Padişah ve Evlilik -1

Vakt-i zamanında padişahın biri 40 yaşlarına gelmesine rağmen henüz evlenememiş ve çok mutsuzdur.
Bütün ülke halkı ve ülke zenginliği emrinde olmasına rağmen, hiçbir şeyden zevk alamaz hale gelmiştir ve dünyasına küsmüştür.
Sarayda emrinde olan herkes ve ülke halkı padişahın bu durumuna çok üzülmekte ama ellerinden birşey gelmemektedir.
Padişahın evlenebilmesi için ne yapılırsa yapılsın padişah hiç bir kız veya kadında karar kılmaz, beğenmez ve bir türlü evlenemez.
Bir gün canı çok sıkılır ve vezirini yanına çağırarak kendisinin atını ve yanında kendisine yetecek kadar da azık hazırlanmasını emreder.
Vezir sorar; Padişahım hayrola nereye gideceksiniz, nedir bu hazırlıklar böyle ?
Padişah der ki; bir müddet kendimi dağa taşa vurup yalnız kalmak istiyorum, artık bu duruma katlanamıyorum.
Biraz kendimle baş başa kalmak istiyorum, bir müddet beni aramayın der.
Vezir'in padişaha itiraz edecek hali yoktur, hemen hazırlıkları yaptırır ve padişahı yolcular.
Padişah artık atı ile baş başadır, nereye gittiğini dahi bilmeden kendisini yollara vurur.
Epey gün dağlarda ormanlarda dolanıp durur. Bu gezintisinin dördüncü gününde dağlarda dolaşırken; Bir manzara ile karşılaşır.
Hemen az ileride çok yaşlı, nur yüzlü bir ihtiyar görür, bu ihtiyar kişi yerde oturmuş ve hayvan derisi üzerine birşeyler karalamaktadır.
Yaşlı adam padişahı görür görmez hemen yazdığı şeyleri saklamaya çalışır.
Yaşlı adamın bu telaşı padişahın dikkatini çeker ve hemen adamın yanına yanaşır.
Padişah at üstünde, adam yerde çömemiş vaziyette... Padişah seslenir adama.
Heyy sen ne yazıyordun bakayım diye sorar.
Fakat yaşlı adam kendinden emin bir tavır ve cesaretle padişahın kim olduğunu bilmeden cevap verir... Sanane be adam, seni ilgilendirmez.
Padişah hiddetlenir ve yaşlı adama tekrar seslenir;
Ben padişahım, sorduğum soruyu cevapla hemen, ne yazıyordun söyle hemen der.
Yaşlı adam yine takmaz padişahı... Söyleyemem sırdır der.
Padişah kılıcını çekip atından iner ve yaşlı adamın tepesinde durur.
Son kez soruyorum, eğer beni cevaplamazsan boynunu uçururum der.
Yaşlı adam bakar durum vahim, etme eyleme oğul, ben ne yazdığımı söylersem zaten yaşayamaz ölürüm diye cevaplar.
Padişah üsteler... eğer sen söylemezsen yine öleceksin ver şu yazdığın şeyleri bana okuyacağım der.
Yaşlı adam bakar çare kalmamıştır.. Padişaha sırrını açıklamaya karar verir, dur oğul anlatayım der.
Padişah bekliyorum hadi çabuk anlat ..!! diye bağırır.
Yaşlı adam cevap verir... oğul ben kaderleri yazmakla görevlendirilmiştim onları yazıyordum.
Padişah bu cevaba hem şaşırır hem kızar..
Sen benimle dalgamı geçiyorsun bre gafil diye yaşlı adama bağırır.
Kaderleri yazmak ne ola ki; bu işle nasıl sen görevlendirilirsin diye sitem eder.
Yaşlı adam cevaplar... yemin ederimki ben bu işle görevlendirilmiştim der.
Ancak kimin kaderini önceden açıklayacak olursam ardından ölürüm, bu sebeple fazla soru sorma bana diye yalvarır.
Padişah daha da meraklanarak bağırır.. hadi bakalım o zaman söylede öğreneyim, ben hala bekarım kaderimde hangi kadın var, kiminle evleneceğim ben diye sorar adama.
Yaşlı adam der ki ; ama bu sırrı açıklarsam yaşayamam...
Padişah, ben onu bunu bilmem söylemezsen ben kelleni uçuracağım zaten der.
Yaşlı adam naçar bir durumdadır... ve sırrı açıklamaya karar verir.
Padişaha der ki ; dur bakalım senin için bana ne emredilmişti ve ne yazmıştım birlikte bakalım.
Padişah tamam hadi söylede bir an önce kaderimin kim olduğunu öğreneyim der.
Yaşlı adam önceden yazmış olduğu deri parçalarını karıştırır ve padişaha ait olanı bulur.
ve okumaya başlar... senin kaderin filan obada çobanlık yapan falan kişinin yeni doğmuş kırk günlük kızıdır der..
Padişah dahada gür bir sesle.. Sen delimisin be adam, benim gibi kırk yaşında birinin kaderi nasıl yeni doğmuş bir bebek olabilir der.
Yaşlı adam... valla bana emredilen ne ise ben onu yazmakla mükellefim, kaderinde ne varsa onu göreceksin der.
Padişah iyice zıvanadan çıkar ve ben böyle bir kadere razı gelemem, kırk günlük bir kız benim kaderim olamaz diye bağırır ve ardından ekler.
Ben şimdi gidip benim kaderim olarak yazılan o kızı ellerimle öldüreyim de gör bakalım kader nasıl engellenirmiş der.
ve padişah atına atladığı gibi tozu dumana katarak yaşlı adamın yanından uzaklaşır.
Yaşlı adam ise vermemesi gereken bir sırrı açıkladığı için padişahın ardından yere yığılıp ölür. (Devamı Cumartesi’ye)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.