş çaplı mülteci ve düzensiz göçmen hareketlerinden etkilenmektedir. Dünyada en fazla sayıda mülteciye ev sahipliği yapıyor olmak, kamu makamları ile hizmetlerin sağlanması üzerine ek bir sorumluluk bilinci oluşturmaktadır. Son göçmen ve mülteci kriziyle beraber, A.B'nin ve üye ülkelerin, menşe ve transit ülkelerle olan göç yönetimi ortaklığındaki rolü dikkate alınarak dersler çıkarıldı.

Geçtiğimiz yıllarda Budapeşte Süreci'nin farklı bölgelerini etkisi altına alan önemli göç akışları ışığında yenilenen siyasi taahhütlere olan ihtiyaç teyit edildi. Mülteci ve göç akışlarını ele almada Karadeniz ve Güney Doğu Avrupa Bölgesi'nin önemi vurgulandı. "


- "İpek Yolu Bölgesi, göç konusunda tarihi deneyimleri paylaşacak"

Önemli göç akışlarını yönetme konusunda çözüm bulmaya yönelik yapıcı rolleri için Türkiye ve İpek Yolu ülkelerinin takdir edildiği metinde, şöyle denildi:

"İpek Yolu bölgesindeki ülkeler, geniş çaplı mülteci ve göçmen hareketlerinin yönetimi hususunda, tarihi deneyim ve paylaşılacak önemli bilgilere sahiptir. Bu bağlamda, İpek Yolu Göç Ortaklığı ülkelerinin bu tür hareketleri yönetmeleri için bilgi ve deneyim paylaşımı ile kapasitelerini artırmaya devam etme ihtiyacı vardır.

Göçe bütüncül bir bakış açısıyla bakma ve göçün etmenleri, devam eden göç hareketleri, entegrasyonun yanı sıra güvenli ve sürdürülebilir geri dönüş ve yeniden entegrasyon da dahil olmak üzere bu hareketlerin sonuçlarını kapsayan bütün göç zincirini göz önüne alma ihtiyacı bulunmaktadır. Göçmen haklarının korunmasını temin edilmelidir."


- "Yerinden edilme, BM ilkeleri uyarınca ele alınmalı"

Metinde, ülke içinde yerinden edilmenin, göç akını üzerinde etkiye sahip olduğu belirtilerek, ilgili BM kılavuz ilkeleri uyarınca ele alınması gerektiğine vurgu yapıldı.

2013 yılındaki Bakanlar Konferansı'ndan bu yana göç yönetimini ulusal, bölgesel ve küresel düzeyde etkileyen önemli uluslararası taahhütlerin kabul edildiği belirtilen metinde, "Güvenli, Sistemli ve Düzenli Göçe dair Küresel Mutabakat" ile "Mülteciler için Küresel Mutabakatı"na ilişkin devletlerin konumunu değiştirmesine öncülük eden "Mülteciler ve Göçmenlere Yönelik New York Bildirisi"nin rolünün altını çizildi.

Metinde, Budapeşte Süreci'nin, Avrupa ve Asya'da özellikle de İpek Yolu Bölgesi'nde yıllardır süregelen diyalog ve operasyonel faaliyetler aracılığıyla, güvenli, sistemli ve düzenli Göçe Dair Küresel Mutabakat'ın uygulanmasında, genel olarak küresel taahhütlerin ve çerçevelerin bölgesel gerçekliklere dönüştürülmesinde önemli bir rol oynayacak uzmanlık, araçlar ve sosyal yardımlara sahip olduğu vurgulandı.

Bilgi paylaşımı ve genel bir anlayış geliştirme dahil olmak üzere, göç ve hareketliliğin tüm yönlerine yönelik açık, kapsamlı ve şeffaf, ulusal, yasal çerçeveler oluşturmak, ulusal politikalar ve yeterlilikleri göz önünde bulundurarak bütüncül göç politikaları, kurumsal kapasite ve iş birliğinin geliştirilmesinde ilerleme kaydedilmesi yolu dahil olmak üzere, İpek Yolu Bölgesi'nde kapasite geliştirmeye devam etmek için Budapeşte Süreci'nin çaba göstermesi gerektiği aktarılan metinde, şunlar kaydedildi:

"Açık ve hür tartışmaların, göçü bütün yönleriyle kapsamlı anlaşılmasına katkı sağlayacağının farkındayız. Düzensiz göçün olumsuz etkilerinin bilincinde olup, iyi yönetilen düzenli göçün kalkınmaya olan olumlu etkilerinin altını çiziyoruz. Böylece göçü gereklilikten ziyade bir seçenek haline getirmeyi taahhüt ediyoruz.

Düzensiz göçe dahil olan organize suç şebekelerinin, iç güvenliğe ve vatandaşlarla aynı şekilde göçmenlere oluşturduğu risklerin farkındayız. Bağlayıcı olmayan bu bildirinin her bir katılımcı ülkede uygulanabilen uluslararası hukuk uyarınca uygun görüldüğü şekilde, ulusal mevzuata halel getirmeksizin özellikle egemenlik gerekçesinin farkında olarak, devletlerin düzenli ve düzensiz göç statüsü arasında ayrım yapmadan uygulanacaktır. Göç alanında uluslararası iş birliğini ve dayanışmayı güçlendirmenin öneminin altını çiziyoruz."


- Ortaklık taahhüdü

"İstanbul Taahhütleri" metninde, başarılı göç ve koruma politikalarının, sadece göç akımlarında menşe, transit ve hedef ülkeler arasındaki iş birliği ve ortaklık ile geliştirilebileceği belirtildi.

İlgili ülkeler ile birlikte göç politikaları tasarlarken ve bu politikaları uygularken küresel, bölgesel ve yerel düzeylerde ortaklık yaklaşımına başvurulacağı ifade edilen metinde, Budapeşte Süreci'ne katılan tüm ülkeler arasındaki göçle ilgili iş birliğinin, bölgesel alanlarına ortak çözümler sunacağı kaydedildi.

Metinde, yapılandırılmış göç ortaklığı çerçevelerinin korunması ve işlevsel hale getirilmesinin önemi vurgulandı.


- Kapsamlı göç yönetimi taahhüdü

Göç ve iltica yönetiminin kapsamlı, kapsayıcı, insan haklarına duyarlı ve kucaklayıcı olması gerektiği ifade edilen metinde, şöyle denildi:

"Kapsamlı göç ve iltica politikalarının geliştirilmesi, hükümet ve toplum yaklaşımlarının güçlendirilmesi, bölgesel iş birliği, çok taraflı paydaş yaklaşım desteklenecektir. Politika geliştirmede ve eylemlerin uygulanmasında, insan merkezli yaklaşımlar takip edilecektir.

Uluslararası insan haklarına ve temel özgürlüklere saygı duyma, bu hak ve özgürlükleri koruma ve yerine getirme taahhüdü verilmiştir. Göçmenlerin, sığınmacıların ve mültecilerin insan hakları; sürdürülebilir göç, sığınma ve koruma politikası geliştirmek, bu politikaları işler hale getirmek çok önemlidir. Statülerine bakılmaksızın tüm göçmenlerin, sığınmacıların ve mültecilerin insan hakları ve temel özgürlükleri ile koruma ihtiyacı içinde olan kişiler, refakatsiz çocuklar ve ailelerinden ayrılmış çocukların hakları korunur. Çocuğun yüksek yararına özel önem verilecektir.

Ayrıca onurlu koruma politikaları temin ederken ve göçün cinsiyete özgü yönlerini göz önünde bulundururken ulusal hukuk ve uluslararası hukuk kapsamındaki ilgili yükümlülükler uyarınca savunmasız durumlardaki tüm göçmenlerin ve mültecilerin özel ihtiyaçları garanti altına alınacaktır. "


- Destek ve dayanışma taahhüdü

Destek ve sorumluluk paylaşımı prensiplerinin, Budapeşte Süreci ve İpek Yolu Göç Ortaklığı çalışmalarına rehberlik etmesi gerektiği ifade edilen metinde, dayanışma ve uluslararası iş birliğinin güvenli, sistemli ve düzenli göçü sağlama, uzun süredir devam eden, düzensiz hareketlilikleri ve ani akınları ele alma, sınır kontrolünü güçlendirme ve kolluk iş birliğini artırma, göçmen kaçakçılığı ve insan ticaretiyle mücadelenin temel unsurları olduğu belirtildi.

Metinde, acil durum planlaması ve erken uyarı sistemleri de dahil olmak üzere krizlere etkin bir şekilde müdahale edilmesi gerektiği ifade edildi.

Gündem Haberleri

Yüzsüzlüğün bu kadarı: Önce dolandırdı sonra harçlık istedi
Hatay'da El Sanatları Kursları Depremzede Kadınlara Geçim Kaynağı Oldu
Gökyüzünde görülen ve tanımlanamayan 3 cisim merak uyandırdı
Amatör balıkçı köpek balığını böyle görüntüledi
Erdoğan: İsrail'le tüm ilişkileri kestik