Doç. Dr. Murat Kayacan

Doç. Dr. Murat Kayacan

Şapkalı Cumhuriyet’ten Şapkasızına

M. Kemal, 23 Ağustos 1925 tarihinde çıktığı yurt gezisinde, Kastamonu,  İnebolu ve Çankırı’da halka şapka hakkında konuşmalar yaparak, onları sosyo-psikolojik açıdan şapka giyme fikrine alıştırmaya çalışmış,[1] o yöredeki konuşmalarında meselenin medeniyet, estetik, ekonomik, kültürel ve dini boyutlarını izah ederek ilk mesajlarını vermişti. Diyanet İşleri Başkanlığı da onun oluru ve tavsiyesi üzerine şapka giymenin dinen mahsurlu olmadığına dair fetva yayınlamıştı.[2]

M. Kemal’in şapkanın faziletlerine dair izahları her zaman kibar olmamıştı. 30 Ağustos 1925’te Kastamonu Halk Fırkası binasında konuşurken şöyle demişti: “Meselâ karşımda kalabalığın içinde bir zât görüyorum (eliyle işaret ederek). Başında fes, fesin üstünde bir yeşil sarık, sırtında bir mintan, onun üstünde benim sırtımdaki gibi bir ceket! Şimdi bu kıyafet nedir? Medenî bir insan bu alelâcaib kıyafete girip dünyayı kendine güldürür mü? (Evet, güldürür sadâlar)."[3] Bu tahkir edici üslubunu yeterli bulmuş olmamalı ki, halka şapkayı kabul ettirmek için “gerekirse bazı kurbanlar verileceğini”, ayrıca “milleti sevk ve idare edenlerin mesnedi”nin ordu olduğunu da hatırlatmak gereğini duymuştu.[4] Ona göre fes cahillik, gaflet, taassup, yenilik ve medeniyet düşmanlığının belirgin işareti gibi görünmekteydi. Fesi atarak, onun yerine bütün medeni dünyaca başlık olarak kullanılan şapkayı giymek ve böylece, Türk milletinin medeni toplumlardan zihniyet bakımından da hiç bir ayrılığı bulunmadığını göstermek kaçınılmazdı.[5]

Şapka konusunda kamuoyu oluşturma çalışmaları yürütülürken bu arada şapka yapan ve satan yerlerin sayısı ve müşterileri birden artmıştı. Halkı hazır hisseden hükümet, şapka giyimini nihayet kanunla meşrulaştırmaya karar verdi ve 16 Ekim 1925 tarihinde Konya mebusu Refik (Koraltan) Bey ve arkadaşlarının verdiği “Şapka iktisası hakkında kanun” teklifi 25 Kasım 1925 de kabul edildi.[6]

Muasır medeniyet üyesi (!) Kıbrıs’taki  İngiliz sömürge yönetimi şapka giyme konusunda “herkesin istediğini giymekte muhtar (özgür)” olduğunu bildirmesine rağmen,[7] Türkiye’de Hükümet, şapka inkılâbına karşı farklı, ikna edici ve zorlayıcı metotlar kullanmak durumunda kaldığını hissediyordu. Başvurulan tedbirler arasında İstiklal Mahkemelerine şapka suçlularını yargılama ve idam cezası yetkileri verilmesi ve halkı şapkaya alıştırmak için memurlara “Elbise ve şapka avansı” adı altında bir maaşlık mali destek verilmesi de vardı.[8] Halide Edip Adıvar’a (1884-1964) göre, “Şapka kanununun Türkiye’de ilk önemli sonucu, zaten fakirleşmiş Türklerin aleyhine, Avrupalı şapka fabrikalarının zengin edilmesidir.” Zaten yoksulluktan bu parayı ödeyemeyenler çıkmış ve hükümet bu parayı onlardan almaktan vazgeçmiştir.[9]

Şapka inkılabı epeyce tepki toplasa da, halk arasında zaman zaman şapkayı ve idareyi destekleyen faaliyetler de görülmüştür. Birçok il ve ilçede şapka lehinde ve idareyi desteklemek için gösteriler yapılmış ve ilgili kişi ve makamlara destek için telgraflar çekilmiştir. Bursa’da yapılan bir mitingde şapkaya karşı olanlar ve onların “harekât-ı irticakâraneleri” tel’in edilmiş ve “büyük münci (kurtarıcı) ve dahi Gazi hazretlerine destek için “Türklük teyakkuz ve dikkate” çağırılmıştır.[10] İlginçtir ki Türklerin tarihinde olmayan bir giysi Türklük adına eylemlerle savunulmuştur. İnsan merak ediyor acaba o mitingler Türkiye’nin yakın geçmişindeki “Cumhuriyet mitingileri” gibi bir organizasyon muydu?      

“Atatürk’ün Kastamonu Gezisi ve Şapka İnkılabı” münasebetiyle 1934 ve 1944 yılları arasındaki on yıllık zaman dilimi içerisinde gerçekleştirilen mahalli kutlama programlarının tarihi olarak 23 Ağustos günü kararlaştırılmıştı.[11] Atatürk karşılamaları ve diğer bayram ve merasim günlerinde şapka takmayanların törene alınmadığı dönemlerden[12] günümüze geldiğimizde hala o mahalli kutlamalar aynı ad altında çeşitli etkinliklerle sürdürülüyor olsa da[13] bu etkinliklerde bile fötr şapka takan kimse görünmüyor. Şapkasız Cumhuriyet Kemalistler de dahil herkesin hoşuna gitmiş demek ki!

[1] Sakal, Fahri, “Şapka İnkılâbının Sosyal ve Ekonomik Yönü Destekler ve Köstekler”, Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 2/4 Fall, Ank., 2007, s. 1309.

[2] A.m., s. 1310.

[3] http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/45/786/10103.pdf

[4] Sakal, a.g.m., s. 1310.

[5] Yılmaz Mehmet Serhat, “Atatürk’ün Kastamonu Gezisi ve Şapka İnkılâbı”, Kastamonu Eğitim Dergisi,  c. 13, s. 1, kastamonu, 2005, s. 224.

[6] Sakal, a.g.m., s. 1310.

[7] A.m., s. 1314.

[8] A.m., s. 1311.

[9] A.m., s. 1315.

[10] A.m., 1312.

[11] Yılmaz, a.g.m., s. 229-230

[12] Sakal, a.g.m., s. 1318.

[13] Yılmaz, a.g.m., s. 231.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
5 Yorum