Rezalet ve cehalet

“Rezalet: Toplumun duygularını inciten olay veya durum, kepazelik, maskaralık, rezillik.
Cehalet: Bilgisizlik.”(TDK Sözlük)

Ülkemizde bu iki kelimeyle anlatabileceğimiz olaylar dizisinin zenginliği her geçen gün daha da artmaktadır. Gazetelerin üçüncü sayfa haberlerini düşünürsek, bu kelimelerin ne kadar da çok geçtiğine şahit oluruz. Öyle ki ilk sayfadan manşet yapılası haberlerde de bu kelimeleri görmeye hiçbirimiz yabancı değildir.
*
Televizyon izlemeyen birisiyim. Fakat bu haberi televizyon vasıtasıyla duyuyorum. Televizyon karşısında değilim ama sesi bulunduğum odaya geliyor. Birden Sahip Ata ifadesi kulağıma çalınıyor. Bunu duyar duymaz ‘televizyonlu oda’ya geçiyorum. Büyük bir sevinçle gittiğim halde duyduklarımla sevincimin dört köşesi de dürülüyor. Gördüğüm rezil manzaralar karşısında söyleyecek söz bulamayıp yere çöküveriyorum.
Burası; Sahip Ata Külliyesi. Ama olanları anlatmaya gücüm yok!
*
Geçtiğimiz yaz “Yazılacak çok şeyimiz var” başlığı altında düzenlenen günübirlik gezilerden ikincisini Meram’a yapmıştık. Gezi boyunca gezmeyi en çok istediğim mekândı Sahip Ata Külliyesi. Çünkü babam buraya çok önem verir, gelip geçerken orada medfun Selçuklu Veziri Fahreddin Ali’ye Fatiha okumamızı isterdi. Bu telkin çocukluğumdan beri yapılan bir şeydi.
*
Evet, geçtiğimiz yaz takvimler Mayıs ayını gösteriyordu ve bizler TYB Konya Şubesi olarak Meram gezisinin ikinci durağını Sahip Ata Külliyesi olarak belirlemiştik. Rehberimiz Haşim Karpuz, külliyenin özelliklerini anlatırken merakla türbe kısmına girip girmeyeceğimizin haberini bekliyordum. Çünkü bu kısım genelde ziyarete kapalı olduğundan görmek nasip olmamıştı. Bu gezinin belki de tek güzelliği de buraya girebileceğimizdi. Evet, bu kafileye izin verilmiş, içeriye girilmişti. Yalnız yapılacak haberlerde bir sınır istendiğini hatırlar gibiyim.
O zaman dahi oldukça bakımsız olan bu kısmın başına neler geldiğini duymuşsunuzdur. Çiniler büyük bir ustalıkla(!) talan edilmiş, öylece yığılıvermiş. Tahribatı şimdiki rezalet fotoğraflarına bakınca görebiliyorsunuz. Şimdi, o günkü kareye rahmet okutturan bir vaziyette.
*
Bu nasıl restore? Bu ne biçim bilinç?
Eğri oturup doğru konuşalım, vicdanlar hiç mi sızlamadı?
O hale gelmeden evvel hiç mi yoklanmadı buralar?
*
Buna göz yumanlar vatan evladı değil mi?
Ne bu?
Rezalet mi, cehalet mi?
Yok, bu iki kelime de kifayetsiz kaldı galiba…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.